Kurumun tasarrufu altında olan halk otobüsü hatlarına ait plakaların 1981 yılında Belediye Encümeni tarafından ihale yapılmadan ve bir yıllık süre ile verildiği ve hatların süresinin günümüze kadar uzatıldığı görülmüştür.

5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin yetkileri ve imtiyazları” başlıklı 15’inci maddesinin (f) bendinde; toplu taşıma yapma hakkının belediyenin yetkisinde olduğu, aynı maddenin devamında belediyenin bu hizmetleri imtiyaz yoluyla devredebileceği, ruhsat vermek ya da kiraya verme veya hizmet satın alma yoluyla yerine getirebileceği belirtilmiştir.

Söz konusu Kanun’un 15’inci maddesi kapsamında yer alan otobüs ve raylı sistemler ile ilgili toplu taşıma görevleri 4325 sayılı Kanun ve bu Kanun’a dayanılarak yayımlanan yönetmelik çerçevesinde EGO Genel Müdürlüğü tarafından yerine getirilmektedir.

Emsal nitelikteki Danıştay kararlarında, toplu taşıma hizmetlerinin belediyelerin yetkisinde olduğu, belediyelerin toplu taşıma hizmetini bizzat yapabileceği gibi bu hizmeti üçüncü kişilere ihale yöntemi ile belirli bir süre dâhilinde yaptırabileceği, toplu taşıma hizmetlerinin ihalesiz ve süresiz olarak üçüncü kişilere verilemeyeceği belirtilmiştir. (Danıştay

13. Dairesinin E:2015/985, K:2015/3164 numaralı Kararı, Danıştay 13. Dairesinin E:2014/384, K:2014/1950 Kararı, Danıştay 13. Dairesinin E:2011/1134, K:2012/2226 Kararı, Danıştay 13. Dairesinin E:2014/1735, K:2014/2859 Kararı; Danıştay 13. Dairesi E: 201/899, K: 2018/1427 sayılı Kararı)

5393 sayılı Belediye Kanunu’na göre, belediye mücavir alanları içindeki toplu taşımaya ilişkin haklar belediyeye aittir. Belediyeye ait olan bu hakkın İhale Kanunları gereğince ihale yoluyla rekabeti ve saydamlığı gözeterek verilmesi gerekir. Bu yetki belediye adına belediye meclisine aittir.

Yukarıda belirtilen kararlar ve mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, toplu taşıma hizmetlerinin imtiyaz yoluyla devretme, ruhsat verme, kiralama veya hizmet satın alma usullerinden biri ile üçüncü kişilere ihale yoluyla gördürülebilmesi gerekmektedir. Her dört yöntem bakımından da bu hizmetin üçüncü kişilere gördürülmesinde mutlak olarak belirli bir sürenin öngörülmüş olması zorunludur. Toplu taşıma hizmetlerinin yukarıda belirtilen usuller dışında bir usul ile yapılması da mümkün değildir. Kanun’da öngörülen sürelerden daha uzun bir sürenin öngörülmesi ya da hiçbir şekilde süre öngörülmemesi hukuka aykırılık oluşturmaktadır.

04.05.2021 tarih ve 31474 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 07.04.2021 tarihli ve 2018/20720 başvuru numaralı kararında, ihalesiz olarak verilen yolcu taşıma imtiyazının iptal edilerek söz konusu işin ihale ile verilmesi gerektiği konusunda herhangi bir tereddüt bulunmadığı, bununla birlikte idarenin iyi yönetişim ilkelerine uygun olarak hat sahiplerini karar almadan önce objektif koşullar konusunda bilgilendirmesi yeni oluşacak duruma kendilerini hazırlayabilecekleri imkan sunması, gerekirse makul olarak değerlendirilebilecek bir süre öngörülerek bir geçiş dönemi sağlanması, böylelikle yapılacak hukuki müdahale sonrasında bütün külfetin hat sahiplerinin üzerine bırakılmamasına azami özen gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Yapılan incelemede, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından yayımlanan yönetmelik çerçevesinde 1981 yılında Belediyesi Encümeni tarafından 199 adet özel halk otobüsüne ihalesiz bir yıl süreli çalışma ruhsatı verildiği, çalışma ruhsatlarının 1999 yılına kadar her yıl yenilenerek uzatıldığı, 1999 ve 2009 yılında yayımlanan yönetmelik değişiklikleri ile özel halk otobüslerin çalışma sürelerinin 2019 yılına kadar uzatıldığı, 2019 yılından itibaren ise Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi kararı ile çalışma ruhsatlarının yıllık olarak uzatıldığı görülmüştür.

Kamu İdaresi, özel halk otobüslerinin hiçbir zaman ihale yoluyla çalışmaya başlamadığını, kira sözleşmesi imzalanmadığını, verilen uygunluk belgesi ve çalışma ruhsatıyla çalışmış olduklarını belirtmiştir.

Her ne kadar İdarenin ruhsat verme yoluyla Özel Halk Otobüslerinin çalışmalarında bir engel olmasa da, Anayasa Mahkemesinin 07.04.2021 tarihli ve 2018/20720 başvuru numaralı kararında, söz konusu imtiyazın süresiz olmaması gerektiği ve makul olarak değerlendirilebilecek bir süre öngörülerek bir geçiş dönemi sağlanarak yolcu taşıma imtiyazının iptal edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Sonuç olarak, Anayasa Mahkemesi kararında da belirtilği üzere ihalesiz olarak verilen yolcu taşıma imtiyazının iptal edilerek söz konusu işin ihale ile verilmesi gerektiği konusunda herhangi bir tereddüt bulunmadığı vurgulanmış olup, makul olarak değerlendirilebilecek bir süre öngörülerek bir geçiş dönemi sağlanarak özel halk otobüsü hatlarının süresi ve şartları belirtilmek suretiyle 5393 sayılı Kanun’da öngörülen imtiyaz yoluyla devretme, ruhsat verme, kiralama veya hizmet satın alma usullerinden biri seçilerek ihale yoluyla verilmesi gerekmektedir.

Kararla ilgili sorunuz mu var?