Karar Künyesi
Kurum alacaklarına yönelik tahsilat ve takibat işlemlerinin etkin bir şekilde yerine getirilmediği görülmüştür.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 8’inci maddesinde, her türlü kamu kaynağının elde edilmesinde görevli ve yetkili olanların, kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesi için gerekli önlemlerin alınmasından sorumlu olduğu ve yetkili kılınmış mercilere hesap vermek zorunda oldukları düzenlenmiştir.
Anılan Kanun’un 11’inci maddesinde, üst yöneticilerin, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesini sağlamaktan, malî yönetim ve
kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesi, izlenmesi ve kanunlar ile Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde belirtilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinden mahallî idarelerde meclislerine karşı sorumlu oldukları ifade edilmiştir.
Yine üst yöneticilerin bu sorumluluğun gereklerini harcama yetkilileri, malî hizmetler birimi ve iç denetçiler aracılığıyla yerine getirecekleri belirtilmiştir.
ASAT teşkilat yapılanması içerisinde Abone İşleri Dairesi Başkanlığı’nın iş ve işlemlerine yönelik Kurum Yönetim Kurulu tarafından kabul edilen Görev, Yetki ve Sorumluluk Yönergesi’nde gelirlerin takibi ve tahsili konusundaki görevleri aşağıda sayılmıştır;
Su ve atıksu abonelerinin sahada tespit edilen tüketim endekslerinin yürürlükte olan Bütçe Kararnamesi, Tarife ve Yönetmelikler doğrultusunda tahakkuklandırılmasını sağlamak,
Sözleşme iptali, evden geçici ayrılma, sayaç değişimi vb. durumlarda tespite göre merkezde ek fatura hazırlanmasını ve ilgilisine iletilmesini sağlamak,
Resmi Daire faturalarını hazırlamak ve ilgili dairesine tebliğ edilmesini sağlamak,
Tespit edilen kaçak ve usulsüz su ve atıksu kullanım cezalarını yürürlükte olan tarifelere göre faturalamak ve ilgilisine ulaştırılmasını sağlamak
Kaçak, usulsüz su ve atıksu kullandığı tutanakla tespit edilen ilgililer hakkında yönetmelikler doğrultusunda Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmasını
sağlamak,
Henüz yasal takibe geçilmemiş ve ödeme güçlüğü yaşanan borçlar için aboneler tarafından yapılan taksitle ödeme taleplerinin idari kararlar doğrultusunda neticelendirilmesini
sağlamak,
Tüm yaptırımlara rağmen, borçlarını ödemeyen gerçek ve tüzel kişiler hakkında idari ve hukuki işlemlerin yapılmasını sağlamak,
Kurum gelirlerinin tahakkuk, tahsilat ve takip süreçlerinin etkinliğinin incelenmesi maksadıyla denetim dönemi ve öncesine yönelik olarak 500 TL ve üzeri borcu olan tüm abonelerin ya da abonesiz kullanımlara yönelik tahakkukların 31.12.2022 tarihi itibariyle alacak listeleri Abone İşleri Dairesi Başkanlığından temin edilmiştir.
Bahsi geçen listeler içerisinde, Kurumun tüm su ve atıksu satışlarına yönelik alacakları, önceki kullanıcı olarak Kurum tarafından ifade edilen aktif aboneliği bulunmadığı halde tahsil edilmeyen eski abonelerden alacakları ile kaçak tüketimlere yönelik gerçekleştirilen tahakkuklara yönelik alacakları yer almaktadır.
Söz konusu listeler üzerinde yapılan incelemelerde;
Kurumun 31.12.2022 tarihi itibariyle 2022 yılı ve önceki dönemler dahil toplam 71.600 aboneden 156.294.493,60 TL (KDV ve gecikme faizi dâhil) alacağının bulunduğu, söz konusu alacak tutarının önemli bir kısmının yakın geçmişte yapılan tahakkukları içerdiği, ancak Kurum kayıtlarında yer almasına rağmen bir kısmının zamanaşımına uğradığı, Kurumun söz konusu aktif aboneliklere yönelik alacaklarına ilişkin suyun kesilmesi dahil idari yaptırımları düzenli olarak uygulamadığı ve hukuki takibat başlatma konusunda Kurumun gerekli hassasiyeti göstermediği tespit edilmiştir.
