Kocaeli Büyükşehir Belediyesinde 657 sayılı Kanun’a tabi olarak görev yapan kadrolu personelin Şirket bünyesinde iç denetçi olarak atandıkları ve yıl boyunca aylık ücret aldıkları görülmüştür.

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun “Şirket kurulması” başlıklı 26’ncı maddesinde; büyükşehir belediyesinin kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen usullere göre sermaye şirketleri kurabileceği ve genel sekreter ile belediye ve bağlı kuruluşlarında yöneticilik sıfatını haiz personellerin bu şirketlerin yönetim ve denetim kurullarında görev alabilecekleri belirtilmiştir.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Denetleme” süreçlerinin düzenlendiği 397’nci maddesinde; denetime tabi olan anonim şirketlerin ve şirketler topluluğunun finansal tablolarının denetçi tarafından, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yayımlanan uluslararası denetim standartlarıyla uyumlu Türkiye Denetim Standartlarına göre denetleneceği ve yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu içinde yer alan finansal bilgilerin, denetlenen finansal tablolar ile tutarlı olup olmadığı ve gerçeği yansıtıp yansıtmadığının da denetim kapsamı içinde yer aldığı ifade edilmiştir.

6102 sayılı Kanun, anonim şirketlerde gerçekleştirilecek denetim fonksiyonunu, tüzel kişiliğin bünyesinde bir karar organı olarak “denetleme kurulu”na değil, tüzel kişiliğin dışında yer alan bir müessese olarak “dış denetçiye” vermiştir.

Mevzuat hükmünden anlaşılacağı üzere, anonim şirketlerde “denetleme kurulu” organı kaldırılmış olup buna göre 5216 sayılı Kanun’un 26’ncı maddesi kapsamında genel sekreter ile belediye ve bağlı kuruluşlarında yöneticilik sıfatını haiz personellerin belediye şirketlerinde görev alabileceği tek yer olarak yönetim kurulu kalmıştır.

657 sayılı Kanun’un “Ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunma yasağı” başlıklı 28’inci maddesinde; memurların Türk Ticaret Kanunu’na göre (Tacir) veya (Esnaf) sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamayacakları, ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamayacakları, ticari mümessil veya ticari vekil veya kollektif şirketlerde ortak veya komandit şirkette komandite ortak olamayacakları belirtilmiş olup görevli oldukları kurumların iştiraklerinde kurumlarını temsilen alacakları görevler ise hariç tutulmuştur.

Anılan Kanun’un “İkinci görev yasağı” başlıklı 87’nci maddesinde;


“Memurlara;


  1. Bu Kanuna tabi kurumlarda,


  2. Sermayesinin tamamı Devlet tarafından verilmek suretiyle kurulan iktisadi kurumlar ile sermayesinin yarısından fazlası Devlete ait bankalarda,

  3. Özel kanunlarla veya Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle kurulan banka ve kuruluşlarda,(1)

ç) Yukarıdaki bentlerde yazılı idare, kuruluş ve bankalar tarafından sermayelerinin yarısından fazlasına katılmak suretiyle kurulan kuruluşlarla bunların aynı oranda katılmaları ile vücut bulan kurumlarda,

İkinci görev verilemez; bu kurumlardan her ne ad ile olursa olsun para ödenemez ve yarar sağlanamaz.”

Denilmektedir.


Yukarıdaki yer verilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; memurlara, 657 sayılı Kanun’a tabi kurumların sermayesinin yarısından fazlasına sahip oldukları kuruluşlarda ikinci görev verilemeyeceği ve bu kuruluşlardan her ne ad ile olursa olsun para ödenip yarar sağlanamayacağı hususuna açıklık getirilmiş olup, Kanun’un 28’inci maddesinde geçen “Görevli oldukları kurumların iştiraklerinde kurumlarını temsilen alacakları görevler hariç” ifadesinden ise 6102 sayılı Kanun ile sermaye şirketlerinin organlarından biri olan

denetim kurulunun kaldırıldığı düşünüldüğünde görevli oldukları kurumların iştiraki olan şirketlerin yalnızca yönetim kurullarında kurumlarını temsilen görev alabilecekleri anlaşılmaktadır.

