Karar Künyesi
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde tatbik olunan ve henüz tahsilatı gerçekleşmemiş gecikme zamlarının ilgili olduğu yılın mali tablolarında izlenmediği tespit edilmiştir.
Genel Yönetim Muhasebe Yönetmeliği’nin 5’inci maddesinde; “Dönemsellik” kavramı, kamu idarelerinin faaliyetlerinin, belirli dönemlerde raporlanacağı ve her dönemin faaliyet sonuçlarının diğer dönemlerden bağımsız olarak saptanacağı şeklinde ifade edilmiştir. Yönetmelik’in 16’ncı maddesinde ise, kamu hesaplarının mali yıl esasına göre tutulacağı, kamu gelir ve giderlerinin tahakkuk ettirildikleri mali yılın hesaplarında gösterileceği belirtilmiştir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 88’inci maddesinde ise 120- Gelirlerden Alacaklar Hesabında kayıtlı alacaklar için tahakkuk ettirilen faiz tutarlarının bu hesaba borç, 600-Gelirler Hesabına alacak kaydedileceği ifade edilmiştir.
Yapılan incelemede, İdare alacaklarına ilişkin olarak, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde, alacak takip yazılımı aracılığı ile mükellef bazında günlük gecikme zammı hesaplandığı, hesaplanan tutarlar faizin hangi mali yıla ilişkin olduğu dikkate alınmaksızın, ödemenin yapıldığı mali yıl içerisinde tahakkuk ettirildiği anlaşılmıştır. Gecikme zamlarının ilgili olduğu dönemlerde tahakkuk kayıtlarının yapılmaması “Faaliyet Alacakları” hesap grubunun 2023 yılı dönem sonu itibarıyla olması gerekenden 132.764.336,89 TL daha düşük görünmesine neden olmuştur.
Yukarıda yer alan denetim tespiti üzerine, İdare tarafından, her dönemin faaliyet sonuçlarının diğer dönemlerden bağımsız olarak saptanabilmesi için, gelirlerin ilgili olduğu mali yıl içerisinde tahakkuk ettirilmesi ve mali tablolarda izlenmesi kesin hesap tablolarında değişikliğe sebep olacağından teknik olarak mümkün olmadığı ifade edilmiştir.
Ancak, Bulgu konusu gelirlerin ilgili olduğu dönemde tahakkuk ettirilmesinin sağlanması olmasına karşın İdare, bunun yapılması durumunda gelirlerin ilgili olduğu yıl içerisinde tahakkuk ettirilemeyeceği ifadesinde bulunmuştur. Ayrıca yine Bulgu konusu tahakkuk esasına ilişkin olmasına karşın, İdarenin bu işlemlerin kesin hesap tablolarında değişikliğe neden olacağı ifadesinden; gelirlerin tahakkuk esasına, bütçe gelirlerinin ise nakit esasına göre kaydedileceği ayrımının İdarece dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak, her dönemin faaliyet sonuçlarının diğer dönemlerden bağımsız olarak saptanabilmesi için, gelirlerin ilgili olduğu mali yıl içerisinde tahakkuk ettirilmesi ve mali tablolarda izlenmesi gerekmektedir.