Önceki kullanıcı olarak Kurum kayıtlarında yer alan eski abonelere yönelik 31.12.2022 tarihi itibariyle 2022 yılı ve önceki dönemler dahil toplam 51.277 aboneden 20.902.807,22 TL (KDV ve gecikme faizi dâhil) alacağının bulunduğu, söz konusu alacağın mahiyetine bakıldığında ise mülkiyetin el değiştirmesi yahut aynı taşınmaz üzerinde kiracının değişmesi durumlarında söz konusu aboneliğe ilişkin borç bulunduğu halde aynı sayaç üzerinden yeni abonelik işlemlerinin gerçekleştirildiği ancak önceki aboneye ilişkin Kurum alacağının tahsil edilmediği, söz konusu önceki kullanıcılara ait alacak tutarlarının takip ve tahsilatına yönelik hiçbir hukuki sürecin başlatılmadığı tespit edilmiştir.
Kaçak tüketimlere yönelik yapılan tespitler ve gerçekleştirilen tahakkuklar ile icra takibinde olan alacaklara bakıldığında ise 31.12.2022 tarihi itibariyle toplam 2.532 tespitin yapıldığı ve 52.060.215,94 TL(gecikme faizi dâhil) para cezası alacağının bulunduğu, 2000 yılından bu yana söz konusu kaçak ve abonesiz kullanımlara yönelik 2.500 tespite ilişkin hukuki takibat yapılmadığı dolayısıyla para cezalarından önemli bir kısmının zamanaşımına uğradığı ayrıca icra takibi yapılan abonelere yönelik suyun kesilmesi yaptırımının uygulanmadığı, bir başka anlatımla borcundan dolayı icra takibi yapılan abonelerin aktif olarak su kullanmaya devam ettikleri tespit edilmiştir.
Denetim tespiti sonrasında Kamu idaresi tarafından ilgili Daire Başkanlığı yetkisinde olan işlemlerle tahsilatı yapılamayan borçlara yönelik yapılan takip ve istihbarat çalışmasına ilişkin belgeler ile birlikte kullanıcılar hakkında hukuki işlem başlatılabilmesi için Hukuk
Müşavirliği ile birlikte ortak hareket edilerek belirlenen limitler dahilinde icra dairelerinin de iş yoğunluğu dikkate alınarak belirli aralıklarla icra takibi başlatılmak üzere Hukuk Müşavirliğine bildirilmekte olduğu ve buna yönelik olarak tahsilat ve takibat süreçleri başlatıldığı,
Çeşitli yargı kararlarında; su idarelerinin özel hukuk hükümlerine göre idare edilen bir kamu kuruluşu olduğunun, kaçak su kullanımının haksız fiil niteliğinde olduğu ve kirlilik önleme payının da hukuk mahkemelerinde çözümlenmesinin gerekli olması nedeniyle her iki konunun da idari para cezası kapsamında olmadığının belirtildiği bu nedenle İdarenin su ve atıksu alacakları ile haksız fiil niteliğinde olduğu kabul edilen kaçak ve abonesiz kullanımlara ilişkin alacakları ile ilgili olarak genel hükümler çerçevesinde ve 2004 sayılı İcra İflas Kanunu ve 7155 sayılı Abonelik Sözleşmelerinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkındaki Kanun Hükümleri doğrultusunda gerekli icrai işlemlerin yapıldığı,
İdarelerinin taraf olduğu Yargıtay 3’üncü Hukuk Dairesinin 2017/10152 E. 2018/1135
K. sayılı 06/11/2018 tarihli kararında; sunulan su ve atıksu hizmetinden sözleşme vasıtasıyla yararlanacağı yerde böyle bir sözleşme yapmaksızın karşılıksız ve kaçak olarak yararlanan taraf arasında dürüstlük ilkesine uygun olarak “sözleşme benzeri” bir borç ilişkisinin kurulduğunun bu nedenle Türk Borçlar Kanununun 146’ıncı maddesi gereğince kaçak ve abonesiz kullanıma ilişkin olarak genel zamanaşımı süresi olan on yılın uygulanması gerektiğinin mütalaa edildiğinin belirtildiği,
Yine öğretiye ve yerleşik yargı kararlarına göre tüzel kişilerde zamanaşımı süresi, dava açma veya icra takibi başlatma konusunda emir vermeye yetkili makamın zararı ve zarar sorumlusunu öğrenmesinden itibaren başlayacağı,
İcra takibinde olup da su kullanmaya devam eden kullanıcılar ile ilgili ise; icra takiplerine itiraz edilmesi ve bu itirazın iptali amacıyla açılan bir kısım davaların uzun bir süre devam etmesi ile mahkemeler tarafından bazı durumlarda suyun kullanıma açık kalması hususunda tedbir kararları vermesinin de söz konusu olduğu ve Hukuk Müşavirliğince icra takibi yapılan abonelere yönelik su kesilmesi yaptırımının düzenli bir şekilde uygulandığı ifade edilmiştir.
