Şirketin borç stokunun, İstanbul Büyükşehir Belediyesine olan ve vadesinde ödenemeyen borçlar nedeniyle arttığı görülmüştür.

10.07.2004 tarih ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun “Şirket kurulması” başlıklı 26’ncı maddesinde;

“Büyükşehir belediyesi kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen usullere göre sermaye şirketleri kurabilir. Genel sekreter ile belediye ve bağlı kuruluşlarında yöneticilik sıfatını haiz personel bu şirketlerin yönetim ve denetim kurullarında görev alabilirler. Büyükşehir belediyesi, mülkiyeti veya tasarrufundaki hafriyat sahalarını, toplu ulaşım hizmetlerini, sosyal tesisler, büfe, otopark ve çay bahçelerini işletebilir; ya da bu yerlerin belediye veya bağlı kuruluşlarının % 50’sinden fazlasına ortak olduğu şirketler ile bu şirketlerin % 50’sinden fazlasına ortak olduğu şirketlere, 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın belediye meclisince belirlenecek süre ve bedelle işletilmesini devredebilir.” hükmü yer almaktadır.

Ayrıca 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Tacir olmanın hükümleri” başlıklı 18’inci maddesinde her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, kamu kaynağı kullanan Şirketin, kaynaklarını ekonomik kullanması konusunda özen yükümlülüğü de bulunmaktadır. Bu itibarla, ticari faaliyette bulunan Şirketin amacının gelir elde etmek olduğu ve faaliyetini yürütürken meydana gelen maliyetleri zamanlı karşılaması gerektiği ortadadır.

Şirketin ana faaliyet konusunun İstanbul İli sınırları içerisinde ihtiyaç duyulan parklanma ihtiyacının karşılanması olduğu ve otopark işletmelerinin bulunduğu taşınmazların

Belediyeden kiracılık ilişkisi ile temin edildiği göz önünde bulundurulduğunda; yürütülen hizmetin en önemli maliyet kaynağı taşınmaz kira ödemeleridir. Belediye tarafından, gerek 5216 sayılı Kanun uyarınca gerekse diğer usullerle Şirket tasarrufuna bırakılan taşınmazlar ile ilgili olarak giderlerin zamanlı ödenmesi yürütülen faaliyetin sürekliliği bağlamında önemlidir. Zira, Şirkete kullanma hakkı devredilen taşınmazların bazılarının Belediye mülkiyetinde bulunmaması nedeniyle Belediye veya Şirket ilave mali ve hukuki yükümlülüğe maruz kalabilecek, Belediye mülkiyetindeki taşınmazlarla ilgili olarak ise temerrüt faiz yükü altına girilecektir.

Yapılan incelemeler sonucunda, ayrıntısı aşağıdaki tabloda gösterilen borçların vadesinde ödenmediği ve zamanla artan borç stoku haline geldiği görülmüştür.

Tablo 4: İstanbul Büyükşehir Belediyesine Vadesinde Ödenmeyen Borçlar Tablosu

Yıl

TAHAKKUK

ÖDEME

BAKİYE

2017

40.550.654,41

31.781.104,79

8.769.549,62

2018

46.668.350,37

17.622.600,86

29.045.749,51

2019

26.266.682,05

4.593.634,97

21.673.047,08

2020

29.975.455,79

47.872.248,26

- 17.896.792,47

2021

35.484.213,60

5.431.408,06

30.052.805,54

2022

75.521.722,47

16.426.644,13

59.095.078,34

2023

155.925.583,93

32.219.998,55

123.705.585,38

Toplam

410.392.662,62

155.947.639,62

254.445.023,00

Yukarıdaki tablodan; toplam borç tahakkuk tutarının %37,99’unun 2023 Yılı tahakkuklarından oluştuğu, toplam ödeme meblağının %20,66’sının 2023 Yılında gerçekleştiği ve 2023 Yılı tahakkuk/ödeme oranının %20,67 seviyesinde gerçekleştiği görülmektedir.

Yukarıda yer alan denetim tespiti üzerine Şirket tarafından, 2020 yılı ve 2021 yılında yaşanan pandemi nedeniyle gelirlerin azaldığı ve artan maliyetlerden kaynaklı olarak da gelirlerin yalnızca Şirketin zaruri giderlerini karşıladığı ifade edilmiştir. Ayrıca mevcut borcun tasfiyesi için 2024 yılında gerekli çalışmaların yürütüleceği belirtilmiştir.

Sonuç olarak, Şirket tarafından, ana faaliyet konusundan kaynaklanan yükümlülüklerin zamanlı olarak yerine getirilmesi yoluyla ek mali ve hukuki müeyyideye maruz kalınmamasının sağlanması gerektiği değerlendirilmektedir.

Kararla ilgili sorunuz mu var?