Karar Künyesi
Hâlihazırda kamu hizmetinde kullanılmaya devam eden dayanıklı taşınırların, amortisman sürelerinin dolduğundan bahisle hurdaya ayrılarak taşınır sisteminden çıkarıldığı, bu nedenle mali tabloların Belediye taşınırlarına ilişkin doğru ve güvenilir bilgi sunmadığı görülmüştür.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 44’üncü maddesi hükmüne istinaden yürürlüğe konulan Taşınır Mal Yönetmeliği’nde taşınır mallar tanımlanmış ve niteliklerine göre sınıflara ayrılmıştır. Yönetmelik’in 4’üncü maddesinde dayanıklı taşınırların; tesis, makine ve cihazlar ile taşıtlar ve demirbaşları ifade ettiği belirtilmiş ve belirtilen her bir taşınır cinsi ekli listelerle sınırlı tutulmuştur. Bununla beraber aslında ekli cetvelde sayılanlar arasında yer almakla birlikte kamu idaresinin çeşitli sebeplerle hizmet dışı bıraktığı taşınırlar, anılan maddede hurda olarak tanımlanmıştır. Görüleceği üzere aynı taşınırın kamu hizmetinde kullanılıp kullanılmama kıstasına göre dayanıklı taşınır veya hurda olarak tanımlanması mümkündür.
Taşınırlara ilişkin anılan Yönetmelik’te yer verilen bahse konu farklılık muhasebe yönetmeliklerine de yansımıştır. Nitekim Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin (MİBMY) 194 ve 198’inci maddelerinde de kurum faaliyetlerinin yürütülmesinde kullanılan taşınırların cinsine göre 253 Tesis, Makine ve Cihazlar Hesabında veya 255 Demirbaşlar Hesabında izleneceği; buna karşın çeşitli nedenlerle kullanım olanaklarını yitiren maddi duran varlıkların 294 Elden Çıkarılacak Stoklar ve Maddi Duran Varlıklar Hesabında takip edileceği hüküm altına alınmıştır.
Dayanıklı taşınırların hurda olarak değerlendirilerek hizmet dışı bırakılmasına ilişkin işlemler Taşınır Mal Yönetmeliği’nin 28’inci maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde hükmü gereğince; en az üç kişiden oluşturulacak komisyon tarafından, ekonomik ömrünü tamamlamış olan veya tamamlamadığı halde teknik ve fiziki nedenlerle kullanılmasında yarar görülmeyerek hizmet dışı bırakılması gerektiği değerlendirilen taşınırların hurdaya ayrılabileceği ifade edilmiştir.
Özetle, dayanıklı taşınırlar ancak ekonomik ömrünü tamamlaması veya idarenin ihtiyacını karşılamaması durumunda hizmet dışı bırakılarak taşınır kayıtlarından çıkarılacaktır. Diğer bir ifadeyle kamu hizmetinde kullanılmaya devam edilen taşınırların, amortisman süresi dolduğundan bahisle hurdaya ayrılarak kayıtlardan çıkarılması imkân dâhilinde değildir. Nitekim anılan Yönetmelik’in 28’inci maddesinde de ekonomik değeri kalmayan taşınırların imha edileceği ifade edildiğinden, ‘ekonomik değeri kalmayan’ teriminden ‘amortisman süresinin dolması’ kavramının anlaşılmaması gerektiği gayet açıktır.
Genel Yönetim Muhasebe Yönetmeliği’nin 29’uncu maddesinde amortisman işlemi, varlığın maliyetinin yararlanma ya da itfa süresine sistemli biçimde dağıtılması olarak tanımlanmıştır. Varlığın maliyetinin ilgili yıllara dağıtılması anlamına gelen amortisman işleminde, kullanıma ilişkin tahmini bir süre öngörüldüğünden bu tahminin her zaman gerçekleşmeyi karşılaması mümkün değildir. Nitekim anılan Yönetmelik’in 31’inci maddesinde de baştaki tahmin ile kullanım sürelerinin farklılık göstermesi durumu öngörülmüş ve bu durumda hesaplamanın yeniden yapılması gerektiği ifade edilmiştir.
Taşınırın hurda olarak değerlendirilmesi varlığın cinsinin değişmesi anlamına geldiğinden bu değişikliğin muhasebe kayıtlarına da yansıtılarak raporlanması gerekmektedir. Hurda işleminin muhasebeleştirilmesine ilişkin düzenleme MİBMY’nin 225’inci maddesinde yer almaktadır. Buna göre, kullanım olanaklarını yitiren maddi duran varlıkların kayıtlı değerleri kadar 294 nolu hesaba borç, ilgili varlık hesabına alacak; ayrılmış olan amortisman tutarı kadar 257 Birikmiş Amortisman Hesabına borç, 299 Birikmiş Amortisman Hesabına alacak kaydı yapılacaktır.
Ancak yapılan incelemelerde; kamu hizmetinde kullanılmaya devam edilen ve kayıtlı değeri 20.571.090,54 TL olan dayanıklı taşınırların amortisman süreleri dolduğundan bahisle; hurdaya ayrılarak taşınır sisteminden çıkarıldığı ve ilgili varlık hesaplarında izlenmeleri gerekirken 294 nolu hesaba aktarıldıkları görülmüştür. Bu durum mali tabloların taşınırların cinsine ve kullanım durumuna ilişkin yanlış bilgi sunmasına sebep olmaktadır. Bunun yanı
sıra hurdaya ayırma sonucu taşınır sisteminden çıkarılan varlıklara Taşınır Mal Yönetmeliği’nde öngörülen işlemler uygulanamayacağından; hâlihazırda kullanımda olan varlıkların takibini ve bu varlıklara ilişkin sorumluluğun tesisini mümkün kılacak mekanizmalar zayıflamaktadır.
Sonuç olarak Bilançonun ilgili varlıklara ilişkin doğru ve güvenilir bilgi sunmasını ve taşınır yönetiminde etkinliğin sağlanmasını teminen, hurdaya ayırma değerlendirmesinin her bir taşınır özelinde yapılması, kamu hizmetinde kullanılmaya devam edilen varlıkların ilgisine göre 253 veya 255 nolu hesaplarda takip edilmesi gerekmektedir.
Kamu idaresi cevabında; özetle, Taşınır Mal Yönetmeliği’nin 28’inci maddesi hükmü gereği taşınırların ekonomik ömrünün dolması ile hurdaya ayrılabileceği ve hurdaya ayırma işlemlerinin bu minvalde gerçekleştirildiği, 2019 yılı içerisinde ise bahse konu olan işlemlerin hurdaya ayrılmaksızın ilgili taşınır kodlarında takip edileceği ifade edilmiştir.
Sonuç olarak İdare tarafından verilen cevapta, söz konusu taşınırların ekonomik ömürlerinin dolmasından bahisle Taşınır Mal Yönetmeliği'nin 28'inci maddesi gereği hurdaya ayrıldığı ifade edilmişse de bulguda ayrıntılarına yer verildiği üzere ilgili maddede geçen “ekonomik değeri kalmayan” ifadesinin amortisman süresinin dolmasına karşılık gelmediği, taşınırın kamu hizmetinde kullanılabilir durumda olup olmadığına göre belirlenecek bir kriter olduğu açıktır. Bununla birlikte İdarenin, 2019 yılı içerisinde bahse konu taşınırların hurdaya ayrılmaksızın ilgili taşınır hesaplarında takip edileceği yönündeki beyanı, izleyen denetim yıllarında takip edilecektir.