Karar Künyesi
Kamu İdaresinde sürekli işçi statüsünde çalıştırılan personel ile belediye şirketinden doğrudan hizmet alımı yoluyla istihdam edilen işçilere ilişkin muhasebenin ihtiyatlılık ve dönemsellik kavramı gereği ayrılması gereken kıdem tazminatlarının ayrılmadığı görülmüştür.
Genel Yönetim Muhasebe Yönetmeliği’nin, muhasebenin ilke ve kurallarının dayanağını oluşturan kavramların açıklandığı “Temel Kavramlar” başlıklı 5’inci maddesinde; dönemsellik, kamu idarelerinin faaliyetlerinin belirli dönemlerde raporlanması ve her dönemin faaliyet sonuçlarının diğer dönemlerden bağımsız olarak saptanması, ihtiyatlılık ise, muhtemel risklere ve olaylara karşı Yönetmelik’te belirtilen durumlarda karşılık ayrılması olarak açıklanmıştır.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 372 Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabı’na ilişkin “Hesabın Niteliği” başlıklı 281’inci maddesinde; bu hesabın, belirlenecek esaslar çerçevesinde ayrılan ve faaliyet dönemi içinde ödeneceği öngörülen kıdem tazminatları karşılıklarının izlenmesi için kullanılacağı, 472 Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabı’na ilişkin “Hesabın Niteliği” başlıklı 330’uncu maddesinde; bu hesabın, ilgili mevzuatı uyarınca belirlenecek esaslar çerçevesinde ayrılan uzun vadeli kıdem tazminatları karşılıklarının izlenmesi için kullanılacağı hüküm altına alınmıştır.
Yönetmelik’in “Hesabın İşleyişi” başlıklı 331’inci maddesinde ise; hesaplanan kıdem tazminatı karşılık tutarlarının 472 Hesabı’na alacak 630 Giderler Hesabı’na borç kaydedileceği ve vadeleri bir yılın altına düşen kıdem tazminatı karşılıklarının bu hesaba borç, 372-Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabı’na alacak kaydedileceği ifade edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun “Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışanların Kıdem Tazminatı” başlıklı 112’nci maddesinde; 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 62’nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatlarının; alt işverenin değişip değişmediğine bakılmaksızın aralıksız olarak aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait iş yerlerinde çalışmış olanlar için ilgili kamu kurum veya kuruluşu tarafından, aynı alt işveren tarafından ve aynı iş sözleşmesi çerçevesinde farklı kamu kurum veya kuruluşlarında çalıştırılmış olanlar için ise çalıştığı son kamu kurum veya kuruluşu tarafından ödeneceği düzenlenmiştir.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; idarelerin, kıdem tazminatı ödemesi konusunda ortaya çıkabilecek risklere karşı hem kadrolu hem de personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı kapsamında istihdam ettikleri işçileri için karşılık ayırması gerektiği anlaşılmaktadır. İdarelerin, dönemsellik ilkesi gereği, ayırdıkları bu karşılık tutarlarını ait oldukları dönemlerde giderleştirmesi gerekmektedir. Bu nedenle; sonraki yıllarda ödenecek kıdem tazminatları için hesaplanan tutarlar, 472 Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabı’na alacak 630 Giderler Hesabı’na borç yazılmak suretiyle kaydedilmeli, yılı içinde ödenecek olanlar ise 372 Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabı’na aktarılmalıdır. Bu tutarların karşılık ayrılmadan ödendiği yılda gider kaydedilmesi durumunda, dönem giderleri gerçeği yansıtmayacak ve faaliyet sonuçları tablosu yanıltıcı bilgi verecektir.
Yapılan incelemede; İdarede 116’sı kadrolu, 857’si belediye şirketinden istihdam edilen olmak üzere toplam 973 işçi çalıştırıldığı ancak çalıştırılan işçiler için kıdem tazminatı karşılığı ayrılmadığı görülmüştür.
Kamu İdaresi cevabında, bulgu konusu hususa ilişkin olarak gerekli muhasebe kayıtlarının yapıldığı belirtilmiştir. Söz konusu tespit; kurum tarafından 02.06.2023 tarih 5913 sayılı muhasebe işlem fişi ile düzeltilmiştir.
Sürekli işçiler ile belediye şirketinden istihdam edilen işçiler için kıdem tazminatı karşılığı ayrılması ve bu karşılık tutarlarının faaliyet gideri olarak muhasebe kayıtlarına yansıtılması gerekmektedir.