Karar Künyesi
Taksi plakalarının çeşitli tarihlerde ilçe belediyeleri, il trafik komisyonları tarafından
ihale yapılmadan dağıtıldığı veya başvuru üzerine T plakaların doğrudan ilgili kişiler adına tescil edildiği görülmüştür.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun “Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev ve sorumlulukları” başlıklı 7’nci maddesinde;
“Büyükşehir belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları şunlardır;
f) Büyükşehir ulaşım ana plânını yapmak veya yaptırmak ve uygulamak; ulaşım ve toplu taşıma hizmetlerini plânlamak ve koordinasyonu sağlamak; kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek.”
“Büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyelerinin yetkileri ve imtiyazları” başlıklı 10’uncu maddesinde;
“Büyükşehir ve ilçe belediyeleri; görevli oldukları konularda bu Kanunla birlikte Belediye Kanunu ve diğer mevzuat hükümleri ile ilgisine göre belediyelere tanınan yetki, imtiyaz ve muafiyetlere sahiptir.” denilmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanunu ile yürürlükten kaldırılan 1580 sayılı Belediye Kanununun Belediyenin vazifeleri başlıklı 15’inci maddesinin 9’uncu fıkrası ve Belediyelerin hakları, salahiyet ve imtiyazları başlıklı 19'uncu maddesinin 5'inci fıkrasında yer alan hüküm ile 5393 sayılı Belediye Kanununun Belediyenin yetkileri ve imtiyazları başlıklı 15’inci maddesinin (p) fıkrasında ki, “Kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek”,
"l" fıkrasındaki; “Belediye, (e), (f) ve (g) bentlerinde belirtilen hizmetleri Danıştayın görüşü ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kararıyla süresi kırkdokuz yılı geçmemek üzere imtiyaz yoluyla devredebilir; toplu taşıma hizmetlerini imtiyaz veya tekel oluşturmayacak şekilde ruhsat vermek suretiyle yerine getirebileceği gibi toplu taşıma hatlarını kiraya verme
veya 67'nci maddedeki esaslara göre hizmet satın alma yoluyla yerine getirebilir.” hükümlerinden toplu taşıma hakkının belediyenin görev, yetkisi ve imtiyazında olduğu anlaşılmaktadır.
Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliği’nin “Ulaşım hizmetlerine ilişkin işlemler” başlıklı 28’inci maddesinin ikinci fıkrasında;
“Taksi, dolmuş, minibüs ve umum servis araçları ile toplu taşım araçlarının tahsis süreleri, ticari plaka sayıları ile bu plakaların verilmesine ilişkin usul, esas ve devir ücretleri UKOME’ce tespit edilir.” denilmektedir.
Gerek 1580 sayılı gerekse 5393 sayılı Belediye Kanununa göre toplu taşımaya ilişkin haklar belediyeye aittir. Büyükşehir belediyesi sınırları dâhilinde toplu taşıma hizmetleri ise münhasıran büyükşehir belediyelerine aittir.
Öncelikle ticari plaka sayılarının UKOME’ce tespit edilmesi ardından belediyeye ait olan bu hakkın 2886 sayılı Kanun çerçevesinde belediye encümenince ihale yoluyla rekabete uygun, saydamlığı sağlayarak sürenin belirli olması gibi hususları da içerecek şekilde verilmesi gerekir.
Bu çerçevede toplu taşıma hizmetleri bakımından görevli ve yetkili olan belediyenin bu hakkını mevzuata uygun şekilde ihale yapmadan doğrudan meclis, encümen veya belediye başkanı kararına dayalı olarak veya süre belirtmeden satması devretmesi ya da her ne şekilde olursa olsun kullandırması mümkün değildir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun “İl ve İlçe Trafik Komisyonları” başlıklı 12’nci maddesinde; trafik düzeni ve güvenliği yönünden belediye sınırları içinde ticari amaçla çalıştırılacak yolcu ve yük taşıtları ile motorsuz taşıtların çalışma şekil ve şartları, çalıştırılabileceği yerler ile güzergâhlarını tespit etmek ve sayılarını belirlemek görev ve yetki olarak İl ve İlçe Trafik Komisyonlarına verilmiştir.
