Kamu idareleri taşınmazlarına ilişkin devir tahsis işlemi gerçekleştirirken 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi Kontrol Kanunu ve Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Tahsis ve Devri Hakkında Yönetmelik hükümlerini dikkate alarak yerine getirmeleri gerekir.

Tahsis Nedir?

Yukarıda bahsedilen Yönetmelik’te tahsis kavramı; “Mülkiyeti kendilerinde kalması koşuluyla kamu idarelerince, kanunlarında belirtilen kamu hizmetlerinin yerine getirilebilmesi amacıyla mülkiyetlerindeki taşınmazların, birbirlerine veya köy tüzel kişiliklerine; Hazineye ait taşınmazlar ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin ise, Maliye Bakanlığınca hizmetin devamı süresince kamu idarelerinin veya köy tüzel kişiliklerinin bedelsiz olarak kullanımına bırakılması” olarak tanımlanmıştır*.*

Özel bir hüküm olmaması durumunda kamu idareleri, tahsis işlemini 5018 sayılı Kanun’un 47 nci maddesine dayanarak yapabilirler. Belediyeler tahsis işlemini 5393 sayılı Belediye Kanununun 15 inci maddesinin (h) bendine, il özel idareleri ise 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 64 üncü maddesinin (d) bendine göre yapmaktadırlar.

Tahsis yetkisi kime aittir?

Hazineye ait taşınmazlar ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin tahsis yetkisi özel bir hüküm olmadıkça Hazine ve Maliye Bakanlığı ve taşra birimlerine aittir. İlgili kanunlarında tahsis yetkisine ilişkin özel hüküm bulunduğu hallerde tahsis işlemi, yetki verilen kurum, kuruluş veya kamu idaresi tarafından yapılır. Belediyeler ve il özel idarelerinin kanunları gereğince tahsis yetkisi bulunmaktadır ve meclisleri tarafından bu yetki kullanılır.

Kamu idareleri taşınmazları kimlere tahsis edebilir ?

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Taşınmaz tahsisi” başlıklı 47’nci maddesine göre; kamu idareleri, kanunlarında belirtilen kamu hizmetlerini yerine getirebilmek için mülkiyetlerindeki taşınmazlarla, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerleri, birbirlerine ve köy tüzel kişiliklerine bedelsiz olarak tahsis edebileceği ve tahsis edilen taşınmazlar amacı dışında kullanılamayacağı hüküm altına alınmıştır.

Yine özel hükümle yetkili kılınan il özel idareleri 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 64 üncü maddesinin (d) bendinde; Kendilerine ait taşınmaz malları, asli görev ve hizmetlerinde kullanılmak ve süresi yirmibeş yılı geçmemek üzere diğer kamu kurum ve kuruluşlarına tahsis edebileceği; belediyelerin 5393 sayılı Kanun’un “Diğer kuruluşlarla ilişkiler” başlıklı 75’inci maddesinin (d) bendinde; Belediye, belediye meclisinin kararı üzerine yapacağı anlaşmaya uygun olarak görev ve sorumluluk alanlarına giren konularda; kendisine ait taşınmazları, asli görev ve hizmetlerinde kullanılmak üzere bedelli veya bedelsiz olarak mahalli idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına devredilebileceği veya süresi 25 yılı geçmemek üzere tahsis edebileceği belirtilmiştir. 

Ayrıca Sayıştay Genel Kurulu’nun 2017/1 *Esas ve 5415/1 Karar No’lu İçtihadı Birleştirme Kararında; “Konuya bir kamu idaresi olan belediyeler özelinde bakıldığında da taşınmaz tahsisinde kamu hizmetinin ve kamu idaresinin varlığı ölçütleri geçerliliğini korumaktadır.

Buna göre, belediyeler, mülkiyetlerindeki taşınmazlarını 5393 sayılı Kanun’un sosyal ve ekonomik amaçlı arsa ve konut üretimine ilişkin 69’uncu maddesindeki özel hükümler hariç olmak üzere aynı Kanun’un 75’İnci maddesi ile 5018 sayılı Kanun’un 47’nci maddesi çerçevesinde, ancak mahallî müşterek nitelikteki hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla belediye meclislerinin bu konuya ilişkin alacakları kararla ve sadece mahallî idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına tahsis edebileceklerdir.” denilerek belediyelerin taşınmazlarını, mahallî idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşları dışındaki özel ve tüzel kişilere tahsis edemeyeceğine hükmedilmiştir.

Yine İçtihadı Birleştirme Kararında; “… Öte yandan söz konusu tahsislerden bir kısmının bedelli olması yapılan işlemin tahsis niteliğini ortadan kaldırmamakta ve taşınmazın kiralandığı anlamına gelmemektedir. Kaldı ki belediye mülkiyetindeki taşınmazların kiralanması için belediye meclis kararı tek başına yeterli olmayıp böyle bir durumda 2886 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.” denilmek suretiyle tahsislerden bedel alınmasının kiralama anlamına gelmeyeceği, kiralama işleminin 2886 sayılı Kanuna göre yapılması gerektiği hükme bağlanmıştır.

Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri ve yargı kararına göre kamu idareleri kendilerine ait taşınmazları, aslî görev ve hizmetlerinde kullanılmak üzere bedelli veya bedelsiz olarak köy tüzel kişilikleri,  diğer kamu kurum ve kuruluşları ile mahallî idarelere devredebilecek veya tahsis edebilecektir.

Sonuç

5018, 5393 ve 5302 sayılı Kanunlar ve Yönetmelik hükümleri ile mezkûr İçtihadı Birleştirme Kararından anlaşılacağı üzere; Kamu idarelerinin, köy tüzel kişilikleri, mahalli idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşları dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, vakıflara, derneklere, sivil toplum kuruluşlarına veya meslek kuruluşlarına süresi her ne olursa olsun tahsis işlemi yapmaması gerekir.

Makaleyle ilgili sorunuz mu var?