İl Trafik Komisyonu kararına istinaden şehir içi hatlarda çalışan toplu ulaşım araçlarının 5216 sayılı Kanun ile 6360 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra Büyükşehir Belediyesinin izni ve denetimi altında çalıştıkları, İl Trafik Komisyonu kararlarıyla belirlenen şehir içi hat güzergahları işletim hakkının Denizli Belediyesinin Büyükşehir Belediyesi olmasından sonra da aynı şekilde sürekli olarak aynı kişiler tarafından kullanılmaya devam etmesinin mevzuata aykırı olduğu değerlendirilmektedir.

5393 sayılı Belediye Kanunu ile yürürlükten kaldırılan 1580 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin vazifeleri” başlıklı 15’inci maddesinin dokuzuncu fıkrası ve “Belediyelerin hakları, salahiyet ve imtiyazları” başlıklı 19’uncu maddesinin beşinci fıkrasında yer alan hüküm ile 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin yetkileri ve imtiyazları” başlıklı 15’inci maddesinin (p) fıkrasında yer verilen, “Kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek.” hükümlerinden toplu taşıma hakkının belediyenin görev ve yetkisinde olduğu anlaşılmaktadır.

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun “Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev ve sorumlulukları” başlıklı 7’nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde, “Büyükşehir ulaşım ana plânını yapmak veya yaptırmak ve uygulamak; ulaşım ve toplu taşıma hizmetlerini plânlamak ve koordinasyonu sağlamak; kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek<span>.”, (p) bendinde, </span>“Büyükşehir içindeki toplu taşıma hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gerekli tesisleri kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek, büyükşehir sınırları içindeki kara ve denizde taksi ve servis araçları dahil toplu taşıma araçlarına ruhsat vermek. (Ek cümle: 16/5/2018-7144/14 md.) Büyükşehir içindeki toplu taşıma hatlarıyla ilgili olarak; şehir merkezine olan uzaklık, nüfus ve hattı kullanan sayısı kriterleri esas alınarak tespit edilecek hatlarla ilgili toplu taşıma hizmetlerinin işlettirilmesine karar vermek.” <span>düzenlemeleri yer almaktadır.</span>

13.07.2005 tarih ve 25874 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Uygulanmayacak hükümler” başlıklı 84’üncü maddesinde, Kanunla belediyenin sorumlu ve yetkili kılındığı görev ve hizmetlerle sınırlı olarak 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda bu Kanun hükümlerine aykırılık bulunması durumunda bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı, 23.07.2004 tarih ve 25531 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun “Diğer hükümler” başlıklı 28’inci maddesinde, Belediye Kanunu ve diğer ilgili Kanunların bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin ilgisine göre büyükşehir ve ilçe belediyeleri hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.

5216 sayılı Kanun’un geçici 2’nci maddesinde, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte büyükşehir belediye sınırlarının İstanbul ve Kocaeli ilinde il mülkî sınırı, diğer büyükşehir belediyelerinde ise, mevcut valilik binası merkez kabul edilmek ve il mülkî sınırları içinde kalmak şartıyla, nüfusu birmilyona kadar olan büyükşehirlerde yarıçapı yirmi kilometre, nüfusu birmilyondan ikimilyona kadar olan büyükşehirlerde yarıçapı otuz kilometre, nüfusu ikimilyondan fazla olan büyükşehirlerde yarıçapı elli kilometre olan dairenin sınırı büyükşehir belediyesinin sınırını oluşturduğu ve Ek 2’nci maddesinin son fıkrasında da, Büyükşehir belediyesi sınırlarına giren belediyelerin, kanunların verdiği yetkiye dayanarak yürütmekte oldukları toplu taşıma ve ulaşım hizmetlerinin, gerçek ve tüzel kişilere yaptırılması amacıyla verilen ruhsat, imtiyaz sözleşmesi ve ulaşım araçları kira sözleşmesi, ruhsatta öngörülen süre ve sahip oldukları hat güzergâhı ile sınırlı olmak şartıyla herhangi bir işleme gerek kalmaksızın büyükşehir belediyesi toplu taşım ve ulaşım sistemine dahil edileceği hükmü getirilmiştir.

06.12.2012 tarih ve 24849 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2’nci maddesiyle, Denizli Büyükşehir Belediyesinin sınırlarının il mülki sınırı olduğu ve 36’ncı maddesinde de 2’nci maddesinin ilk mahalli idareler genel seçiminde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.

Netice itibarıyla, 5393 ve 5216 sayılı Kanun’lara göre toplu taşımaya ilişkin haklar büyükşehirlerde büyükşehir belediyelerine aittir. Büyükşehir belediyesine ait olan bu hakkın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümleri çerçevesinde ihale yoluyla rekabete uygun, saydamlığı sağlayarak sürenin belirli olması gibi hususları da içerecek şekilde verilmesi gerekir. Bu yetki belediye adına Belediye Meclisine aittir. Belediye meclisince bu yönde alınan karara uygun olarak ve bu kararda verilen yetkiye dayanılarak ihale işlemleri ile ilgili olarak Belediye Encümenince de konuya ilişkin kararlar alınmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Bu çerçevede toplu taşıma hizmetleri bakımından görevli ve yetkili olan Büyükşehir Belediyesinin şehir içi minibüs güzergahlarında çalışacak araçları ihale yapmadan rekabetsiz bir şekilde belirlemesi ve bu uygulamaya belirtilen Kanuni düzenlemeler sonrasında devam edilmesine izin verebilmesi mümkün değildir.

