Karar Künyesi
İdare gelirlerine yönelik tahsilat ve takip işlemlerinin etkin bir şekilde yerine getirilmediği görülmüştür.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun "Üst yöneticiler" başlıklı 11’inci maddesinde; üst yöneticilerin, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesini ve kullanılmasını sağlamaktan, malî yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesi, izlenmesi ve kanunlar ile Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde belirtilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinden mahalli idarelerde meclislerine karşı sorumlu oldukları ifade edilmiştir. Yine üst yöneticilerin bu sorumluluğun gereklerini harcama yetkilileri, mali hizmetler birimi ve iç denetçiler aracılığıyla yerine getirecekleri belirtilmiştir.
Aynı Kanun’un “Gelirlerin toplanması sorumluluğu” başlıklı 38’inci maddesinde; kamu gelirlerinin tarh, tahakkuk, tahsiliyle yetkili ve görevli olanların, ilgili kanunlarda öngörülen tarh, tahakkuk ve tahsil işlemlerinin zamanında ve eksiksiz olarak yapılmasından sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Yine Kanun’un “Mali hizmetler birimi” başlıklı 60’ıncı maddesinin (e) bendinde de ilgili mevzuatı çerçevesinde idare gelirlerini tahakkuk ettirmek, gelir ve alacaklarının takip ve tahsil işlemlerini yürütmek mali hizmetler biriminin görevleri arasında sayılmıştır.
Yapılan incelemede, İdarenin 2021, 2022 ve 2023 yıllarında Büyükşehir Belediyesi ve Metro AŞ’ye yapılan otobüs tahsislerinden doğan 144.504.098,86 TL, 2023 yılı Nisan ayından beri taşımacılıkta ödemede kullanılan kredi kartlarıyla elde edilen 11.609.326,32 TL, ücretsiz taşımacılık hizmeti verilen günlere ilişkin olarak 64.775.087,62 TL alacak ile araç bakım ve onarım işlerini yapan yüklenicinin İdarenin garajlarında yer alan pompalardan aldığı akaryakıta ilişkin alacakların takip ve tahsilatına ilişkin işlemlerin etkin bir şekilde yapılmamasından dolayı İdarenin söz konusu gelirlerden mahrum kaldığı tespit edilmiştir.
Ayrıca taşımacılıkta elde edilen yolculuk hasılatının ilgili ödeme kuruluşundan günlük olarak gelmesi sürecinde idarenin herhangi bir kontrol mekanizmasının olmayışı da söz konusu gelirlerin takibinde zafiyetlere yol açabileceği değerlendirilmektedir.
Yukarıda sayılan gelir unsurlarından her birinin farklı mevzuatlara tabi olduğu, bunlar için farklı zamanaşımı süreleri öngörüldüğü gözden kaçırılmamalıdır. Zamanaşımına uğramış bir borcun eksik borç haline dönüşeceği dolayısıyla borçlunun sadece kendi isteğiyle borcunu ifa ettiği zaman borcun tahsil edilebileceği unutulmamalıdır.
Yukarıda yer verilen denetim tespitine istinaden, İdare tarafından bulguda yer alan hususa iştirak edilmiş ve İdare gelirlerinin takibi noktasında daha özenli davranılacağı ve tahsilat işlemlerinin herhangi bir gecikmeye mahal vermeden yapılacağı ifade edilmiştir.
Sonuç olarak, yukarıdaki bilgiler çerçevesinde ilgili daire başkanlıkları arasında gerekli koordinasyon sağlanarak hukuki takibat başlatılmayan vadesi geçmiş alacaklar için zamanaşımı süreleri de dikkate alınarak tahsilat ve takip süreçlerinin hızlandırılması gerektiği değerlendirilmektedir.