Karar Künyesi
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Mükellef” başlıklı 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde; mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işleri yapanların katma değer vergisi mükellefi olacağı belirtilmiştir.
Aynı Kanun’un “Verginin konusunu teşkil eden işlemler” başlıklı 1’inci maddesi uyarınca belediyelerin ticari, sınaî, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetlerinin vergiye tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır.
Mezkur Kanun’un “Vergi İndirimi” başlıklı 29’uncu maddesi gereğince yapılan vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler sırasında hesaplanan katma değer vergisi ile ithalat sırasında ödenen katma değer vergisinin indirim konusu yapılabileceği ifade edilmektedir.
Aktarılan mevzuat hükümleri dikkate alındığında belediyelerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikte olmayan teslim ve hizmetler için ödediği katma değer vergisi indirim konusu yapılmamalıdır.
Genel Yönetim Muhasebe Yönetmeliği’nin “Tanımlar” başlıklı 4’üncü maddesinde; maliyet bedeli, bir varlığın satın alınması, üretilmesi veya değerinin arttırılması için yapılan harcamalar veya verilen kıymetlerin toplamı olarak tanımlanmıştır.
Anılan Yönetmelik’in “Temel kavramlar” başlıklı 5’inci maddesinde;
“(…)
Maliyet esası: Para mevcudu, alacaklar ve maliyetinin belirlenmesi mümkün veya uygun olmayan kalemler hariç, kamu idareleri tarafından edinilen varlık ve hizmetler, bunların elde edilme maliyet bedelleriyle muhasebeleştirilir. Maliyet bedeli tespit edilemeyen varlık ve kaynakların değerlemesine ilişkin hükümler saklıdır.
(…)” hükmü yer almaktadır.
Yine bu Yönetmelik’in “Maddi duran varlıkların kayıt değerleri” başlıklı 26’ncı maddesinde; gerek yatırım ve gerekse kullanım amacıyla edinilen maddi duran varlıkların
maliyet bedeliyle muhasebeleştirileceği, maddi duran varlıkların maliyet bedelinin, alış bedeline, vergi, resim ve harçlar ile diğer doğrudan giderlerin ilave edilmesi suretiyle bulunacağı belirtilmektedir.
Bu kapsamda, Belediyenin ticari, sınai, zirai ve mesleki amaçlar dışında kendi asli görev ve hizmetlerinin yürütülmesi için satın aldığı bir maddi duran varlığın elde edilmesi sırasında doğan katma değer vergisini indirim konusu yapmaksızın maliyet bedeline eklemesi gerekmektedir.
Yapılan incelemede maddi duran varlık edinimleri için 258 Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabına kaydedilen tutarlara ilişkin katma değer vergisinin ayrıştırılarak indirim konusu yapıldığı ve bu durumda edinilen maddi duran varlıkların maliyet bedellerinin eksik olarak muhasebeye yansıdığı tespit edilmiştir.
Kamu idaresi cevabında; özetle maddi duran varlıkların edinimi için yapılan harcamalar ilişkin KDV’nin indirim konusu yapılması işlemine son verildiği ve böylece maddi duran varlıkların maliyet bedelleri üzerinden muhasebeye yansıtılmasının sağlandığı ifade edilmektedir.
Sonuç olarak Kamu İdaresince bulgu konusu hususa iştirak edilmiş ve tespit edilen hatalı uygulamalara son verildiği ifade edilmiştir. Ancak bulguda izah edildiği üzere maddi duran varlık edinimleri için 258 Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabına kaydedilen tutarlara ilişkin katma değer vergisinin ayrıştırılarak indirim konusu yapılmasının ilgili maddi duran varlıkların maliyet bedellerinin eksik olarak muhasebeye yansıması sonucunu doğurmaktadır. Bu kapsamda bilançonun Maddi Duran Varlıklar Hesap Grubunda indirim konusu yapılmış KDV tutarları kadar hatanın mevcut olmasına, dolayısıyla ilgili maddi duran varlık hesaplarının doğru ve güvenilir veri içermemesine sebebiyet verilmiştir.