Karar Künyesi
İdarenin, %100 hissesine sahip olduğu Şirketine sermaye artışı karşılığında 50 adet taşınmazını devrettiği, devredilen taşınmazlardan 46 tanesinin devirden kısa bir süre sonra Şirket tarafından satıldığı, satılan 46 adet taşınmazın 29’unun satışının Belediyeden alacaklı durumda olan gerçek ve tüzel kişilere yapıldığı, Şirketin 29 taşınmazın satışı karşılığında alacaklarına karşılık olarak taşınmazı satın alan gerçek ve tüzel kişilerin Belediyeden olan alacaklarını temlik ettiği, Şirketin bu kişilerin alacağını devir alması ile birlikte Belediyeden alacaklı hale geldiği, bir süre sonra Şirketin alacaklarından vazgeçerek bu tutarda alacağı Belediyeye hibe ettiği; ayni sermaye artışının görünürde işlem olarak gerçekleştirildiği, ancak bu işlemin arkasında Belediyenin piyasaya olan borçlarının yine Belediyeye ait olan taşınmazların satışı yoluyla ödenmek istenmesinin yattığı, taşınmazların ayni sermaye olarak Şirkete devredilmesi ve satışlarının Şirket tarafından yapılması yoluyla Belediyenin 2886 sayılı Kanun hükümlerine uyma zorunluluğunun bertaraf edildiği görülmüştür.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun “Kapsam” başlıklı 1’inci maddesinde genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelerin, özel idare ve belediyelerin alım, satım, hizmet, yapım, kira, trampa, mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ve taşıma işleri bu Kanunda yazılı hükümlere göre yürütüleceği ifade edilmiştir.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Hesap verme sorumluluğu” başlıklı 8’inci maddesine göre; "Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanlar, kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, muhasebeleştirilmesinden, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumludur ve yetkili kılınmış mercilere hesap vermek zorundadır."
Aynı Kanun'un “Üst yöneticiler” başlıklı 11’inci maddesinde ise;
“Üst yöneticiler, idarelerinin stratejik planlarının ve bütçelerinin kalkınma planına, yıllık programlara, kurumun stratejik plan ve performans hedefleri ile hizmet gereklerine uygun olarak hazırlanması ve uygulanmasından, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesi izlenmesi ve bu Kanunda belirtilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinden Bakana; mahallî idarelerde ise meclislerine karşı sorumludurlar.” hükmü yer almaktadır.
2886 sayılı Kanun kapsamında yer alan Belediyelerin gelir getirici nitelikte olan taşınmaz satış işlerinin Kanun’da belirtilen ihale yöntemlerinden biri ile yapılması gerekmektedir. Belediye şirketleri ise Kanun kapsamında olmadığından dolayı taşınmaz satış işlemlerini ihale yapma zorunluluğu olmaksızın serbestçe yapabilmektedir.
Sermayesinin tamamı Belediyeye ait olan Atabel İnşaat Temizlik Gıda Sanayi ve Ticaret AŞ’nin 252.236.000,00 TL olan sermayesi 2023 yılı içerisinde Şirket Genel Kurul kararı ile önce 34.785.000,00 TL, ardından 102.945.000,00 TL olmak üzere, toplamda 137.730.000,00 TL artırılarak 389.966.000,00 TL’ye çıkarılmış, sermaye artışı karşılığında Belediye’nin mülkiyetinde bulunan Ataşehir ilçesi Atatürk Mahallesi Atapark Konutları’nda C-1, C-2 ve C-
4 bloklarda yer alan 50 adet taşınmazdan 13 tanesi 26.01.2023 tarihinde, 37 tanesi ise 15.02.2023 tarihinde Şirkete devredilmek suretiyle sermaye artışı ayni olarak İdare tarafından karşılanmıştır.
Yapılan incelemede;
Şirketin, 2023 yılı içerisinde muhtelif tarihlerde kendisine devredilen 50 adet konutun 46 tanesini sattığı, satışların 29 tanesinin ise Belediyeden alacaklı durumda olan 9 farklı gerçek veya tüzel kişiye yapıldığı, 29 adet konutun satışı karşılığında 107.875.300,00 TL satış bedelinin elde edildiği, söz konusu bedelin 106.731.750,00 TL’lik kısmına karşılık olarak söz konusu 9 kişinin Belediyeden olan alacaklarının devralındığı, geriye kalan 1.143.550,00 TL’lik kısmının ise banka havalesi ile tahsil edildiği, bu suretle söz konusu 9 kişiden devir alınan 106.731.750,00 TL tutarındaki Belediye borcunun yeni alacaklısının Şirket olduğu,
Şirketin, başkaca alacakları da dahil toplam 128.017.623,91 TL tutarındaki Belediyeden olan alacağından vazgeçerek, bu tutarın Belediyeye hibe edilmesi hususunda bir dilekçe ile İdare’ye başvurduğu,
Hibe başvurusunun Başkanlık oluru ile kabul edilerek İdare tarafından 128.017.623,91 TL tutarındaki Şirkete olan borcun gelir kaydedilerek borç kayıtlarından düşüldüğü,
Şirketin 2023 yılı sonu itibarıyla 389.966.000,00 TL olan sermayesinin 100.000.000,00 TL azaltılarak 289.966.000,00 TL ye indirilmesine karar verildiği, tespit edilmiştir.
