Karar Künyesi
İdarece 25 yaş altındaki lisans ve ön lisans düzeyinde eğitim gören üniversite öğrencilerine Eğitim Yardımı adı altında nakdi ödemede bulunulmaktadır.
5102 sayılı Yükseköğrenim Öğrencilerine Burs Kredi Verilmesine İlişkin Kanun’un 2’nci maddesinde;
“Burs ve kredilerin verilmesi
Madde 2- Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu; yurt içinde yüksek öğrenim gören ve bu Kanuna göre çıkarılacak yönetmeliklerle belirtilen usul ve esaslar dahilinde yeterlikleri ve ihtiyaçları tespit edilen öğrencilere burs-kredi verebilir.
…bütçenin transfer tertibinden yardım alan kuruluşlar,…kanunlarla veya Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle kurulan kurumlar … ve diğer tüm kamu kurum ve kuruluşları (…) (1) birinci fıkrada belirtilen yüksek öğrenim öğrencilerine burs, kredi ve nakdî yardım adı altında herhangi bir ödeme yapamazlar; ilgili mevzuatları gereği burs, kredi verilmesini öngördükleri yüksek öğrenim öğrencilerini, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumuna bildirirler.
….” hükmü yer almaktadır.
Anayasa Mahkmesinin K.2008/165 sayılı Kararıyla, maddenin ikinci paragrafında parantez içinde yer alan “belediyeler hariç” ifadesi Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş bulunduğundan, belediyeler dahil kamu kurumlarınca üniversite öğrencilerine burs ve benzeri adlar altında ödeme yapılması imkanı kalmamıştır.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14’üncü maddesinde, mahallî müşterek nitelikte olmak şartıyla sosyal hizmet ve yardım hizmetlerini yapmak belediyenin görevleri arasında sayılmış; 38’inci maddesinde de bütçede yoksul ve muhtaçlar için ayrılan ödeneği kullanmak belediye başkanının görev ve yetkileri olarak gösterilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, belediyelerce görev ve sorumlulukları içinde yer alan sosyal hizmet ve yardım kapsamında sayılabilecek yükseköğrenim öğrencilerine yönelik nakdi yardımları, adı ne olursa olsun doğrudan yapamayacaklardır. Belediyece bu amaçla ayrılmış ödenekler, ancak Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu aracılığıyla kullanılabilir.
İstanbul Büyükşehir Belediyesince, üniversite öğrencilerine nakit olarak eğitim desteği adı altında burs ödemesi yapılacağı, yararlanmak isteyenlerin de başvuruda bulunmaları duyurularak, 25 yaş altındaki lisans ve önlisans öğrencilerine bütçeden söz konusu nakdi yardımların ödendiği anlaşılmaktadır.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sosyal İşler ve Yardım Esasları Yönetmeliği’nin 13’üncü maddesinde nakdi yardımlar düzenlenmiştir. Gerek bu maddede, gerekse Yönetmelik’in diğer maddelerinde, yardımdan yararlanılabilmesi şartı olarak lisans veya ön lisans öğrencisi olma ve 25 yaşın altında olma şartları yer almadığı gibi, üniversite öğrencileri için eğitim yardımı ya da desteğine ilişkin bir düzenleme de yer almamaktadır. Yönetmelik’te, kamuya ait eğitim kurumlarında eğitimini sürdürmekte olan yüksek öğrenim dahil muhtaç öğrencilerin sosyal yardımlardan yararlanma hakkı olduğu ifade edildiğinden, bu kişilere 14’üncü maddeye göre, ancak ayni yardım yapılabileceği düşünülmektedir.
Yukarıda yer alan denetim tespiti sonrasında, İdare tarafından; eğitim yardımı adı altındaki ödemelerin mevzuata uygun olması iddia edilerek yapılan değerlendirmenin 6085 sayılı Kanun’un 35’inci maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür. Ancak, anılan Kanun’un belirtilen maddesinde, denetim “kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak kullanılmasının değerlendirilmesi” şeklinde tanımlanmış, devamında da “Düzenlilik denetimi, kamu idarelerinin gelir, gider ve malları ile bunlara ilişkin mali nitelikteki tüm hesap ve işlemlerinin kanunlara ve diğer hukuki düzenlemelere uygun olup olmadığının tespitini kapsayacak şekilde yapılır” denilerek, idarenin tüm hesap ve işlemlerinin kanunlara ve diğer hukuki düzenlemelere uygunluğunun değerlendirileceği ifade edilmiştir. Söz konusu değerlendirme yapılırken hangi kanunun dikkate alınıp hangilerinin göz ardı edileceği yönünde idarelerce talepte bulunulamayacağı gibi, kanun ve yönetmeliklerden hangilerinin daha öncelikle uygulanması gerektiğinin hukuki değerlendirmesinin Sayıştay ve denetçilerince yapılacağı tabiidir. Denetimlerin yürütülmesinde denetçilerce yapılan değerlendirmeler ile idarenin karşı cevabı değerlendirilerek, denetim süreçleri sonunda Sayıştay Raporunda konunun nihai değerlendirmesi Sayıştayca yapılmış olacaktır. Hal böyle iken, idarenin işlemlerinin mevzuata uygun olmadığı yönünde bir değerlendirmenin yapılması durumunda,
ortada mevzuata uygun olarak alınmış bir kararın mevcudiyetinden de bahsedilemeyeceğinden, kamu idaresinin takdir yetkisini sınırlayacak veya ortadan kaldıracak rapor düzenlenmesinden de bahsedilemeyeceği gibi, yapılan hukuka uygunluk değerlendirmesi, “yönetsel bakımdan gerekliliği, ölçülülüğü” içinde de görülemez.