Şirket hesap ve işlemleri üzerinde yapılan incelemelerde, Yönetim Kurulu tarafından 6102 sayılı Kanun’un 366. Maddesinin ikinci fıkrasında geçen; “Yönetim kurulu, işlerin gidişini izlemek, kendisine sunulacak konularda rapor hazırlamak , kararlarını uygulatmak veya iç denetim amacıyla içlerinde yönetim kurulu üyelerinin de bulunabileceği komiteler ve komisyonlar kurabilir” hükmüne dayanarak Şirketin mali denetiminde görev almak üzere komite/komisyon oluşturulduğu ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin 657 sayılı Kanun’a tabi kadrolu personelinin bu komite/komisyonda iç denetçi olarak görevlendirildiği ayrıca bu kapsamda iç denetçi ücreti olarak yıl boyunca aylık net 3.625 TL almasının kararlaştırıldığı tespit edilmiştir.

Denetim tespiti sonrasında, Şirket tarafından 6102 sayılı Kanun'un 366. Maddesinin ikinci fıkrası kapsamında oluşturulan komitelerin yönetim kurulunun görev ve sorumluluklarını daha sağlıklı yerine getirirebilmeleri için kurulduğu belirtilmiş ve söz konusu komitenin aynı Kanun'un Yönetim Kurulu'nun anlatıldığı İkinci Bölümü'nün "Devredilemez görev ve yetkiler" başlıklı 375'inci maddesinin (1/c) bendi; "Muhasebe, finans denetimi ve şirketin yönetiminin gerektirdiği ölçüde, finansal planlama için gerekli düzenin kurulması." kapsamında denetim komitesi şeklinde oluşturulduğu ve bu hususun yönetim kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez yetlileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öncelikle ifade etmek gerekirse denetim kapsamında tespit edilen husus, yönetim kurulu tarafından 6102 sayılı Kanun'un açıkça cevaz verdiği komite/komisyon oluşturulması değil bu komite/komisyonda 657 sayılı Kanun kapsamında "memur" statüsünde görev yapan Büyükşehir Belediye personelinin ikinci görev yasağına aykırı olarak görevlendirilmesi ve ücret verilmesidir.

İzah edildiği üzere 657 sayılı Kanun'a tabi olarak görev yapan kadrolu personel Türk Ticaret Kanunu’na tabi olan belediye şirketlerinde, yalnızca yönetim kurulunda görevlendirilebilir. Söz konusu personellerin Şirket yönetim kurulu başkanı/üyesi dışında herhangi bir unvan adı altında atanması yahut görevlendirilmesi açık bir şekilde ikinci görev yasağına aykırılık teşkil etmektedir.

657 sayılı Kanun’a tabi bir personelin asli görevinin yanında belediye şirketinde yönetim kurulu başkanı/üyesi dışındaki bir komite/komisyonda iç denetçi ya da başka bir unvan ile görev yapması mevzuata aykırı olduğu gibi kendisine Şirket tarafından ücret veya başka adlarla ödeme yapılması da yasal olarak mümkün değildir.

Kaldı ki söz konusu mevzuata aykırı uygulamanın 2016 yılından bu yana süre geldiği görülmekle birlikte “iç denetçi” unvanı altında görevlendirilen kişilerin almış oldukları aylık ücret karşılığında hazırlamaları gereken denetim raporlarından 2016, 2017 ve 2018 yıllarına ilişkin raporların bulunmadığı da ayrıca tespit edilmiştir.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve açıklamalar çerçevesinde, Şirket Yönetim Kurulu tarafından Türk Ticaret Kanunu kapsamında alınan kararlarda ve yapılan görevlendirmelerde ilgili kişilerin tabi oldukları mevzuat hükümleri doğrultusunda hareket edilmesi gerekmektedir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?