Karar Künyesi
3194 sayılı İmar Kanunu’na uygun olarak yapı tatil zaptı düzenlenmeksizin ve usulüne uygun tebligat yapılmaksızın Encümen tarafından verilen idari para cezasının Mahkeme tarafından usulden iptal edildiği görülmüştür.
İşlemin tesis edildiği tarih itibariyle 3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak başlanan yapılar” başlıklı 32’nci maddesinde, ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine veya ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılarda projelerine ve ilgili mevzuatına aykırı yapı yapıldığının ilgili idarece tespitinin yapılması, yapının mühürlenerek inşaatın derhal durdurulacağı, durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılacağı, bu tebligatın bir nüshasının da muhtara bırakılacağı, bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibinin, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak mührün kaldırılmasını isteyeceği, aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mührün kaldırılarak inşaatın devamına izin verileceği, aksi durumda ruhsatın iptal edileceği, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan binaların, belediye encümeni kararını müteakip belediye tarafından yıktırılacağı ve masrafının yapı sahibinden tahsil edileceği, 42’nci maddesinde ise; Bu maddede belirtilen ve imar mevzuatına aykırılık teşkil eden fiil ve hâllerin tespit edildiği tarihten itibaren on iş günü içinde ilgili idare encümenince sorumlular hakkında, üstlenilen her bir sorumluluk için ayrı ayrı olarak bu maddede belirtilen idarî müeyyideler uygulanacağı belirtilmiştir.
Bitlis İli, Tatvan İlçesi, Sahil Mahallesi, 292 ada, 30 parsel üzerinde inşa edilen yapının maliki olan davacının, inşa etmekte olduğu yapının afet bölgesi sınırında ve ruhsat alınmadan yapıldığı gerekçesiyle 02.05.2013 tarihinde 267/117 sayılı zabıt varakası düzenlendiği,
08.05.2013 tarihinde harita teknikeri ve zabıta memuru tarafından tutanak tutularak inşaatın mühürlendiği, değişik tarihli tutanaklarla mührün sökülerek inşaata devam edildiğinin tespit edildiği ve tekrar mühürlendiği, 01.10.2013 tarih ve 176 sayılı Tatvan Belediye Encümeni kararı ile 02.05.2013 tarihli zabıt varakası esas alınmak suretiyle 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42’nci maddesi uyarınca davacının 241.678,08TL para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Dava konusu yapıyla ilgili olarak 2017 yılında yapı ruhsatı, 2018 yılında yapı kullanma izin belgesi alınmıştır. Encümen tarafından verilen idari para cezasının tebliğ edilme tarihini belirten evrak dosyasında bulunmamaktadır.
Söz konusu kişinin açtığı dava sonucu Van Üçüncü İdare Mahkemesinin 2018/2573 Esas, 2020/918 Karar sayılı ilamında, “…Yukarıda yer alan mevzuatın birlikte değerlendirilmesinden, ruhsatsız ya da ruhsat ve eklerine aykırı yapı hakkında kanunda öngörülen yaptırımların uygulanabilmesi, ihtilaf konusu imalatın ilgili fen elemanları tarafından açık ve tereddüde yer bırakmayacak şekilde saptanarak usule uygun şekilde düzenlenecek bir tutanağa bağlanması ile mümkündür. Söz konusu tutanakta yer alması gereken hususların ise yine yasa hükmünde belirtildiği görülmektedir. Buna göre; yapının denetimini yapan ilgili idare elemanlarının yapıyla ilgili saptamaları ve imzalarının bulunduğu tutanağın düzenlendiği sırada yapı sahibinin de hazır bulunması halinde imzalatılması, yapı sahibi bulunamamış ise tutanağın yapı yerine asılması, bu hususa da tutanakta yer verilmesi, yapının mühürlenerek inşaatın derhal durdurulduğunun belirtilmesi gerekmektedir. Ayrıca yasa hükmünde yapı yerine asılan yapının durdurulduğuna dair tutanağın bir örneğinin muhtara bırakılması gerektiği de belirtilmiştir. Olayda, dava konusu yapının mühürlenmesiyle ilgili tutanak ve zabıt varakası yer almasına karşın yapı tatil zaptının dahi düzenlenmediği, yapı yerine asılmadığı ve muhtara bırakılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda; 3194 sayılı Kanunda belirtilen usule uygun düzenlenmiş ve yukarıda yapılan açıklamalarda da belirtildiği üzere, somut, ayrıntılı ve gerekçeli tespitler içeren yapı tatil tutanağı düzenlenmeden idari para cezası tesis edildiğinden, öngörülen usule uygun düzenlenmeyen zabıt varakasına dayalı olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir. Nitekim benzer uyuşmazlıklara ilişkin olarak Danıştay 6.Daire'nin 13/06/2019 tarih ve E:2019/4830 K:2019/5638 sayılı kararı ile, 07/05/2019 tarih ve E:2019/6046 K:2019/3874 sayılı kararı da bu yöndedir.” denilerek dava konusu işlemin iptaline 04.06.2020 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir. Erzurum Bölge İdare Mahkemesi Üçüncü İdarî Dava Dairesinin 2020/1079 Esas, 2021/2955 Karar sayılı ilamıyla 14.10.2021 tarihinde oybirliğiyle istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Danıştay Altıncı Dairesi 21.12.2021 tarihinde 2021/10790 Esas sayılı kararıyla yürütmenin
durdurulmasına ilişkin istemin reddine oybirliğiyle karar vermiştir. Danıştay Altıncı Daireye yapılan temyiz başvurusu henüz sonuçlanmamıştır. Danıştay Altıncı Dairesinin esas hakkında vereceği karar sonrası süreç sonuçlanmış olacaktır.
