Meram Belediyesi hesaplarında yapılan denetim ve incelemelerde 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’na göre ihale usulü ile yapılması gereken bazı mal ve hizmet alımlarının ihtiyaçları bölmek suretiyle doğrudan temin usulü ile yapıldığı görülmüştür.

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Temel ilkeler” başlıklı 5’inci maddesinde;


“İdareler, bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanmasını sağlamakla sorumludur.


Eşik değerlerin altında kalmak amacıyla mal veya hizmet alımları ile yapım işleri kısımlara bölünemez.

Bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde açık ihale usulü ve belli istekliler arasında ihale usulü temel usullerdir.

…” hükmü yer almaktadır.


Meram Belediyesi hesapları incelendiğinde bir festival kapsamında temel ihale usullerinden biriyle yapılması gereken organizasyon hizmet alım işine ait ihtiyaçların doğrudan temin usulü ile yapılan toplam 26 adet alımla karşılandığı ve aynı organizasyon kapsamında yapılan bu alımların toplam tutarının KDV hariç 682.386,61 TL olduğu; yine Belediyenin farklı


harcama birimleri tarafından aynı yerden, üç adedi aynı gün olmak üzere dört ayrı doğrudan temin ile aynı tür karavan alımı yapıldığı ve bu alımların toplam değerinin KDV hariç 136.000 TL olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu alımların ihtiyaçların parçalara bölünmesi suretiyle doğrudan temin usulü ile yapılmasının mevzuata aykırı olduğu değerlendirilmekte, ayrıca Kamu İhale Kanunu’nda yer alan ihale usullerinin kullanılmamasının rekabet ortamının sağlıklı şekilde oluşmasına engel teşkil edeceği düşünülmektedir.

Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri ve yapılan açıklamalar uyarınca Belediye tarafından ihtiyaç duyulan ve Kanun’da belirtilen doğrudan temin sınırını aşan mal ve hizmetlere ilişkin alımların önceden gerekli hazırlıklar yapılarak Kanun’da belirtilen ihale usullerinden biriyle yapılmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.

Kamu idaresi cevabında; “Konu ile ilgili olarak Belediye Başkanlığımız, “Bacıbey” isminde bir festival düzenlenmesiyle ilgili olarak, Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğüne sözlü olarak anlık bir talimat vermiştir. Festival içeriğinin belirlenmesi ve uygulanması ile çok kısa bir zaman dilimi içerisinde hazırlıkların tamamlanabilmesi için Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü çalışmalarına başlarken, festivalin ana temasının kadim Türk Kültüründen gelen 'Bacıbey'lerin günümüzde fazla tanınmaması dezavantajını ortadan kaldırmak için, öncelikli olarak festivalin amaçları ve hedef kitlesi tespit edilmiştir.

Halen, Millet Bahçesi olarak kullanılmakta olan alanda icra edilen bu büyük organizasyon çalışmaları sürerken öncesinde sadece yurt içinde yapılması planlanan festivalin, içerdiği ismin yüklediği misyon nedeniyle ve yine başkanlığımızın şifahi talimatlarıyla uluslararası boyuta taşınarak, Türk Dünyasını da içine alacak şekilde yapılması zarureti doğmuştur.

Festival tarihinin, bahar ayları olarak belirlenmesi ve Hıdırellez’in de Türk Kültürü üzerindeki etkisinden faydalanmak için başkanlığımız tarafından, 04-06 Mayıs 2018 tarihleri uygun görülmüş; ancak gerekli hazırlıkların tamamlanabilmesi için Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğüne fazla bir zaman tanınmamıştır.Sözlü olarak, festivalin yapılması talimatı verilmiş fakat programın kapsamı tam olarak belirtilmemiş ayrıca kapsamı belli olmamakla birlikte yine verilen sözlü talimatlarla kapsamı sürekli genişletilmiştir. Söz konusu müdürlüğe, belirlenen festival tarihinden kısa bir süre önce talimat verilmiş olmasının yanı sıra önce yerel olarak yapılması düşünülen festival daha sonra uluslararası bir boyuta taşınmıştır. Programın yurtiçi yanı sıra yurt dışı menşeili olması nedeni ile konukların programa katılıp katılmayacaklar tam olarak tespit edilememiştir. Özellikle yurt dışından gelecek olan toplulukların bağlı


