Karar Künyesi
İdare personelinin, belediye sınırları içerisindeki 18 mahalle muhtarlığında görevlendirildiği görülmüştür.
4541 sayılı Şehir ve Kasabalarda Mahalle Muhtar ve İhtiyar Heyetleri Teşkiline Dair Kanun’un 20’nci maddesinde; “Mahalle muhtarları ve ihtiyar heyetleri tarafından görülecek hizmetlere karşılık olarak iş sahiplerinden harç alınır ve alınan harç miktarı, evrak ve vesikalar üzerinde gösterilir.” ifadelerine yer verilmiş, aynı Kanun’un 21’inci maddesinde ise muhtarlık işlerinin tedviri için lüzumlu kira, ısıtma, aydınlatma, hademe ücreti gibi masrafların bu harçlardan ödeneceği belirtilmiştir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Mahalle ve yönetimi” başlıklı 9’uncu maddesinin birinci fıkrasında belediye sınırları içerisinde mahalle kurulmasının belediye meclisinin kararı ve kaymakamın görüşü üzerine valinin onayı ile olacağı açıklanmıştır. Mezkûr maddenin üçüncü fıkrasında da “Belediye, mahallenin ve muhtarlığın ihtiyaçlarının karşılanması ve sorunlarının çözümü için bütçe imkânları ölçüsünde gerekli ayni yardım ve desteği sağlar.” ifadelerine yer verilmiştir.
Yukarıdaki mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, İdarenin muhtarlıklara kira, ısıtma ve aydınlatma gibi ayni yardımları yapabileceği, “ayni yardım ve desteği sağlar” ifadesinden personel görevlendirilmesi yorumunun çıkarılmasının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki, İdare tarafından zaten belediye sınırları içerisindeki muhtarlıkların elektrik, doğalgaz ve su faturaları ödenmektedir. Ayrıca muhtarlıkların, belediyenin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler ile belediye taşınmazlarında işlemlerini yürütmesi göz önüne alındığında kira giderlerinin de dolaylı olarak İdare tarafından karşılandığı anlaşılmaktadır.
Yapılan incelemede, Belediye sınırları içerisinde yer alan 18 muhtarlıkta, 696 sayılı KHK uyarınca çalıştırılan İdare personelinin görevlendirildiği tespit edilmiştir.
Yukarıda yer alan denetim tespiti üzerine, İdare tarafından;
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Mahalle ve Yönetimi” başlıklı 9’uncu maddesinde “Belediyenin, mahallenin ve muhtarlığın ihtiyaçlarının karşılanması ve sorunlarının çözümü için bütçe imkanları ölçüsünde gerekli ayni yardım ve desteği sağlar; Kararlarında mahallenin ortak isteklerini göz önünde bulundurur ve hizmetlerin mahallenin ihtiyaçlarına uygun biçimde yürütülmesini sağlar<span>.” denildiği, Belediyeye mahallenin ve muhtarlığın ihtiyaçlarının karşılanması hususunda ayni yardımın yanı sıra bütçe imkanları ölçüsünde gerekli desteği sağlama görev ve yetkisinin verildiğini,</span>
Yine 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 75’inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde; “Mahalli İdareler ile Merkezi İdareye ait asli görev ve hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla gerekli ayni ihtiyaçlarını karşılayabilir, geçici olarak araç ve personel temin edebilir.” denilerek, belediyelerin muhtarlıkların ayni ihtiyaçlarının karşılanmasının yanı sıra personel ve araç gibi ihtiyaçlarını da temin edebileceği anlaşıldığı,
Aynı Kanun’un, “Belediyenin Yetkileri ve İmtiyazları” başlıklı 15’inci maddesinin (a) bendinde; “Belde sakinlerinin mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla her türlü faaliyet ve girişimde bulunmak…” hükmü yer aldığı, bu maddeden vatandaşların mahalli ortak ihtiyaçlarını karşılayabilmek için her türlü faaliyeti gerçekleştirebileceği anlaşıldığı,
Muhtarlıkların mahalli müşterek niteliğinin tartışmasız olduğu ve kamu görevi ifa ettikleri de 15.11.2017 tarihli ve 41757 dosya – 43654 tutanak numaralı Sayıştay Başkanlığı Temyiz Kurulu Kararlarında net bir şekilde belirtildiği,
5393 sayılı Belediye Kanun’un 15’inci maddesine istinaden, belde sakinlerinin mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla, vatandaşların taleplerinin alınması, mahalli nitelikte sorunların araştırılması, belediye ile ilgili talep ve isteklerin tespit edilmesi, ilgili birimlere iletilmek üzere rapor oluşturularak belediye yönetimine ulaştırılması ve bu nitelikteki hizmetlerin yürütülebilmesi için İdare sınırları içerisinde yer alan mahalli müşterek niteliği tartışmasız olan ve kamu hizmeti ifa eden muhtarlıklarda personel görevlendirildiği,
İfade edilmiştir.
