Şirketin 2012-2017 yılları arasında parkmetre ve otopark işletmeciliği işinden elde edilen ve 153.183 adet araç plaka kaydına ait toplam 2.351.993,50 TL tutarında alacağını bilanço dışı kayıtlarda izlediği görülmüştür.

Kayseri Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından 2012 yılında Şirkete tahsisi yapılan yol kenarı parkmetre ve otopark işletmeciliği işi, Belediye Meclisinin 13.02.2017 tarih, 87 nolu kararı ile Şirket Yönetim Kurulunun 31.05.2017 tarih, 2017/012 sayılı kararı çerçevesinde 01.06.2017 tarihinden itibaren Kayseri Ulaşım AŞ'ye devredilmiştir.

Şirket Yönetim Kurulunun 24.05.2019 tarih, 2019/008 sayılı kararıyla “2012 yılında şirketimize tahsisi yapılan yol kenarı parkmetre ve otopark işletmeciliği işi, Kayseri Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 13.02.2017 tarih, 87 nolu kararına istinaden Yönetim Kurulumuzun 31.05.2017 tarih, 2017/012 sayılı kararı ile 01.06.2017 itibariyle Kayseri Ulaşım AŞ'ye devredilmiştir. Parkmetre, sonradan ücret ödemeli sistemi ile çalıştığından gerek ücret ödemeden, gerekse sonradan ödeyeceğini söyleyerek park yerini terk eden ve çeşitli nedenlerle tahsilatı yapılamadığından tahakkuku gerçekleşmeyen dolayısıyla muhasebeleşemeyen, ancak cihazlarda kullanılan parkmetre yazılım sistemi üzerinden takip edilebilen 01.06.2017 tarihinden önceki eski borç alacakları, devir ile ilgili 13.02.2017 tarih,

87 nolu Meclis kararında ayrıca zikredilmediğinden dolayı askıda kalmıştır. Sistemde yaklaşık 153.000 plaka kaydında İki milyon TL üzerinde bulunan eski borç alacaklarının tahsilinin imkanlı hale getirilmesi için eski sistemden borçlu kalan plakalara 01.06.2017 tarihinden önceki borç bilgilerinin tekrar yüklenerek tahsil edilmesine imkan sağlanması için Sayıştay görüşü de dikkate alındığında; İmar AŞ. uhdesinde kalan parkmetre eski borç alacaklarının da Kayseri Ulaşım AŞ'ye devredilmesi hususunda Kayseri Büyükşehir Belediye Meclisi'nden karar alınması yönünde talepte bulunulması” kabul edilmiştir.

Belediye İşletme ve İştirakler Daire Başkanlığı tarafından Şirkete yazılan 20.06.2019 tarih, 7490 sayılı yazıyla da “ …Sistemde yaklaşık 153.183 plaka kaydında 2.351,993,50 TL üzerinde bulunan eski borç alacaklarının tahsilinin imkanlı hale getirilmesi için … Kayseri Ulaşım AŞ'ye devredilmesi hususunda Büyükşehir Belediye Meclisinin 10.06.2019 tarih, 2019/171 sayılı kararı” çerçevesinde işlem yapılması bildirilmiştir.

Kayseri Ulaşım AŞ tarafından 05.07.2019 tarih, 3256 sayılı Şirkete yazılan yazı ile “10.06.2019 tarihli 2019/171 sayılı Kayseri Büyükşehir Belediyesi Meclis Kararı ve Kayseri Büyükşehir Belediyesi İştirakler Daire Başkanlığı 20.06.2019 tarihli 7490 sayılı "parkmetre eski borç devri" konulu yazılarına istinaden parkmetre eski borç alacaklarının şirketimize devri gerçekleşmiştir. İlgili yazılarda bahsi geçen 153.183 adet plaka kaydında, toplam 2.351.993,50-TL tutarında, tüm eski borç alacaklarını içeren listenin üst yazı ekinde tarafımıza gönderilmesini talep etmekteyiz.

Ayrıca Şirketimize devri gerçekleşen eski borç alacakları, kayıtlarımıza şüpheli alacak olarak kaydedilecek olup, yapılacak tahsilatlarda fatura düzenlemeyip sadece tahsilat makbuzu düzenlenecektir ” denilmiştir.

Şirket tarafından da Kayseri Ulaşım AŞ’ye cevaben yazılan 09.07.2019 tarih ve 056 sayılı yazıda ise “…tarafımızdan talep edilen bilgiler dijital ortamda usb içeriğinde, İştirakler Daire Başkanlığı'nın ilgi b'de belirtilen üst yazıları ile şirketinize iletilmiştir.

Eski borç alacaklarının devri gerçekleştiğinden mali olarak şirketimizin bir sorumluluğu, yükümlülüğü kalmamıştır. ” şeklinde cevap verilmiştir.

Alınan kararlar doğrultusunda, Şirket tarafından 2012-2017 yıllarında arasında parkmetre ve otopark işletmeciliği işinden elde edilen ve bahsedilen yıllarda finansal kayıtlara alınmayarak bilanço dışında izlenen 153.183 adet plaka kaydına ait toplam 2.351.993,50 TL tutarında alacak Kayseri Ulaşım AŞ’ye karşılıksız olarak devredilmiştir. Kayseri Ulaşım AŞ tarafından da devralınan alacak tutarı 72.497 sayılı yevmiye maddesi ve 2.332.584,50 tutarı üzerinden kendi muhasebe kayıtlarına alınmıştır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Safî kurum kazancı” başlıklı 6’ncı maddesinde “(1) Kurumlar vergisi, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanır.