Öte yandan, madde metninin ilk halindeki “etkililiği, ekonomikliği, verimliliği ve benzeri gerekçelerle…” ibaresi, Anayasa Mahkemesinin 27/12/2012 tarihli ve E.: 2012/102 K.: 2012/207 sayılı Kararı ile iptal edilerek, hukuki değerlendirmenin yanında, etkililik verimlilik ekonomiklik değerlendirmesinin de Sayıştayca yapılacağı ortaya konulmuştur.
İdare cevabında, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14/a, 38/n ve 60/i maddelerine atıfla yapılan işlemin mevzuata uygun olduğu ifade edilmiş olsa da; anılan Kanun’un belirtilen maddelerinde, yoksul ve muhtaçlara yardım ve sosyal yardım kapsamında olmak üzere üniversite öğrencileri ile ilgili nakdi eğitim yardımına ilişkin açık bir düzenleme yer almazken, 5102 sayılı Yükseköğrenim Öğrencilerine Burs Kredi Verilmesine İlişkin Kanun’un 2’nci maddesinde; “diğer tüm kamu kurum ve kuruluşları (…) (1) birinci fıkrada belirtilen yüksek öğrenim öğrencilerine burs, kredi ve nakdî yardım adı altında herhangi bir ödeme yapamazlar” şeklinde emredici bir düzenleme yapılmıştır. Söz konusu üniversite öğrencilerine yapılan nakdi yardımlar, yükseköğrenim öğrencilerine yapılan nakdi yardım olup, her ay tekrar müracaata bağlanarak veya düzenli-düzensiz olarak yapılması, adının burs veya kredi olmaması yapılan işlemin mahiyetini değiştirmemektedir. Üniversite öğrencileri ile ilgili olarak 5393 sayılı Kanun’da açık bir düzenleme olmasa da anılan Kanun’un belirtilen maddelerinin, bu yardımın yapılmasına imkan sağladığı yönünde değerlendirmede bulunulsa dahi, 5102 sayılı Kanun yüksek öğrenim öğrencilerine yapılacak yardımlarla ilgili özel kanun olduğundan, öncelikle uygulanması gerektiği de açıktır.
5102 sayılı Kanun’un 2’nci maddesi ikinci fıkrasında yer alan “ … (belediyeler hariç)
…” ibaresinin, Anayasa Mahkemesi’nin 20/11/2008 tarihli ve E.: 2004/24, K.: 2008/165 sayılı Kararı ile iptal edilmiş olması da maddedeki emredici ve yasaklayıcı hükmün belediyeleri de içerdiğinin açık bir kanıtıdır.
Belediyece çıkarılan yönetmeliklerde, söz konusu yardımın yapılmasına imkan tanındığı ileri sürülmekle birlikte, Kanunun emredici düzenlemeleri karşısında, yönetmelikte yer alan düzenlemelerin uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Ayrıca söz konusu yönetmeliklerde yer alan düzenlemeler, Anayasa Mahkemesinin 20/11/2008 tarihinde verilen iptal kararından önce 2006’da yayınlanmış yönetmelikler olup, Sayıştay görüşü de Anayasa
Mahkemesinin iptal kararından önceki tarihte meri mevzuata göre oluşturulmuş görüşlerdir. Anılan iptal kararından sonra, Sayıştay Daireler Kurulu’nun müstakar haline gelmiş konu ile ilgili görüşlerinde, mezkûr Kanun hükmü ve Anayasa Mahkemesi kararı sonrasında belediyeler tarafından yükseköğrenim gören öğrencilere burs, kredi, nakdi yardım adı altında ödeme yapılabilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle yükseköğretim öğrencilerine nakdi yardım yapılamayacağından, bu öğrencilere sadece ayni yardım yapılabileceğine ilişkin olarak Taslak hükümlerinin bu doğrultuda yeniden düzenlenmesinin uygun olacağına karar verilmektedir.
Anayasa Mahkemesi Kararı sonrasında söz konusu yönetmeliklerde değişiklik yapılması gerekirken, mevzuata uyarlı hale getirilmemiş yönetmelikler, hukuki gerekçe olarak ileri sürülemez. Anayasanın 124’üncü maddesiyle, kamu tüzel kişilerine kendi görev alanlarını ilgilendiren konularda yönetmelik çıkarma yetkisi, “kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla” tanınmış bir yetki olup, Danıştay 5. Dairesinin 10/11/2005 tarihli ve E:2002/3255, K:2005/5075 sayılı Kararı, DANIŞTAY 10. Daire E.2007/6066, K.2010/8400 sayılı kararlarında belirtildiği gibi, üst hukuk normuna aykırı bulunan yönetmelik hükmüne hukuki bir değer yüklenemez, alt norm olan yönetmelik hükmünün üst norm olan yasa hükmüne aykırı olması halinde, alt norm hükmünün ihmal edilerek üst norm hükmünün uygulanması gerekir.
Hal böyle iken, idare cevabında yapılan işlemin mevzuata uygun olduğuna ilişkin olarak yapılan tüm karşılamalar hukuki dayanaktan yoksun olduğu gibi, bulguda yer alan değerlendirmenin 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 35 inci maddesindeki düzenlemelere aykırı olduğu yönündeki iddialar da söz konusu düzenleme “alınan karar veya yapılan iş ve işlemlerin mevzuata … uygun olması” şartına bağlandığından, geçerli bir hukuki değerlendirme olarak görülmemiştir.
Netice olarak; yürürlükte bulunan mevzuata göre, üniversite öğrencilerine Belediyece nakit olarak yardım amacıyla ödeme yapılabilmesi mümkün görülmemektedir.