Şirketin bir yıl içinde 137.730.000,00 TL sermaye artışı yaptıktan sonra 100.000.000,00 TL tutarında sermaye azaltımı kararı alması, bu süre zarfında ayni sermaye olarak konulan taşınmazları satması, 128.017.623,91 TL tutarındaki Belediyeden olan alacağından vazgeçerek hibe etmesi tacirin, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü ile bağdaşmamaktadır.
Esasen yapılan işlemlerden sermaye artışı yapılması suretiyle Belediye taşınmazlarının ayni sermaye karşılığında Şirkete devri görünürde işlemdir. Ancak, bu işlemin gerçekleştirilmesi arkasında taşınmazlarının satışı ve devri açısından 2886 sayılı Kanuna ve dolayısıyla bu Kanunda yer alan ihale yöntemlerine tabi olan Belediye’nin borçları karşılığında taşınmazlarını ihale yapmaksızın doğrudan alacaklılarına devretmesi mümkün değilken, bu taşınmazların 2886 sayılı Kanun’a tabi olmayan ve dolayısıyla satış ve devir konusunda ihale yapma yükümlülüğü bulunmayan Şirket’e devredilerek taşınmazların satışı konusunda serbestçe hareket etme imkanına kavuşma gayesi bulunmaktadır.
Bir diğer ifadeyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen “sermaye artırımı” müessesesinin kullanılması suretiyle Belediye taşınmazlarının Şirkete devri sağlanarak, bu taşınmazların 2886 sayılı Kanun hükümlerine tabi olmaksızın serbestçe değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri çerçevesinde; üst yöneticilerin kamu kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden açıkça sorumlu oldukları açıktır. Dolayısıyla İdare borçlarının ödenebilmesi adına başkaca hukuki gerekçeler kullanılarak İdare taşınmazlarının belli borçların ödenmesi için kullanılması -bir diğer ifadeyle bu taşınmazların bazı borçlar için tahsis edilmesi- mevzuat hükümleri ile de uygun düşmemektedir.
Yukarıda yer alan denetim tespiti üzerine, İdare tarafından;
Atabel İnş. Tem. Gıda San. ve Tic. A.Ş’nin şirket merkezi inşaatı yapılması ile araç ve iş makinesi alımında kullanılmak üzere 100.000.000,00 TL ayni ve nakdi sermaye artışı talebinin Belediye gelirlerinin azalmış olması nedeniyle nakdi sermaye konulması suretiyle gerçekleştirilemeyeceği, sermaye artışının ayni sermaye konularak karşılanacağı yönünde Belediye Meclisinin 10.11.2022 tarih ve 2022/098 numaralı kararının bulunduğu,
İlgili meclis kararı doğrultusunda devredilen taşınmazların ayni sermaye bedellerinin tespiti amacıyla ticaret mahkemesine başvuru yapılarak mahkemenin bilirkişi raporu doğrultusunda konut nitelikli taşınmazların toplam bedelinin 137.730.000,00 TL olarak belirlendiği,
Mahkeme kararı sonrasında söz konusu taşınmazların Şirket adına tescillerinin yapılarak sermaye koyma borcunun belediye tarafından yerine getirildiği,
Atabel İnş. Tem. Gıda San. ve Tic. A.Ş.'ne ait Yönetim Kurulu Karan ile onaylanmış "Satış ve Kiralama İşlemleri Yönergesi" bulunduğu ve Yönerge uyarınca dairelerin elektronik ihale yönetimi ile açık artırma yapılmak suretiyle satışına karar verildiği,
Şirketin gelir getirici işlerinde 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine tabi olmadığına, buna rağmen bu Kanunda öngörülen rekabet şartlarının sağlanması açısından özen gösterilerek satışa konu taşınmazların satış ihalesine katılımı artırmaya yönelik ilanların yapıldığı,
Tek katılımcı bulunan ihalelerin, uygun rekabet koşulları oluşmadığı için iptal edilerek, yeniden ihaleye çıkarıldığı, yenilenen ihalelerde katılımcı sayısının artırılarak azami kamu yararı ve şirket karının artırılmasının amaçlandığı,
Belediyeden alacaklı olan gerçek veya tüzel kişilerin ihaleye katılmalarını engelleme imkânının bulunmadığı, bu gerçek veya tüzel kişilerin ihalelerde rekabeti artırdığı, bu durumda olan kişilerin ihaleye katılımının sürecin doğal bir sonucu olarak ortaya çıktığı,