İl Trafik Komisyonundan alınan izinlere istinaden faaliyette bulunan söz konusu minibüslerin çalışma durumlarının izin / tahsis suretiyle sürekli uzatılması şeklinde verilen ve yıllardır devam eden bu uygulama 5216 sayılı Kanun yürürlüğe girene kadar bu kişiler açısından kazanılmış hak olmakla birlikte, 5216 sayılı Kanun’la oluşan yeni durum dikkate alındığında bu kişilerin geçmişte aldıkları izne istinaden süresiz olarak bu hakkı kullanmalarının kazanılmış hak kapsamına girmeyeceği değerlendirilmektedir.

Diğer bir ifadeyle, mevzuata aykırı işlemlerin, mevzuata aykırılıklarının tespit edildiği tarih itibarıyla hukuk düzeninden çıkarılmaları hukuk devletinin bir gereğidir. Bu nedenle, yukarıda açıklanan hususlar da gözetildiğinde bu durumun düzeltilmesi zorunludur. Bu kapsamda belediyece toplu taşıma hizmetlerinin üçüncü kişilere gördürülmesinin yöntemini belirleme konusunda belediyenin takdir yetkisi bulunmakla birlikte, söz konusu hukuki durumun mevcut tanınmış hakların iptalini gerektireceği kuşkusuzdur. Bu konu en kısa sürede yeniden bir ihale yapılıncaya kadar geçecek süre zarfında toplu taşıma hizmetlerinden yararlanan belde halkının mağduriyetine yol açmayacak şekilde çözümlenmelidir. Hat sahiplerine de durumlarını ayarlamaları için makul bir süre tanınması gerekmektedir.

Kamu idaresi cevabında ise şehir içi toplu taşıma yapan özel şahıslara söz konusu hakkın 5216 sayılı Kanun öncesi dönemde İl Trafik Komisyonu kararıyla verildiği ve her yıl başında yapılan ruhsatlandırma işlemleri neticesinde M plaka tescili yapılmış söz konusu araçların denetiminin yapıldığı belirtilmiştir. İl Trafik Komisyon kararları ile verilen ticari plakalara/hatlara ilişkin il ve ilçe emniyet müdürlükleri, ilçe belediyeleri ve meslek odalarından bilgi ve belge talep edileceği, toplanacak belgeler üzerinden plakaların/hatların verildiği dönemde yürürlükte olan mevzuatla birlikte yapılacak hukuki değerlendirmeler neticesinde uygulamaya yön verileceği ifade edilmiştir.

Oysaki, yukarıda da ifade edildiği üzere, kazanılmış hakkın varlığından söz edebilmek için, hakkın yürürlükteki hukuk kurallarına uygun olarak tesis edilen bir işlemle elde edilmesi gerekmektedir. Hukuka aykırı olarak tesis edilen bu işlemlerin kazanılmış hak doğurması mümkün değildir. 5216 sayılı Kanun’un 7’nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendine göre şehir içi toplu taşıma araçlarını işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek Büyükşehir Belediyesine aittir. İşlettirme hakkı mülkiyetin devredilmesi anlamına gelmemektedir. Yani işlettirmede de tıpkı 2886 sayılı Kanua göre yapılan kiralamalarda olduğu gibi bir süre olması gerekir. 5216 sayılı Kanun’a göre şehir içi toplu taşıma hakkının satışı yani mülkiyetin devri gibi bir durum da söz konusu olamaz. Söz konusu hakkın kiralama ve ruhsat usullerinden biri ile üçüncü kişilere gördürülebilmesi mümkündür. Hangi usulle yapılırsa yapılsın şehir içi toplu taşıma hakkının üçüncü kişilere gördürülmesinde mutlak olarak belirli bir sürenin öngörülmüş olması zorunludur. Bu nedenle, İdare uygulamasının 5216 sayılı Kanunun öngördüğü kurallar çerçevesinde 2886 sayılı Kanun hükümeri kapsamında kullandırılması gerekmektedir.

Sonuç olarak, yukarıda açıklanan gerekçelerle, şehir içi toplu taşıma hizmetlerinin gördürülmesine ilişkin fiili durumla benimsenen uygulama yürürlükteki mevzuat düzenlemelerine aykırı olup, bu aykırılığı giderecek şekilde söz konusu işletim hakkının süresi ve şartları belirli yeni bir ihale kapsamında özel kişilere tanınmasının Kanuni bir zorunluluk olduğu değerlendirilmektedir.

Kararla ilgili sorunuz mu var?