(2) Safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun ticarî kazanç

hakkındaki hükümleri uygulanır…”


193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “İndirilecek giderler” başlıklı 40’ıncı maddesinde ise “Safi kazancın tesbit edilmesi için, aşağıdaki giderlerin indirilmesi kabul edilir:

1. Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler…”


Hükümlerine yer verilmiştir.


Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verilen 24.04.2014 tarih ve 62030549-125[8- 2013/237]-1185 sayılı Özelge’de Ticari kazancın tespitinde "tahakkuk esası ilkesi" ve "dönemsellik ilkesi" olmak üzere iki temel ilke geçerlidir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibarıyla kesinleşmiş olması yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir…

Tahakkuk, gelir ve giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmesini ifade eder. Tahakkuk esasında, geliri doğuran muamelelerin eksiksiz olarak tekemmül etmiş olması, gelirin elde edilmiş sayılması için yeterlidir. Diğer bir ifade ile tahakkuk esasında vergilendirme yapılabilmesi için, alacak hakkının doğmuş olması gerekir. Gerek hasılat gerekse giderlerin hangi hesap dönemine ilişkin olduğunun tespiti açısından hasılatın tahsil edilip edilmediğinin, giderlerin ise ödenmiş olup olmadığının bir bağlayıcılığı bulunmamaktadır.” denilmiştir.

Yukarıda yer alan mevzuat ve özelge çerçevesinde kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde 193 sayılı Kanun’un ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirlenerek ticari kazançta vergiyi doğuran olay tahakkuk esasına bağlanmıştır.

Ticari kazancın tespitinde temel ilkelerden olan tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması yeterlidir. Bu esas dikkate alındığında bir gelir unsurunun özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

Şirket Yönetim Kurulu’nun 24.05.2019 tarih, 2019/008 sayılı “…Parkmetre, sonradan ücret ödemeli sistemi ile çalıştığından gerek ücret ödemeden, gerekse sonradan ödeyeceğini

söyleyerek park yerini terk eden ve çeşitli nedenlerle tahsilatı yapılamadığından tahakkuku gerçekleşmeyen dolayısıyla muhasebeleşemeyen, ancak cihazlarda kullanılan parkmetre yazılım sistemi üzerinden takip edilebilen 01.06.2017 tarihinden önceki eski borç alacakları…” şeklinde ki kararında, tahsilatı yapılamadığından dolayı tahakkuku gerçekleşmeyen dolayısıyla muhasebeleşemeyen alacak tutarlarının tahsilat esasına bağlanmasının vergi kanunlarının ilgili hükümleri doğrultusunda hukuka uyarlı bulunmamıştır.

Kamu İdaresi cevabında, yol kenarı otopark işletmeciliğinde parkomat cihazlarında tahsilatı takiben fiş düzenlenerek z raporuna istinaden tahsilat tutarının kayıtlara yansıtıldığı, ücret ödenmeyen veya görevli olmadan yerinden ayrılan araçlar için parkomat cihazında fiş düzenlenmediği, tahsil edilemeyen parkmetre ücretlerinin parkomat yazılım sisteminde ‘eski borç’ olarak kaldığı, tahsilatı gerçekleştirilen ‘eski borç’ tutarları için parkomat cihazından fiş düzenlenerek kayıtlara alındığı ve tahsilatı yapılamayan alacaklar için belge düzenlenememesi nedeniyle muhasebe kayıtlarına alınamadığı, belirtilmiştir.

İdare cevabında belirtilen tahsilatın yapılamaması nedeniyle tahakkuku gerçekleşmeyen dolayısıyla muhasebeleşemeyen alacak tutarlarının tahsilat esasına bağlanmasının vergi kanunlarının ilgili hükümlerine uygun olmadığı değerlendirilmektedir.

Kurumlar vergisi mükellefi olan Şirketin ticari kazanç elde etmesi, tahsil esasına değil tahakkuk esasına bağlanmış, ticari kazancın gerçekleşmesi için ticari işlemin eksiksiz olarak yerine getirilmiş olması vergi kanunları açısından yeterli sayılmakta, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verilen 24.04.2014 tarih ve 62030549-125[8-2013/237]-1185 sayılı Özelge’de de bu hususa net olarak yer verilmektedir. Kısaca, Şirketin ticari kazancının tespitinde, sadece tahsil edilen gelirlerin değil tahakkuku gerçekleşen gelir miktarlarının da dikkate alınması gerekmektedir.

Sonuç olarak, Şirket tarafından 2012-2017 yıllarında arasında parkmetre ve otopark işletmeciliği işinden elde edilen ve 153.183 adet plaka kaydına ait toplam 2.351.993,50 TL tutarında alacağı Kayseri Ulaşım AŞ’ye devredebiliyor ise ticari kazancın elde edilmesinde uygulanan tahakkuk esasına göre alacak tutarının miktar ve mahiyet itibarıyla kesinleştiği görülmekte ve bahsedilen yıllarda oluşan alacak tutarlarının muhasebe kayıtlarına alınmadan bilanço dışı kayıtlarda izlenmesi muhasebe ilkeleri ile vergi kanunları açısından uygun olmadığı düşünülmektedir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?