Her ne kadar Kamu idaresi tarafından kendilerinin kamu kuruluşu olduğu dolayısıyla kaçak su kullanımının haksız fiil olarak kabul edildiğinde hukuk mahkemelerinde
çözümlenmesinin gerekli olması nedeniyle bahsi geçen haksız fiile yönelik yaptırımın idari para cezası kapsamında olmadığı bu nedenle zamanaşımı süresi bakımından 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında olmayıp genel hükümlere göre on yıllık zamanaşımına tabi olduğu belirtilse de bu husus söz konusu haksiz fiil kaynaklı para cezası alacaklarına yönelik takibat yapılmadığı gerçeğini değiştirmemektedir.
Kamu idaresi cevabında tahsilatı yapılamayan alacaklara ilişkin belirlenen limitler dahilinde icra dairelerinin iş yoğunlunun da dikkate alınarak icra takibi başlatılmak üzere Hukuk müşavirliğine gönderildiği belirtilmiştir. Oysa icra dairelerinin iş yoğunluğunu dikkate almak Kamu idaresinin görev ve sorumluluğu alanına girmemektedir. Kamu idaresi nezdinde yerinde yapılan denetimlerde alacaklarına ilişkin özellikle de Kamu idaresi tarafından cevap verilmeyen önceki kullanıcılara yönelik alacaklarına ilişkin icra takibi yapılmadığı da tarafımızca tespit edilmiştir.
Kamu idaresi tarafından zamanaşımı süresinin dava açma veya icra takibi başlatma konusunda emir vermeye yetkili makamın zararı ve zarar sorumlusunu öğrenmesinden itibaren başlayacağı savı da Kurumun alacaklarına yönelik takibat konusunda yeterli ektinlik gösteremediği hususunu değiştirmemektedir.
Son yıllarda Antalya özelinde göç hareketlerinin hızlandığı ve aynı sayaç üzerinden abonelik sirkülasyonun arttığı düşünüldüğünde, söz konusu alacak tutarının Kurumun gelirleri üzerindeki olumsuz etkisini artırdığı, bunun yanında 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Kurumun hizmet alanının Antalya mülki sınırlarına genişlediği göz önüne alındığında, hizmetlere yönelik yatırımların finansmanı için alacaklarının tahsiline yönelik gerekli iş ve işlemlerin Kurum tarafından yapılmaması, artan maliyetler karşısında Kurumun yurt içi/dışı kredi teminine yönelmesine neden olmakta bu durum ise yatırımlara yönelecek kaynakların borç faizi ödemelerinde kullanılmasına sebep olmaktadır.
Bu itibarla; Kurum tarafından gerçekleştirilen ve duraksama imkanı olmayan kamu hizmetlerinin finansmanı için önceki dönemlerde tahakkuk etmiş ve vadesi geçmesine rağmen tahsil edilememiş Kurum alacaklarından hukuki takibat başlatılmayanlara yönelik yukarıda izah edilen mevzuat hükümleri ve açıklamalar çerçevesinde tahsilat ve takibat süreçlerinin başlatılması gerekmektedir.