Bu Kanuna dayanılarak 86/10553 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Ticari Plakaların Verilmesinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Kararın 5’inci maddesinde; ticari plakaların muhammen bedeli, müracaat şekli, süresi, ihale zamanı ve diğer hususların mahalli vasıta ve/veya en az iki gazete ile kamuoyuna duyurularak kapalı teklif usulü ile trafik komisyonu tarafından verileceği ifade edilmiştir.
Buna göre ticari plakaların süresi belirtilmek şartıyla il trafik komisyonu tarafından
ihale edilmesi gerekir. Ticari plakaların il trafik komisyonu tarafından ihale edilmeden ve süre belirtilmeden verilmesi 86/10553 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına aykırıdır.
5393 sayılı Kanunun 84’üncü maddesinde; bu Kanunla, belediyenin sorumlu ve yetkili kılındığı görev ve hizmetlerle sınırlı olarak 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun uygulanmayacağı ifade edilmiştir.
5393 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 13.07.2005 tarihinden itibaren bu madde ile birlikte belediye sınırları içerisinde il trafik komisyonun toplu taşıma yetkisi kaldırılmıştır. Bu tarihten sonra alınan il trafik komisyon kararları yetki yönüyle geçersizdir.
Yapılan incelemede;
2018 yılı sonu itibariyle Aydın Büyükşehir Belediyesi sınırlarında toplam 894 adet taksi plakasının olduğu, 894 adet taksi plakasından; 103 adet taksi plakasının doğrudan ilgili kişiler adına tescil edildiği, 77 adet taksi plakasının ilçe belediyeleri tarafından ihale yapılmadan verildiği ve 714 adet taksi plakasının ise il trafik komisyonu tarafından ihale edilmeden ve süre belirtilmeden verildiği görülmüştür.
Danıştay 13. Dairesinin Esas No:2015/985, Karar No: 2015/3164 numaralı kararında; “Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; belediyelerin yürütmekle görevli ve yetkili oldukları toplu taşıma hizmetini bizzat yapmak yerine imtiyaz suretiyle devrine karar verilmesi için Danıştayın görüşü ve İçişleri Bakanlığının onayının alınmasının ön koşul olduğu, kiralama yolunu seçmesi hâlinde ise hem taşınır hem taşınmazlar için kira süresinin 10 yılla sınırlı olduğu ve her iki durumunda DİK hükümlerine tabi olduğu anlaşılmakta ve toplu taşıma hizmetlerinin ruhsat vermek suretiyle yerine getirilmesi usulünde ise ruhsat verilecek sürenin, tespit edilen muhammen bedelin yıllık mı yoksa ruhsat verilen süre için mi öngörüldüğünün, yıllık olarak tespit edilmiş ise her yıla ilişkin artış oranının nasıl belirleneceğinin vb. hususların açık bir şekilde ortaya konularak söz konusu ihalenin yine DİK hükümlerine göre yapılması gerektiği, toplu taşıma hizmetlerinin gördürülmesinde ruhsat verme yönteminin seçilmesi hâlinde verilecek olan ruhsatın süresiz bir şekilde verilemeyeceği, belli bir süre dâhilinde ruhsat verilmesi gerektiği görülmektedir. …
Bu durumda, ilgili mevzuat ve dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; toplu taşıma hizmetinin yerine getirilmesinde ruhsat verme yönteminin seçilmesi hâlinde, süresiz olarak ruhsat vermenin söz konusu olmadığı, belli bir süre dâhilinde ruhsatın
verilmesi gerektiği, bu süreye göre muhammen bedelin belirlenmesinin şart olduğu, bu hususlar ortaya konulduktan sonra DİK hükümlerine uygun bir şekilde ihalenin yapılması gerektiği”,