Yapılan satış işlemleri sonrasında Şirketin öz sermaye ihtiyacının tamamlanmış olması nedeniyle, Şirketin Belediyeden olan alacaklarından vazgeçtiği ve sermaye azaltımı yapılarak belediyeye iade ettiği,
Yapılan tüm bu işlemlerin 6102 Sayılı TTK'ya uygun olarak yerine getirildiği, sermaye artırımı işleminin taşınmazların 2886 Sayılı Kanun hükümlerine uyma zorunluluğunun bertaraf edilmesi amacıyla ve görünürde yapılmadığı,
Yürütülen tüm süreçlerin mevzuat hükümlerine uygun olduğu, ifade edilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, Şirket adına tescil edilen taşınmazların satışının elektronik ihale ile yapıldığına yönelik kamu idaresi cevabında belirtilen elektronik ihale yönteminin özel bir şirkete ait taşınmaz ilan sitesine satışa konu taşınmazların ilanlarının konulması, ilana konulan taşınmazlar için söz konusu siteye üye olan kişilerin teklif vermesi ve öngörülen süre sonunda bu tekliflerin değerlendirilerek satışın gerçekleştirilmesinden ibaret olduğu göz önüne alındığında uygulanan yöntemin mevzuatta tanımı yapılan ihale yöntemlerinden biri olmadığı görülmektedir. Bu sebeple, uygulanan yöntemin teknik anlamda ihale ya da elektronik ihale olmadığı açıktır. Bu anlamda söz konusu internet sitesinin rekabeti sağlama hususunda ne kadar mahir olduğu da muğlaktır. Zorunluluğu bulunmamakla birlikte, Şirketin taşınmazları ihale ederek sattığı yönündeki kamu idaresi cevabı bu yönden isabetli bulunmamaktadır. Zira özel şirketlerce kurulmuş internet ilan sitelerinde, bu sitelere üye olan kişilerden teklif alınması suretiyle taşınmaz mal satışının yapılması, mevzuatta tarifini bulan ihale kapsamında olmadığından teknik anlamda bir ihalenin mevcudiyetinden de bahsetmeyi mümkün kılmamaktadır.
Öte yandan, Kamu İdaresi cevabından Şirket merkezi inşaatı yapılması ile araç ve iş makinesi alımında kullanılmak üzere sermaye artışı yapılması kararı alındığı anlaşılmaktadır. Ancak, kamu idaresi cevabında sermaye artışından murat edilen hususların gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğine ilişkin kanıtlayıcı bir belge de sunamamıştır. Nitekim, 137.730.000,00 TL olarak yapılan sermaye artışı sonrasında, sermaye artışına konu taşınmazların büyük bir kısmının Şirket tarafından belediyeden alacaklı olan gerçek ve tüzel kişilere satılması, bu taşınmazların satışından elde edilecek gelir karşılığında taşınmazı satın alan gerçek ve tüzel kişilerin Belediyeden olan alacaklarının Şirket tarafından yüklenilmesi, Şirketin sattığı taşınmazlar karşılığında yüklendiği de dahil olmak üzere Belediyeden olan toplam 128.017.623,91 TL tutarındaki alacağından vazgeçerek Belediyeye hibe etmesi ve nihayetinde
100.000.000,00 TL tutarında sermaye azaltımı kararı alması karşısında sermaye artışı ile murat edilen hususların yerine getirilip getirilemeyeceği de tartışmalı hale gelmektedir.
Bu anlamda, idarenin ve Şirketin görünürde yaptıkları işlemlerin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine aykırı düşmediği; ancak yapılan işlemlerin arkasında Belediyenin piyasaya olan borçlarının yine Belediyeye ait olan taşınmazların satışı yoluyla ödenmek istenmesinin yattığı, taşınmazların ayni sermaye olarak Şirkete devredilmesi ve satışlarının Şirket tarafından yapılması yoluyla Belediyenin 2886 sayılı Kanun hükümlerine uyma zorunluluğunun bertaraf edildiği görülmektedir.
Sonuç olarak, İdare taşınmazlarının değerlendirilmesinde İdarenin takdir hakkı olmakla birlikte, bu taşınmazların belli borçların ödenmesi amacıyla başka hukuki gerekçeler kullanılmak suretiyle Şirkete devredilmesinin kamu kaynaklarının kullanımı hususunda mevzuat hükümleri ile bağdaşmadığı gibi kamu menfaatlerine de zarar verdiği değerlendirilmektedir.