Belediye ile yetkili sendika arasında imzalanan sosyal denge sözleşmesinde mevzuata uygun olmayan hükümlere yer verilmesi nedeniyle; ödemelerde öngörülen tavan tutarın aşıldığı ve ancak kanunla sınırlandırılabilecek mali hakların sözleşme ile kısıtlandığı görülmüştür.

Belediyede istihdam edilen memur ve sözleşmeli personele, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin ek 15’inci maddesinde tanınan yetkiye istinaden sosyal denge tazminatı ödenmesi mümkündür. Maddenin devamında bu tazminatın aylık tavan tutarının, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikası ve Toplu Sözleşme Kanunu’na göre imzalanan toplu sözleşme ile belirleneceği hükme bağlanmıştır. 2018 yılında yürürlükte olan 4.Dönem Toplu Sözleşme’de tavan tutar, en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dâhil) %100'ü olarak belirlenmiştir.

Bununla beraber 4688 sayılı Kanun’un geçici 14’üncü maddesinde, 15.03.2012 tarihinde yürürlükte olan sosyal denge sözleşmelerinde öngörülen tazminat tavan tutarının 31.12.2015 tarihine kadar uygulanabileceği ifade edilmiştir. 4.Dönem Toplu Sözleşme’nin üçüncü kısım dördüncü bölümünün 7’nci maddesi ile bu tarih, 31.12.2019’a kadar ertelenmiştir.

Özetle, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca belediyeler 31.12.2019


tarihine kadar, 15.03.2012’de yürürlükte olan sosyal denge sözleşmesi ile belirledikleri tazminatları ödeyebilecekken bu tarihten sonra tazminat tutarlarını, en yüksek Devlet memuru aylığının %100'ünü geçmeyecek şekilde belirlemeleri gerekmektedir.

15.03.2012 tarihinde Eyüpsultan Belediyesinde yürürlükte olan sosyal denge sözleşmesi Bem-Bir-Sen ile imzalanmış olup bu sözleşmede belirlenen tutarlar 2018 yılında ödenebilecek azami tutarları ifade etmektedir. 2018 yılında yürürlükte olan sosyal denge sözleşmesi bu minvalde incelenmiş ve aşağıda yer verilen tespitler nedeniyle ödemelerde belirlenen tavanın aşılmasına sebep olacak hükümlerin sözleşmeye konulduğu görülmüştür:

  • Azami 5.000,00 TL olabilecek emeklilik yardımı 25.000,00 TL olarak belirlenmiştir.


  • Azami 500,00 TL olabilecek bayram yardımları ise ramazan bayramı için 750,00 TL kurban bayramı için 1.000,00 TL olarak öngörülmüştür.

    Yapılan incelemelerde ayrıca 2018 yılında yürürlükte olan sosyal denge sözleşmesinde, ödemelerin disiplin cezası almama şartına bağlandığı da görülmüştür. Sözleşmeye disiplin cezası alan personelin 1 ile 8 ay süreli olarak sosyal denge tazminatlarının kesilebileceğine ilişkin hüküm konulmuş ve bu hükme istinaden yıl içerisinde disiplin cezası alan beş personelin sosyal denge tazminatı ödemelerinde kesintiye gidilmiştir. Ancak 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 18’inci maddesinde yer alan, Devlet memurlarının mali ve sosyal hakları üzerinde yapılacak kısıtlamaların kanunlarla düzenlenebileceği yönündeki hüküm gereğince mali hakların sözleşme ile kısıtlanması mümkün değildir. Sözleşme hükmünde düzenlenen durumlara ilişkin 657 sayılı Kanun kapsamında ceza öngörüldüğünden aynı fiil için iki ayrı ceza uygulanmasının hakkaniyete de uygun olmadığı değerlendirilmektedir.

    Sonuç olarak; sözleşmede, Kanun’da tanınan yetki aşılarak, sosyal denge kalemlerinin genişletilmesinin ve müeyyide niteliğinde hükümlere yer verilmesinin uygun olmadığı düşünülmektedir.

    Kamu idaresi cevabında; özetle, kamu çalışanlarının sendikal haklarının Uluslararası Çalışma Örgütünün 98 sayılı Sözleşmesi’nde yer aldığı, bu sözleşme gereğince tüm çalışanların toplu sözleşme hakkı olduğu, sendikal hak ve özgürlükler açısından uluslararası belge ve sözleşmelerin kanunlar karşısında öncelikli olarak uygulanacağı, 98 sayılı Sözleşme’nin de bu nitelikte olduğu ve bu sözleşme ile kamu çalışanlarına toplu sözleşme hakkı tanındığı, bunun yanı sıra hem bu Sözleşme’de hem de 4688 sayılı Kanun’un 32’nci


    maddesinde ücret konusunda herhangi bir sınırlama getirilmediği, emeklilik yardımı verilmesinde ise amacın; emeklilik süresi dolan personelin emekliliğe teşviki ile genç personel istihdam edilebilmesi, kamu personel maliyetinin azaltılarak üstün kamu yararı sağlanması olduğu ifade edilmiştir.

    Sonuç olarak İdare tarafından verilen cevapta, Uluslararası Çalışma Örgütünün 98 sayılı Sözleşmesi’nin uygulama bakımından öncelik taşıdığı, bu Sözleşme ile kamu çalışanlarına toplu sözleşme yapma hakkı tanındığı ve hem bu sözleşmede hem de 4688 sayılı Kanun’un 32’nci maddesinde ücret konusunda herhangi bir sınırlama getirilmediği ifade edilmiştir. Ancak bahse konu olan Sözleşme genel çerçeveyi çizmekte olup sözleşmedeki esaslı unsurlara ilişkin tarafların iradesini belirleyecek nitelikte değildir. Bu bağlamda anılan Sözleşme, kamu idaresi iradesinin ancak ulusal mevzuatta öngörülen sınırlamalar çerçevesinde ortaya konulabileceği ve sözleşmede taraf olma ehliyetinin bu sınırlamalara tabi olacağı kuralına ilişkin herhangi bir istisna getirmemektedir. Bu itibarla İdare tarafından toplu sözleşmelerde herhangi bir ücret sınırı konulamayacağı yönündeki savın hukuki dayanağı bulunmadığı düşünüldüğünden 4. Dönem Toplu Sözleşme’nin dördüncü bölümünün 1’inci ve 4688 sayılı Kanun’un geçici 14’üncü maddelerinde öngörülen sosyal denge tazminatı ödemelerinde tavan uygulamasının Belediye açısından bağlayıcı nitelikte olduğu açıktır.

    Bununla birlikte cevapta, personele yapılan sosyal denge tazminatı ödemeleri ile personelin emekliliğe teşvik edilmesi suretiyle personel maliyetinin azaltılmasının amaçlandığı beyan edilmişse de Belediye adına yeni mali yükümlülükler doğuran bu uygulamanın da herhangi bir hukuki dayanağı bulunmamaktadır.

    Bu itibarla, Sosyal Denge Sözleşmesi’nin mevzuata aykırı hükümler içerdiği yönündeki değerlendirmemiz devam etmektedir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?