Kurum tarafından gerçekleştirilen “Stabilize Yol Teknik Alt Yapı Bedeli” işlemlerinin incelenmesi sonucunda; yapılan işlem sürecinde Damga Vergisini doğuracak herhangi bir belge düzenlenmemesine rağmen ilgili kişilerden ödeyecekleri bedele oranla Damga Vergisi tahsil edildiği görülmüştür.


488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun;


“Konu” başlıklı 1’inci maddesinde Kanun’a ekli (1) sayılı tabloda yazılı kâğıtların Damga Vergisine tabi olduğu,


“Kâğıtların mahiyetlerinin tayini” başlıklı 4’üncü maddesinde ise bir kâğıdın tabi olacağı verginin tayini için o kâğıdın mahiyetine bakılıp buna göre tabloda yazılı vergisinin bulunacağı ifade edilmiştir.


Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere Damga Vergisinin konusunu işlemler değil kâğıtlar oluşturmaktadır. Kanun’a ekli (1) sayılı tabloda yer alan herhangi bir kâğıt düzenlenmiş ise Damga Vergisi doğmakta, aksi halde Damga Vergisinden söz edilememektedir.


Kurum tarafından ilgililerden tahsil edilen “Stabilize Yol Teknik Alt Yapı Bedeli” işlemleri ve bu işlemler dolayısıyla gerek ilgililer gerekse de Kurum tarafından düzenlenen kâğıtlar incelenmiştir. Söz konusu işlemler, ilgililerin Kuruma hitaben yazdıkları ve “İmar Kanunu 23’üncü maddesi uyarınca hesaplanacak bedelin ödenmesi ve Yol ilişiksiz yazısının ilgili kurumlara gönderilmesi” konulu dilekçe ile başlamakta, Kurum tarafından gerekli hesaplamalar yapılıp ilgili kişiden hesaplanan tutarın tahsilinden sonra diğer kurumlara gönderilen “İlişiksiz” yazısı ile sonlanmaktadır. Bazı durumlarda bedelinin bir kısmı alınıp geri kalan tutar için ilgiliden “Taahhütname” alınsa da bu uygulama çok sık görülen bir yöntem değildir.


“Taahhütname” alınan durumlarda 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’na ekli (1) sayılı Tablonun I. Akitlerle ilgili kâğıtlar bölümün A/1 maddesinde yer alan “Mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknameler” ifadesi gereği Damga Vergisi alınması gerektiği açıktır.


Ancak, söz konusu uygulamanın “Taahhütname” olup olmadığına bakılmaksızın tüm işlemlerde gerçekleştirilmesi ve ortada Damga Vergisinin konusunu oluşturacak herhangi bir “Kâğıt” yokken Damga Vergisi tahsilatı yapılması doğru bir yaklaşım değildir. Zira yukarıda da belirtildiği üzere işlem aşamasında ilgili kişi ve kurum tarafından imzalanan tek kâğıt Kuruma hitaben yazılan ve herhangi bir bedel içermeyen dilekçedir ki, söz konusu dilekçenin Damga Vergisi tahsilatına esas teşkil ettiği düşünülemez. Bu nedenle Damga Vergisinin konusunun “Kâğıtlar” olduğu göz önünde bulundurularak Kanun’a ekli (1) sayılı Tabloda yer alan kâğıtlardan herhangi biri düzenlenmeden Damga Vergisi alınmaması, uygulamanın mevzuata uygun şekilde düzeltilmesi önem arz etmektedir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?