Karar Künyesi
Şirketin mali tablolarının incelenmesinde, şirketin zararının sermayesini aştığı görülmüştür.
580 Geçmiş Yıl Zararları Hesabına göre Şirket zararının başladığı tarih olan 2020 yılından 2022 yılına kadar olan zaman zarfında toplam zarar tutarının 21.265.938,67 TL, 591 Dönem Net Zararı Hesabı’na göre ise 2023 yılında karşılaşılan zarar tutarının 20.831.214,37 TL olduğu görülmektedir. Buna göre Şirketin uğradığı toplam zarar tutarı 42.097.153,04 TL olmaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun sermayenin kaybı ve borca batık olma durumuna ilişkin “Çağrı ve Bildirim Yükümü” başlıklı 376’ncı maddesinde; “Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırır ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar. Ancak son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, ya sermayenin üçte biri ile yetinilmesine ya da sermayenin tamamlanmasına karar vermelidir. Genel kurul tarafından bu yönde herhangi bir karar alınmadığı takdirde şirket kendiliğinden sona erer. <span>“ hükümleri yer almaktadır.</span>
Yukarıda belirtilen hususlar birlikte değerlendirildiğinde Şirketin kayıtlı ve ödenmiş sermayesinin 200.000,00 TL, geçmiş yıllar zararıyla birlikte toplam zararının 42.097.153,04 TL olduğu, 570 Geçmiş Yıllar Karları Hesabına göre 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin toplam 5.044.625,75 TL karın bulunduğu göz önüne alındığında, Şirketin geçmiş yıl karları ile toplam zarar arasındaki farkın 37.052.527,29 TL olarak ortaya çıktığı ve Şirketin uğradığı zararın 2023 yılı sonu itibarıyla ödenmiş sermayesinin tamamını karşılıksız bıraktığı görülecektir.
2023 ve önceki yıllara ilişkin Yönetim Kurulu ve Genel Kurul kararları incelendiğinde, Yönetim Kurulu’nun ve Genel Kurul’un bu konu hakkında herhangi bir girişimde bulunmadığı ve TTK’nın 376’ncı maddesi gereğince bu durumu ortadan kaldırmaya yönelik tedbirlerin alınmadığı görülmüştür. Bu itibarla Kanun hükmü gereğince Şirket Genel Kurulu tarafından bu yönde herhangi bir karar alınmadığı takdirde şirketin kendiliğinden sona ermesi Kanun’un amir hükmüdür.
Şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda belirtilen yaptırımlarla karşı karşıya kalmaması için en kısa zamanda genel kurul toplantısı yapılarak gerekli tedbirlerin alınması uygun olacaktır.
İdare cevabında, 2023 yılı sonu itibariyle öz kaynaklara düzeltici bir tedbir alınmasının kaçınılmaz hale gelmiş olduğunu, 2024 yılında yapılacak Olağan Genel Kurul’da sermaye artışına yönelik tedbirleri gündeme alacağını belirtmiştir.
Sonuç olarak, yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri çerçevesinde Şirket sermayesinin karşılıksız kalması hususunda gerekli tedbirlerin alınarak hayata geçirilmesi gerekmektedir.