İdarenin muhtarlığa gerekli desteğin sağlanması ifadesinden, personel ihtiyaçlarının temin edilebileceği anlaşıldığı minvalindeki açıklamasına katılmak mümkün değildir. İdare, “destek” mefhumunu kendisinden önce gelen “ayni” bağlamından bağımsız olarak geniş anlamda değerlendirmekte ve hatalı bir yorumda bulunmaktadır. Zira burada Kanun’un lafzi yorumu ile anlaşılması gereken, belediyelerin muhtarlıklara ayni yardım ve ayni desteği sağlayabileceğidir. Kanun koyucunun aksi bir amacı olsa idi, “ayni” ayrımına gitmeyeceği aşikârdır.
Ayrıca, muhtarlıklardaki personel görevlendirmelerinin 5393 sayılı Kanun’un 75’inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında yapılmasının da imkânı bulunmamaktadır. Anayasa’ya göre kamu tüzel kişiliği kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulmaktadır. Mahalle kurulması, belediye meclisinin kararı ve kaymakamın görüşü üzerine valinin onayı ile olduğundan mahalle muhtarlıklarının kamu tüzel kişiliğini haiz olduklarını söylemek mümkün değildir. Buna göre, mahalle muhtarlıkları, Anayasa'da mahalli ve merkezi idare kapsamında değerlendirilmediğinden 5393 sayılı Kanun’un 75’inci maddesi kapsamında değerlendirilerek buralarda İdare personelinin görevlendirilmesi ilgili mevzuatıyla uyarlı değildir.
İdarenin, vatandaşların mahalli ortak ihtiyaçlarını karşılayabilmesi hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Ancak bu faaliyetleri ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde ve yasalara uygun olarak yapması hukuki devlet ilkesi gereğidir.
İdarenin bahsettiği 15.11.2017 tarihli ve 43654 tutanak numaralı Sayıştay Temyiz Kurulu Kararı incelenmiştir. Bahsi geçen Karar’da muhtarlıklara yapılan ücret mahiyetindeki nakdi yardımın mevzuat ile amaçlanan ayni yardım ve desteğin ötesine geçtiği belirtilmiş ve ilgili dairesi tarafından verilen kamu zararının tazmini hükmü tasdik edilmiştir. Yani, söz konusu Karar bulgu konusu tespiti destekler niteliktedir.
Her ne kadar İdare tarafından, muhtarlıklarda personelin vatandaşların talep ve görüşlerini iletmek için görevlendirildiği belirtilse de bu açıklamaya da katılmak mümkün değildir. Zira vatandaşların görüş ve taleplerinin İdareye iletebilmesi için başta hizmet binalarında başvuru noktaları, çağrı merkezi, sosyal medya hesapları, mail ve CİMER gibi birçok kanal mevcuttur. Sadece bu amaç için muhtarlıklarda personel görevlendirilmesi mevzuata aykırılık teşkil ettiği gibi personelin görev tanımı dışında muhtarlık işlerinde çalışması riskine de sebep olacaktır.
Yukarıda detaylı olarak açıklandığı üzere, muhtarlıklarda yapılan personel görevlendirmeleri, mevzuat hükümlerine aykırı olduğu gibi İdare giderlerinde de artışa neden olmaktadır.
Sonuç olarak, İdarenin, muhtarlıklarda personel görevlendirmesi uygulamasından vazgeçmesi gerekmektedir.