bulundukları kurumlardan ve devletlerinden izin alma sürecinin belirsizliklerle dolu olması ve son dakikalarda gelen iptallerin veya intikallerin önceden bilinebilmesine imkân sağlamamıştır. İhaleye çıkılması için festival kapsamında nelerin yapılacağı ve bedellerinin tam olarak tespit edilmesi gerekmektedir. Ancak programımızdaki bu belirsizlikler nedeni ile ayrıca program öncesinde ve esnasında öngörülemeyen birçok ihtiyaç mal ve hizmet alımlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu ve benzer nedenlerle, festivalin sağlıklı bir şekilde icra edilebilmesi için doğrudan temin yoluna gidilmiştir.

Bir diğer konu ise raporda 'karavan' olarak bahsedilen alımlar araç olmayıp, bunlardan bir tanesi programların icra edileceği ve izlenebileceği 500 m²’lik büyük bir otağdır. Festivalde kullanılan bu otağ, festivalden sonra da birçok etkinliğe ev sahipliği yapmış ve halen Millet Bahçesi içerisinde kullanılmaktadır.Ayrıca festival süresince el sanatlarının sergilenmesi amacıyla bir tanesi büyük olmak üzere 12 adet Yörük göre şekillenmesidir. Alımlar ihtiyaca yetmeyince mecburen yeniden alım yoluna gidilmiştir.

Ülkemizde ve Türk dünyasında bir ilk olan festivalin başarılı olabilmesi için şartlar gereği sıklıkla doğrudan temin yolunun kullanılması tamamen bir zaruretten doğmuş ve festival bir bütün olarak ihale edilememiştir.” denilmektedir.

Sonuç olarak Kamu İdaresi tarafından söz konusu organizasyon için yeterli zamanın bulunmaması, programın kapsamının tam olarak belirlenmemesi ve ihtiyaçların sürekli değişmesinden dolayı öngörülemeyen mal ve hizmet alımlarının ortaya çıkması gibi zorunluluklar nedeniyle ihtiyaçların doğrudan temin yöntemi kullanılarak karşılandığı ifade edilmiş ise de, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nda ihtiyaçların saydamlık ve rekabeti sağlayacak şekilde, uygun şartlarla ve zamanında karşılanması ve kaynakların verimli kullanılması gerektiği temel ilke olarak belirtilmiştir. İdareler tarafından ihtiyaçların önceden tespit edilerek temel ihale usulleri ile karşılanmasının esas olduğu, diğer alım yöntemlerinin ise ancak Kanun’da belirtilen sınırlı hallerde kullanılabileceği Kanun hükümlerinden anlaşılmaktadır. Dolayısıyla İdare tarafından zaman kısıtlılığı neden gösterilerek ihtiyaçların ihale yapılmak yerine parçalara bölünmek suretiyle doğrudan temin yöntemi ile karşılanması ilgili mevzuat hükümleri ile bağdaşmamaktadır. Her ne kadar İdare tarafından öngörülemeyen ihtiyaçlar ve zaman kısıtlılığı gerekçe gösterilse de işin tamamının öngörülemeyen nitelikte olması kabul edilebilir bir durum değildir.

Ayrıca İdare tarafından alımı yapılan karavanlar ve çadırların kullanım alanı ile ilgili açıklama yapılmış olsa da, bulguda belirtilen husus söz konusu ihtiyaçların alım yöntemi olup,


malların kullanım alanları veya hangi amaçla kullanılacağı bulgu konusu husus ile ilgili görülmemektedir.

İdarenin bundan sonraki ihtiyaçlarını önceden planlayarak Kanun’da belirtilen ihale usullerini kullanmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?