İdarenin sosyal tesis, çocuk bakımevi vb. işletmeleri bulunmakta ancak, bu işletmelerin gelirleri ve harcamalarına ait KDV’ler ilgili hesaplarında muhasebeleştirilmemektedir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1’inci maddesine göre, belediyelerce yürütülen ve ticari, sınaî, zirai ve mesleki nitelikte olmayan kamu hizmetleri için belediyelere yapılan teslim ve hizmetler karşılığında ödedikleri katma değer vergisi indirim konusu yapılamayacaktır. Bu durumda, belediyelerin ticari, sınaî, zirai faaliyet kapsamındaki harcamalarına ait KDV’lerin indirim konusu yapılması mümkündür.

Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nin “B. VERGİNİN KONUSU İLE İLGİLİ ÇEŞİTLİ HUSUSLAR” bölümünde;


2. Kamu Kurum ve Kuruluşları, Dernek ve Vakıflar ile Mesleki Kuruluşların Vergilendirilmesi

2.1. Genel Olarak


3065 sayılı Kanunun (1/3-g) maddesinde sayılan; genel bütçeye dâhil idareler, özel bütçeli idareler, il özel idareleri, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birlikler, üniversiteler, dernek ve vakıflar ile her türlü mesleki kuruluşların ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyet kapsamına girmeyen, kuruluş amaçlarına uygun teslim ve hizmetleri vergiye tabi değildir.


Öte yandan yukarıda sayılan kuruluşlara ait veya tabi olan veya bunlar tarafından kurulan ve işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşlar, iktisadi işletme olarak mütalaa edilir. Bunların ticari, sınaî, zirai ve mesleki faaliyetleri vergiye tabi tutulur. Bu çerçevede belediyelere bağlı otobüs, havagazı, su, elektrik, mezbaha, soğuk hava deposu vb. işletmeler ile döner sermayeli kuruluşlar, istisna kapsamına girmeyen faaliyetleri dolayısıyla vergiye tabi olurlar.” denilmektedir.

Diğer yandan, Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin; “191 İndirilecek Katma Değer Vergisi Hesabının Niteliği” başlıklı 153’üncü maddesinde;

“(1) Bu hesap, mal ve hizmetin satın alınması sırasında satıcılara ödenen veya borçlanılan ve kurum açısından indirim hakkı doğuran katma değer vergisinin izlenmesi için kullanılır.

(2) Mahalli idareler, bir bedel karşılığı satmak üzere ürettikleri mal veya hizmetin üretim girdisi olarak satın aldıkları mal veya hizmetlere ilişkin olarak ödemiş oldukları Katma Değer Vergisini indirim konusu yaparlar. Bunun dışında kurumun satışa konu olmayan kamu hizmeti üretiminde nihai tüketici olarak kullanmak veya tüketmek üzere satın alınmış mal veya hizmet için ödenen Katma Değer Vergisi indirim konusu yapılmaz ve bu tutarlar ilgili gider hesabı veya varlık hesabına yapılacak muhasebe kaydında maliyet bedeline ilave edilir.”

Aynı Yönetmelik’in “391 Hesaplanan Katma Değer Vergisi Hesabının Niteliği” başlıklı 293’üncü maddesinde;

“(1) Bu hesap, teslim edilen mal veya ifa edilen hizmetler üzerinden hesaplanan katma


değer vergisi tutarları ile bu tutarlardan mahsup edilen ve ödenen tutarların izlenmesi için kullanılır.” hükümleri yer almaktadır.

Yukarıda zikredilen mevuat hükümlerine göre, belediyelerin ayrı bir işletme olarak yürüttüğü faaliyetler, istisna düzenlemeleri dışında, doğrudan KDV’nin konusuna girmektedir. Diğer yandan, ayrı bir işletme şeklinde olmasa da, İdarenin kendi bütçesi içinde yürüttüğü ticari, sınaî, zirai faaliyetler de bu kapsamdadır.

İdarenin gelir elde ettiği ve harcama yaptığı sosyal tesis, çocuk bakımevi vb. işletmeleri bulunmaktadır. Bu işletmeler için yapılan her harcama gelir elde etmek amacı ile yapılmaktadır. Bu işletmeler Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği uyarınca münhasıran ilgili kurum ve kuruluş mensuplarına hitap etmemeleri sebebiyle istisna kapsamına girmemektedir, dolayısıyla bu işletmeler bünyesinde yapılan işlemler KDV mükellefiyeti doğurmaktadır. Ancak, İdarenin yukarıda belirtilen işletme faaliyetlerine ait KDV’lerin ilgili hesaplarında muhasebeleştirilmediği tespit edilmiştir.

Yukarıda yer alan denetim tespitine binaen, İdare tarafından; KDV doğuran giderler için 191-İndirilecek KDV Hesabının kullanılmasının sağlanacağı ifade edilmiştir. Ancak bulgumuzda; sadece yapılan harcamalar için 191-İndirilecek Katma Değer Vergisi Hesabının kullanılması gerektiğinden değil, elde edilen gelirler için ise 391-Hesaplanan Katma Değer Vergisi Hesabının kullanılması gerektiğinden de bahsedilmiştir.

Belediye hesaplarında KDV hesaplarının kullanılmaması; belediyenin mal ve hizmet satın alınması nedeniyle satıcılara ödenen veya borçlanılan ve kurum açısından indirim hakkı doğuran katma değer vergisinin indirim konusu yapılamamasına; mal ve hizmetin satılması sırasında alıcılar tarafından ödenen veya borçlanılan ve kurum açısından hesaplanan katma değer vergisine konu olan işlemler için KDV hesaplanılmamasına neden olmaktadır.

Yukarıda belirtilen hatalı uygulama nedeniyle, 191-İndirilecek Katma Değer Vergisi Hesabına kaydedilmesi gereken tutar, 630-Giderler Hesabına ya da ilgili varlık hesaplarına; 391-Hesaplanan Katma Değer Vergisi Hesabına kaydedilmesi gereken tutar, 600-Gelirler Hesabına kaydedilmektedir.

Netice itibariyle, idarenin işletme faaliyetleri kapsamındaki gelir ve giderine ait KDV’lerin ilgili hesaplarında muhasebeleştirilmemesine bağlı olarak; 190-Devreden Katma Değer Vergisi Hesabı, 191- İndirilecek Katma Değer Vergisi Hesabı, 391-Hesaplanan Katma Değer Vergisi Hesabı, 360-Ödenecek Vergi ve Fonlar Hesabı, 630-Giderler Hesabı, 600-Gelirler Hesabı ile ilgili varlıklar hesabında hatalı bilgi oluşmaktadır.


Kararla ilgili sorunuz mu var?