Karar Künyesi
Şirketin mevzuat gereği şüpheli hale gelen alacakları ilgili hesaba tam olarak kaydedilmemektedir.
26.12.1992 tarihli ve mükerrer 21447 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanrak yürürlüğe giren 1 seri No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğinde yer alan Tek Düzen Hesap Planı açıklamalarına bakıldığında; 128-Şüpheli Ticari Alacaklar Hesabının, ödeme süresi geçmiş, bu nedenle vadesi bir kaç defa uzatılmış veya protesto edilmiş, yazı ile birden fazla istenmiş ya da dava veya icra safhasına aktarılmış senetli ve senetsiz alacakların izlendiği hesap niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Alacaklardan dava aşamasına gelmiş, yazı ile birkaç defa talep edilmiş olmasına rağmen tahsil edilemeyenler 128-Şüpheli Ticari Alacaklar Hesabına kaydedilmelidir. İlgili mevzuat hükmüne göre; tahsili şüpheli hale gelmiş olan alacaklar ilgili hesapların alacağı karşılığında bu hesaba borç yazılarak, bu durumdaki alacaklar ilgili hesaplardan çıkarılır. Alacağın tahsili veya tahsil edilemeyeceğinin kesinleşmesi durumunda ise bu hesaba alacak kaydedilir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Şüpheli alacaklar” başlıklı 323’üncü maddesinde;
“Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;
Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;
Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar; Şüpheli alacak sayılır.
Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir. Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder. Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde karzarar hesabına intikal ettirilir.” ifadelerine yer verilerek hangi alacakların şüpheli alacak olarak kaydedileceği açıklanmıştır. Şüpheli alacaklar için teminatlarından geri kalanına karşılık ayrılacağı da sonraki
aşama olarak belirtilmiştir dolayısıyla öncelikle şartları sağlayan alacakların 128-Şüpheli Ticari Alacaklar Hesabında gösterilmesi gerekmektedir.
Vadesinde ödenmeyen ve şüpheli alacak niteliğinde olan alacaklar, kanuni yollara hangi dönemde başvurulmuş ise o dönemde şüpheli hale geleceğinden, karşılık da söz konusu dönemde ayrılacaktır. Ayrılacak karşılık kanunen kabul edilen gider sayıldığı için vergi matrahı da idare lehine düşecektir. Söz konusu alacağın şüpheli alacak hesaplarına kaydedilmemesi şirketin daha fazla vergi yüküne katlanmasına sebep olmaktadır.
İdarenin hesap ve işlemleri incelendiğinde, kayıtlarında vadesi 90 günü aşmış olup yazı ile istenmiş olan 5.976.817,25 TL tutarında alacak yer aldığı; ayrıca Şirketin ana faaliyet konusu olan hasılat paylaşımlı işlerde ise ihtar çekilmesine veya dava açılmasına rağmen tahsil edemediği 43.347.629,30 TL tutarında alacağın bulunduğu tespit edilmiştir. Ancak Şirketin 2019 yılı bilançosunun 128-Şüpheli Ticari Alacaklar Hesabında yukarıda yer alan alacakların toplamı olan 49.324.446,55 TL yerine 1.718.562,23 TL bulunmaktadır.
Yukarıda yer alan denetim tespiti sonrasında, İdare tarafından bahsi geçen alacakalarda teminat olduğu için ilgili hesaba kaydedilmediği ifade edilmiştir. Ancak yukarıda yer verilen mevzuata ve açıklamalara göre teminat hususu karşılık ayrılmayla ilgilidir. Dolayısıyla ilk olarak ilgili alacakların doğru hesaplarda gösterilip sonrasında teminatları göz önünde bulundurularak karşılık ayırma işlemi yapılmalıdır.
Şüpheli hale gelmiş olan alacakların ilgili hesaba alınmamasının muhasebenin temel kavramlarıyla da çeliştiği düşünülmektedir.
Sonuç olarak tahsili şüpheli hale gelmiş alacaklara ilişkin tutarın ilgili hesabına doğru ve tam olarak kaydedilmemesi, mali tablolarda 128-Şüpheli Ticari Alacaklar Hesabının anılan tutarlar kadar noksan yer almasına yol açmaktadır. İlgili işlemlere ilişkin tutarların yer aldığı alacak hesaplarından çıkarılıp Şüpheli Ticari Alacaklar Hesabında gösterilmesi gerekmektedir.