Şirketin, İBB’den çeşitli işler kapsamında olan alacaklarını vadesinde tahsil edemediği ve bu alacaklarını temlik ederek ek faiz maliyetine katlandığı görülmüştür.

Alacağın temliki veya devri, yazılı bir devir sözleşmesi ile mevcut bir alacağın “alacaklısının” değiştirilmesi işlemidir. Alacağın temliki hükümleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183’üncü ve devamı maddelerinde düzenlenerek, kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklının, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebileceği belirtilmiştir.

Buna göre, Şirket gerekli şekil şartlarını yerine getirerek alacağını, anlaşma yapılan finansman kuruluşlarına devredebilecektir.

Şirket, İBB’ye yapılan işler kapsamında oluşan hakediş alacaklarını zamanında tahsil edememiş ve tahsil etmeye yönelik girişimlerde de bulunmamıştır. Şirket tarafından alacağın

temliki yapılarak sağlanan finansman ve katlanılan maliyetlere ilişkin bilgiler aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

Tablo 3: Çeşitli Finansman Kuruluşları ile Yapılan Alacağın Temliki İşlemleri



Faktoring


Temlik Başlangıç Tarihi


Tutar (TL)


Vade (Gün)


Temlik Kapatma Tarihi


Faiz Oranı(%)


Ödenen Komisyon

%1+Bsmv


Öden Faiz Tutarı(TL)


Tahmini Ödenecek Faiz(TL)


Devam Eden Temliklerin Kapatma Tarihleri

Teb Faktoring

22.05.2020

11.200.000,00

192

30.11.2020

19,00

105.000,00

861.000,00

0,00

-

Qnb Finans Faktoring AŞ

24.06.2020

11.200.000,00

348

07.06.2021

22,40

105.000,11

1.468.191,75

0,00

-

Fibabanka AŞ

17.09.2020

19.500.000,00

197

02.04.2021

28,50

-

1.741.137,19

0,00

-

Deniz Faktoring

02.04.2021

12.320.000,00

-

-

23,00

0,00

1.983.585,34

792.820,00

31.03.2022

Teb Faktoring

16.06.2021

11.200.000,00

-

-

27,00

105.000,00

1.284.908,33

1.289.750,01

10.06.2022

Deniz Faktoring

19.11.2021

50.000.000,00

73

31.01.2022

30,00

-

2.596.562,50

0,00

-


TOPLAM:

115.420.000,00




315.000,11

9.935.385,11

2.082.570,01



Tablodan görüleceği üzere Şirket, 2020 yılında düzenlenip 2021 yılı içerisinde biten sözleşmeler kapsamında 3.314.329,05(1.468.191,75+1.741.137,19+105.000,11) TL

finansman giderine katlanmıştır. Bununla birlikte, 2021 yılı içerisinde yapılan sözleşmelere ilişkin ise yılsonu itibariyle 5.970.056,17(1.983.585,34+1.284.908,33+2.596.562,50+105.000,00) TL finansman giderine

katlanmıştır. Buna göre, Şirket 2021 yılı sonuna kadar toplam 9.284.385,22 TL ek mali külfete katlanmak durumunda kalmıştır. Yapılan sözleşmelerden, takip eden yılda katlanılan bu ek mali külfetin devam edeceği anlaşılmaktadır.

Her ne kadar yapılan uygulama Şirketin ödemelerini aksatmaması için zorunlu gibi gözükse de, İBB ile koordineli bir çalışma yapılmaması, herhangi bir yazılı girişimde bulunulmadan finansman kuruluşlarından faiz ödenerek finansman ihtiyacının karşılanması Şirket menfaatleri ile uyumlu olmadığı gibi maliyetlere fazladan ek külfet getirerek karlılığı azaltmaktadır.

Ayrıca, İBB ile İştiraki durumunda bulunan Şirket arasındaki koordinasyon eksikliğinden kaynaklanan bu durum, kamu kaynağı kullanan Şirkete ek mali külfet getirmesi yanında, Belediye ve Belediye Şirketi arasındaki borç-alacak ilişkisinin üçüncü kişilere kaynak aktarılarak çözülmesi sonucunu doğurmaktadır.

Yukarıda yer alan denetim tespiti üzerine, Şirket tarafından, İBB’den alacağın zamanında tahsili için gerekli girişimlerin yapılmakta olduğu ve alacakların takibinin hassasiyetle gerçekleştirildiği, 2020 ve 2021 yıllarında etkisini gösteren Covid 19 pandemisi

nedeniyle İBB’nin gelirlerinin toplu ulaşım faaliyetlerindeki azalmanın etkisiyle olumsuz yönde etkilendiği, bunun sonucu olarak söz konusu kurumların, ödemelerinde maaş ve yasal mali yükümlülüklerini önceliklendirdiği, bu durumun İBB’den olan tahsilatları olumsuz yönde etkilediği, kamu yararına olan operasyonların sekteye uğramadan devam edebilmesi, yükümlülüklerin (maaş, SGK, vergi ödemeleri vb.) zamanında yerine getirebilmesi adına, zaman zaman alacağın temliki seçeneğine başvurulduğu, alacağın temliki işlemlerinde, İBB’deki ilgili birimlerle eşgüdümlü bir şekilde çalışıldığı, mümkün olan en düşük maliyetli seçeneğin tespiti ve kullanılması konusunda azami gayret sarf edildiği, yükümlülüklerin zamanında yerine getirilmemesinin çok ciddi bir maliyeti (kamu hizmetlerinin aksaması, maaşların zamanında ödenmemesi, SGK ve vergi ödemelerinden dolayı katlanılacak ilave finansman yükü vb.) olacağının değerlendirildiği belirtilmiştir.

Ancak, 6102 sayılı TTK’nin 18’inci maddesinin ikinci fıkrasında; “Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.” hükmü bulunmaktadır. Covid-19 salgınının birçok ticari müessese gibi Şirket faaliyetlerini de olumsuz yönde etkilediği gerçeği makul karşılanabilmekle birlikte, Ticaret Kanunu'nda yer alan bu hüküm gereği, Şirketin alacağı varken alacağın temliki işlemlerine başvurup ekstra maliyete katlanması basiretli bir tacir davranışı olarak değerlendirilmemektedir. Ayrıca, Şirketin gerekli ihtiyat tedbirlerini alma yükümlülüğünün de bulunduğu unutulmamalıdır.

Sonuç olarak, Türk Ticaret Kanunu’nun “kurumsal yönetim anlayışı ile basiretli bir tüccar gibi hareket edilmesi” düzenlemesi gereğince, söz konusu uygulama Şirket menfaatleri ile uyumlu olmadığı gibi maliyetlere fazladan ek külfet getirerek karlılığı azalttığından uygulamadan vazgeçilmesinin Şirket menfaatlerinin korunması açısından yerinde olacağı değerlendirilmektedir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?