Belediyede taşınırların etkili, ekonomik ve verimli kullanımını sağlayacak yönetim sisteminin kurulamadığı ve taşınır işlemlerinin mevzuata uygun bir şekilde yürütülemediği, bu nedenle de taşınırların takibinin zorlaştığı ve sorumluluk mekanizmalarının zayıflatıldığı görülmüştür.

Kamu kaynakları arasında sayılan taşınırların, gerek hesap verme sorumluluğu kapsamında gerekse de 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 48’inci maddesinde yer alan düzenlemeler uyarınca hukuka uygunluk ve etkililik, ekonomiklik,


verimlilik ilkeleri çerçevesinde yönetilmesi ve muhasebeleştirilmesi gerekmektedir. Taşınır işlemlerinin tabi olduğu hükümler ise anılan Kanun’un 44’üncü maddesine istinaden yürürlüğe konulan Taşınır Mal Yönetmeliği’nde ayrıntılı olarak yer almaktadır.

Medeni Kanun hükümleri uyarınca zilyetliğin mülkiyete karine olduğu taşınırlar, tasarruf eden harcama biriminin hesaplarında bulunur ve bunların yönetimine ilişkin süreçler harcama yetkilisi tarafından kurularak yönetilir. Taşınır Mal Yönetmeliği’nin 5’inci maddesinde ise harcama yetkililerinin bu sorumluluğu, kayıt ve kontrol yetkilileri aracılığıyla yerine getireceği hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla işlemlerin sağlıklı yürütülebilmesi için sorumluluğu paylaşan her üç yetkilinin de yetki ve sorumlulukları konusunda yeterli hassasiyeti göstermesi gerekmektedir. Ancak yapılan incelemelerde, taşınır işlemlerinde doğrudan yetkili ve sorumlu olan personelin koordineli olarak süreci yönetemediği değerlendirilmiştir. Nitekim harcama yetkilileri tarafından biriminde görevli olan taşınır kayıt ve kontrol yetkililiği görevlerini yerine getiren personelin bile bilinmediği durumlarla karşılaşılmıştır. Ayrıca yapılan görüşmelerde, kayıt veya kontrol yetkilisi olarak görevlendirilen kişilerin taşınır işlemlerini asıl işlerinin yanı sıra tali bir iş olarak gördükleri ve mevzuata yeterince vakıf olmadıkları anlaşılmıştır.

Her bir harcama biriminin, faaliyetlerinde kullandıkları kaynakların raporlanmasını teminen tüm taşınırların ilgili birimin hesaplarında gösterilmesi gerekmektedir. Bu husus ayrıca taşınırlara ilişkin yetki-sorumluluk dengesinin sağlıklı kurulması açısından da önemlidir. Fakat harcama birimlerinin kullanımına verilen taşınırların birçoğunun ilgili birimlerin taşınır hesabında olmadığı görülmüştür.

Personelin kullanımına verilen taşınırlara ilişkin sorumluluk ise Yönetmelik’te öngörülen taşınır teslim belgesi, dayanıklı taşınırlar listesi gibi belgeler üzerinden takip edilebileceğinden bu belgelerin mevzuatta belirlenen şekilde düzenlenmesi önem arz etmektedir. Ancak Belediyede kullanıma verilen dayanıklı taşınırlar için taşınır teslim belgesi düzenlenirken, dayanıklı taşınırlar listesinin düzenlenmediği görülmüştür.

Harcama birimlerinin ve ilgili personelin taşınırların sağlıklı bir şekilde korunmasını sağlaması gerekmektedir. Bu anlamda kullanıma verilmeyen taşınırların, güvenli bir ambarda uygun koşullarda muhafaza edilmesi ve ambarın sadece resmi olarak görevlendirilen kişilerin kontrolünde olması önem arz etmektedir. Ancak Belediyede fiziki koşulların yetersiz olduğu gerekçesiyle birimlere ambar tahsis edilmediği, kullanıma verilmeyen taşınırların güvenli olmayan koşullarda muhafaza edildiği tespit edilmiştir.


Ayrıca Yönetmelik’in 36’ncı maddesi gereği dayanıklı taşınırların muhasebeden takibi amacıyla her birine sicil numarası verileceği ve bunların taşınırların üzerinde kalıcı bir şekilde yer alacağı belirtilmiştir. Ancak Belediyede, mevzuatta öngörülen ve cins taşınırların birbirinden ayrılması ile takibini sağlayan bu önemli mekanizmanın dayanıklı taşınırlar için kurulmadığı görülmüştür.

Bunun yanı sıra taşınırların belirli aralıklarla kontrol edilmesi amacıyla Yönetmelik’in 32’nci maddesinde öngörülen yılsonu sayımlarının da fiili olarak yapılmadığı görülmüştür. Mevcudun sağlıklı kontrolü amacıyla öngörülen sayımların yapılmaması kayıtların doğruluk ve tamlığının kontrolünü engellemenin yanı sıra taşınır mal yönetim hesabının doğru ve güvenilir bilgi vermesini de engellemektedir. Nitekim harcama birimlerinde yapılan incelemelerde, taşınır mevcudu ile kayıtların birbiriyle tutarlı olmadığı görülmüştür. Bu durumun temel sebebi ise, dava konusu olan ve fiilen mevcut olmayan taşınırların halen kayıtlarda yer alması ve ilk madde ve malzemeye ilişkin çıkışların fiili durum dikkate alınmaksızın ay sonlarında topluca yapılmasıdır.

Sonuç olarak kamu kaynağı niteliğindeki taşınırların etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde edinilmesini, muhafazasını ve yönetilmesini teminen; taşınır kayıtlarının fiili durumu yansıtır şekilde yapılması, harcama birimleri ile kullandıkları kaynaklar arasında yetki- sorumluluk dengesinin sağlıklı şekilde kurulması ve sorumluların taşınır mevzuatına ilişkin bilgilendirilmesini sağlayacak gerekli eğitimlerin düzenlenmesi önem arz etmektedir.

Kamu idaresi cevabında; “2019 yılı içerisinde Taşınır Mal Yönetmeliği hükümlerince işlem tesis ettirilecektir.” denilmiştir.

Sonuç olarak İdare tarafından verilen cevapta, 2019 yılı içerisinde mevzuat hükümlerine göre işlem tesis edileceği ifade edilmişse de denetim yılındaki hatalı uygulamaya ilişkin herhangi bir hukuki gerekçe gösterilmediğinden bulgu konusu hususa ilişkin değerlendirmemiz devam etmektedir. Bununla beraber izleyen denetim yıllarında, taşınır işlem ve kayıtlarının mevzuata uygun hale getirilmesine yönelik eylemler takip edilecektir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?