Verilen idari para cezasının iptal gerekçesinin, dava konusu yapının mühürlenmesiyle ilgili tutanak ve zabıt varakası yer almasına karşın yapı tatil zaptının dahi düzenlenmemesi, yapı yerine asılmaması ve muhtara bırakılmaması olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla yapı tatil zaptı düzenlenmeksizin ve usulüne uygun tebligat yapılmaksızın Encümen tarafından da idari para cezasının verilemeyeceği açıktır. 3194 sayılı Kanun’un 32’nci maddesine uygun yapı tatil zaptı ile bağlı işlemleri yapmayan görevlilerin kusurları nedeniyle 241.678,08TL idari para cezasından mahrum kalınmıştır. Ayrıca açılan dava ile ilgili Belediye yargılama giderlerini de ödemiştir. İşlemin yapıldığı sıradaki İmar ve Şehircilik Müdürü, kaçak yapı ile ilgili görevli olup yapı tatil zaptını düzenlemeyenler ile yapı tatil zaptı düzenlenmeden idari para cezasına karar veren Encümenin sorumlulukları bulunmaktadır. Danıştay kararı sonucu oluşan bu zararda kusuru olanlar tespit edilerek rücu işleminin tesis edilmesi zorunluluktur.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 12’nci maddesinde, Devlet memurlarının, görevlerini dikkat ve itina ile yerine getirmek ve kendine teslim edilen Devlet malını korumak ve her an hizmete hazır halde bulundurmak için gerekli tedbirleri almak zorunda olduğu, Devlet memurunun kasıt, kusur, ihmal veya tedbirsizliği sonucu idare zarara uğratılmışsa, bu zararın ilgili memur tarafından rayiç bedeli üzerinden ödenmesinin esas olduğu, zararın ödettirilmesinde bu konudaki genel hükümlerin uygulanacağı, ancak fiilin meydana geldiği tarihte en alt derecenin birinci kademesinde bulunan memurun brüt aylığının yarısını geçmeyen zararların, kabul etmesi halinde disiplin amiri veya yetkili disiplin kurulu kararına göre ilgili memurca ödeneceği, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 8’inci maddesinde her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanların, kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, muhasebeleştirilmesinden, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumlu olduğu ve yetkili kılınmış mercilere hesap vermek zorunda olduğu, 32’nci maddesinde harcama yetkililerinin, harcama talimatlarının bütçe ilke ve esaslarına, kanun, tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygun olmasından, ödeneklerin etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasından ve bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken diğer işlemlerden sorumlu olduğu ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 38’inci maddesinde belediyenin hak ve menfaatlerini korumanın belediye başkanının görev ve yetkisinde olduğu belirtilmiştir. 19.10.2006 gün ve 26234 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kamu Zararlarının
Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’te kamu zararının tahsiliyle ilgili usul ve esaslar belirlenmiştir.
3194 sayılı Kanun’un 32’nci maddesine uygun yapı tatil zaptı ile bağlı işlemleri yapmayan kamu görevlilerinin görevini gereği gibi yapmamaları sonucu Belediyenin mahrum kaldığı 241.678,08TL idari para cezası ve yargılama ile ilgili yapılan ödemeler toplamı bakımından ilgili rücu sürecinin işletilmesi gerekir.