Aynı Dairenin Esas No:2014/384, Karar No: 2014/1950 kararında; “Yukarıda yer verilen hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; büyükşehir belediyesi sınırları dâhilinde toplu taşıma hizmetlerini yürütmenin ve bu amaçla toplu taşıma vasıtalarının işletilmesi ve işlettirilmesinin kamu hizmeti olarak münhasıran büyükşehir belediyelerine imtiyaz olarak verilmiş olduğu; toplu taşıma vasıtalarını işlettirmenin ise imtiyaz sözleşmesi, ruhsat verme, kiralama veya hizmet satın alma yoluyla gördürülebileceği; anılan usullerden herhangi birinin seçilmesi yoluyla toplu taşıma hizmetinin özel hukuk kişileri eliyle sağlanması hâlinde büyükşehir belediyesinin kanunlarla kendisine verilen ulaşım hizmetlerine ilişkin imtiyazdan vazgeçmiş sayılacağı sonucuna varılmakta olup; söz konusu vazgeçme iradesinin ise, ancak, belediye adına imtiyaz verilmesinde görevli ve yetkili kılınan belediye meclisince ortaya konulması hâlinde geçerli olacağının kabulü gerekmektedir.”,
Aynı Dairenin Esas No:2011/1134, Karar No: 2012/2226 kararında; “Belediye Meclisince alınan karara dayanılarak Encümence toplu taşıma hatlarının 10 yıllığına kiraya verilmesinin hukuka uygun olduğuna”
Aynı Dairenin Esas No:2014/1735, Karar No: 2014/2859 kararında; “İdare Mahkemesi'nce; 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15. maddesinin (f) ve (p) bentlerinde ulaşım gibi kentsel alt yapı ve şehir içi trafik hizmetlerini yapmanın veya yaptırmanın belediyenin görev ve sorumlulukları arasında sayıldığı, yine toplu taşıma yapmanın, bu amaçla otobüs, deniz ve su ulaşım araçları, tünel, raylı sistem dâhil her türlü toplu taşıma sistemleri kurmanın, kurdurmanın, işletmenin ve işlettirmenin, kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ve ücret tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemenin, kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmenin, belediyenin yetki ve imtiyazları arasında olduğu, dava konusu minibüs hatlarının 10 yıllığına kiraya verilmesine ilişkin 08.01.2013 günlü 3 sayılı belediye encümen kararı ile bu karara dayanılarak 04.02.2013 tarihinde ihaleye çıkarılmasına ilişkin işlem 5393 sayılı yasanın 15. maddesinin (f) ve (p) bentlerinin belediyelere verdiği yetki ve imtiyaz hakkı sınırları içinde kararlar olduğu ve bu yönüyle hukuka uygun olduğu, davacı kooperatifin il trafik komisyonu kararları ile kazanılmış haklarının bulunduğu iddiasına yönelik olarak, toplu taşıma hatlarını işletme ve işlettirme
imtiyazına sahip olan belediyelere imtiyaz hakkı bedeli veya kira ücreti ödemeden, il trafik komisyonlarının verdiği kararların kazanılmış hak oluşturacağı iddiasıyla toplu taşıma hatlarının bedelsiz kullanımının söz konusu olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki temyize konu Eskişehir 1. İdare Mahkemesi'nin 28.11.2013 tarih ve E:2013/86, K:2013/1019 sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, temyiz istemi yerinde görülmeyerek anılan Mahkeme kararının onanmasına” denilmektedir.
Belediye tarafından usulüne uygun şekilde hat tahsislerinin yapıldığı, 2886 sayılı DİK.’nun ticari hatların verilme usulünü düzenlemediği, 1987 yılından bu tarihe kadar kullanılan hatların kazanılmış hak teşkil ettiği ve korunması gerektiği ileri sürülerek bozulması istemiyle Erzincan İdare Mahkemesi’nin 15.11.2017 tarih ve E:2017/528, K:2017/217 sayılı kararına karşı açılan davada; Danıştay 13. Dairesi E: 201/899, K: 2018/1427 sayılı kararında; toplu taşıma hatlarının işletme ve işlettirme imtiyazına sahip olan belediyelere imtiyaz bedeli veya kira ücreti ödemeden, herhangi bir ihale veya sözleşme yapmadan İl Trafik Komisyonlarının verdiği kararların kazanılmış hak oluşturmayacağı yönünde karar veren Erzincan İdare Mahkemesi kararını onamıştır.
Yukarıda belirtilen kararlar değerlendirildiğinde; toplu taşıma hizmetlerinin imtiyaz, kiralama, ruhsat veya hizmet satın alma usullerinden biri ile üçüncü kişilere ihale yoluyla gördürülebilmesi gerekir. Her dört yöntem bakımından da bu hizmetin üçüncü kişilere gördürülmesinde mutlak olarak belirli bir sürenin öngörülmüş olması zorunludur. Toplu taşıma hizmetlerinin yukarıda belirtilen usullerden dışında bir usul ile yapılması mümkün değildir. Kanunda öngörülen sürelerden daha uzun bir sürenin öngörülmesi ya da hiçbir şekilde süre öngörülmemesi durumlarında bu durumun hukuka aykırılık oluşturacağı kuşkusuzdur.
Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliği’nin “Kazanılmış haklar” başlıklı 29’uncu maddesinde; “Büyükşehir belediyeleri dâhilinde daha önce il trafik komisyonları veya valiliklerce alınan karar veya izinlerle elde edilmiş haklar saklıdır.” denilmektedir.
Kazanılmış hakkın varlığından söz edebilmek için, bu hakkın yürürlükteki hukuk
kurallarına uygun olarak tesis edilen bir işlemle elde edilmiş olması gerekmektedir. Belediyenin yürütmekle yükümlü olduğu bir hizmeti bizzat yerine getirmeyip, üçüncü kişilere gördürebilmesi mümkün olmakla birlikte bu husus söz konusu hizmetin bir kamu hizmeti olma niteliğini ortadan kaldırmadığı gibi bu konuda belediyenin görevinin sona ermesine yol açmamakta ve bu hizmetin yerine getirilmesi yönünden sorumluluğu devam etmektedir. Bu niteliği gözetildiğinde, belediyenin görevine giren bir hizmetin süresiz olarak üçüncü kişilere bir hak verilmesi suretiyle gördürülebilmesi hukuken mümkün değildir. Mevzuata aykırı olarak tesis edilen ve belirtilen nitelikteki işlemlerin ilgililer yönünden kazanılmış hak doğurması da aynı nedenle mümkün değildir. Aksi takdirde, mevzuata aykırı tesis edilen bir belediye veya il trafik komisyonu işleminin, bir kanunun dahi üstüne geçmesi, o kanunun uygulanamaması sonucuna yol açacağı da bir gerçektir. Bu hizmetin belediyeler tarafından yürütülmesi ya da üçüncü kişilere gördürülmesi, söz konusu hizmetin kamu hizmeti olmasına ve bu hizmetin belediyelerce yürütülmesinde kamu yararı bulunduğu düşüncesine dayandığından, kazanılmış hak adı altında bireysel yararların kamu yararına üstün tutulması sonucunu doğuracak bir kazanılmış hak anlayışı kabul edilemez.
Dolayısıyla belediyeler tarafından ihalesiz verilen ya da süresiz şekilde ihale edilen ya da il trafik komisyonu kararı ile ihalesiz ve süresiz verilen toplu taşıma haklarının kazanılmış hak oluşturmayacağı açıktır.
Verildiği tarihte geçerli olan düzenlemelere uygun verilmeyen taksi plakalarının süresi ve şartları da belirtilerek Belediye Kanununda öngörülen imtiyaz, kiralama ve ruhsat usullerinden biri seçilerek ihale yoluyla verilmesi sağlanmalıdır.
Kamu idaresi cevabında; 6360 sayılı Kanun ile Aydın Belediyesinin büyükşehir belediyesi statüsünü kazandığı ve 31.03.2014 tarihinden itibaren il sınırları içindeki toplu taşıma hizmetlerinin Büyükşehir Belediyemizin sorumluluk alanına girdiği, 31.03.2014 tarihinden önce dağıtılan söz konusu plakaların il trafik komisyonları tarafından dağıtıldığı ve T plaka olarak tescil ettirildiği,
UKOME Kararımız gereğince 2014 yılından bu yana 1 yıl ile sınırlı olmak şartı ve ücreti karşılığında söz konusu plaka sahipleri adına çalışma ruhsatları düzenlendiği, her yılın Ocak ayında çalışma ruhsatlarına vize işlemleri yapılarak denetimleri sağlandığı,
Bulguda yer alan toplu taşıma sistemindeki tespitlerin tüm Türkiye’de var olan, yaşanılan ve ülkenin gerçekliklerinden birisi olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu
1983 yılında kabul edilerek yürürlüğe girdiği, Bu kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihlerde çok sayıda toplu taşıma aracı alınan idari kararlarla çalışmaya başladığı, bu kanundan önce faaliyete başlayan kişilerin 2918 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinden sonra İl-İlçe Trafik Komisyonlarında alınan kararlar ile süresiz olarak faaliyetlerine devam ettiği,
2918 sayılı yasanın 12. maddesinde İl ve İlçe Trafik Komisyonlarının kuruluşu, görev ve yetkilerinin belirtildiği, söz konusu maddede yer alan görev ve yetkiler kapsamında İl-İlçe Trafik Komisyonlarının mahalli ihtiyaç ve şartlara göre ticari plakaları/hatlarını toplu taşıma sistemine dâhil ettikleri, Aydın İl Trafik Komisyonunun 28.05.1992 tarihli ve 1992/10 sayılı kararı ile araç plakalarının süre belirtilmeden verildiği,
Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliğinin “Kazanılmış haklar” başlıklı 29. maddesinde “Büyükşehir belediyeleri dâhilinde daha önce il trafik komisyonları veya valiliklerce alınan karar veya izinlerle elde edilmiş haklar saklıdır.” hükmü doğrultusunda 31.03.2014 tarihinden önce İl Trafik Komisyonu kararı ile çalışan ticari plaka/hat sahiplerinin Büyükşehir ulaşım sistemine dâhil edildiği, gerekli izin belgelerini almaları şartlarıyla çalışmalarına izin verildiği,
31.03.2014 tarihinden önce Mülga 1580 sayılı Kanun, 5393 sayılı Belediye Kanunu ve İl Trafik Komisyon kararları ile verilen ticari plakalara/hatlara ilişkin il ve ilçe emniyet müdürlükleri, ilçe belediyeleri ve meslek odalarından bilgi ve belge talep edileceği, toplanacak belgeler üzerinden plakaların/hatların verildiği dönemde yürürlükte olan mevzuatla birlikte yapılacak hukuki değerlendirmeler ve bulguda yer alan tespitleriniz doğrultusunda gerekli iş ve işlemler için karar verileceği ifade edilmiştir.
Sonuç olarak, kamu idaresi cevabında belirtilen ücret çalışma ruhsat bedelidir. İhaleye ilişkin bir bedel değildir. Araçların faaliyette bulunabilmesi için çalışma ruhsatı almaları gerekir. Bu ruhsat işyeri açma ruhsatı gibidir.
Kamu idaresi cevabında Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliği’nin “Kazanılmış haklar” başlıklı 29’uncu maddesinde; “Büyükşehir belediyeleri dâhilinde daha önce il trafik komisyonları veya valiliklerce alınan karar veya izinlerle elde edilmiş haklar saklıdır.” denildiği ifade edilmiştir.
Ancak kazanılmış hakkın varlığından söz edebilmek için, bu hakkın yürürlükteki hukuk kurallarına uygun olarak tesis edilen bir işlemle elde edilmiş olması gerekmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa dayanılarak 86/10553 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Ticari Plakaların Verilmesinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Kararın 5’inci maddesinde; ticari plakaların muhammen bedeli, müracaat şekli, süresi, ihale zamanı ve diğer hususların mahalli vasıta ve/veya en az iki gazete ile kamuoyuna duyurularak kapalı teklif usulü ile trafik komisyonu tarafından verileceği ifade edilmiştir.
Buna göre ticari plakaların süresi belirtilmek şartıyla il trafik komisyonu tarafından ihale edilmesi gerekir. Ticari plakaların il trafik komisyonu tarafından ihale edilmeden ve süre belirtilmeden verilmesi 86/10553 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına aykırıdır.
Dolayısıyla belediyeler tarafından ihalesiz verilen ya da süresiz şekilde ihale edilen ya da il trafik komisyonu kararı ile ihalesiz ve süresiz verilen toplu taşıma haklarının kazanılmış hak oluşturmayacağı açıktır.
Gerekli çalışmalara başlandığı ifade edildiğinden, bulgu konusu tespitin devam edip etmediği takip eden denetimlerde izlenecektir.