Karar Künyesi
Şirket, 2019 yılında Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirmek durumunda olduğu hususlara ilişkin bildirim yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle idari para cezasına muhatap kalmıştır.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun “İş kazası ve meslek hastalıklarının kayıt ve bildirimi” başlıklı 14’üncü maddesinde;
“...
(2) İşveren, aşağıdaki hallerde belirtilen sürede Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirimde bulunur:
İş kazalarını kazadan sonraki üç iş günü içinde.
Sağlık hizmeti sunucuları veya işyeri hekimi tarafından kendisine bildirilen meslek hastalıklarını, öğrendiği tarihten itibaren üç iş günü içinde.….” denilmektedir.
Aynı Kanun’un 26’ncı maddesinde idari para cezalarına ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Bahsi geçen maddenin (1) numaralı fıkrasının (e) bendinde;
“6331 sayılı Kanunun 14’üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene her bir yükümlülük için ayrı ayrı binbeşyüz Türk Lirası, ikinci fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene ikibin Türk Lirası, dördüncü fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen sağlık hizmeti sunucuları veya yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularına ikibin Türk Lirası idari para cezası” uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Bununla birlikte, aynı maddenin (3) numaralı fıkrasında söz konusu idari para cezalarının işyerinde çalışan sigortalı sayısı ve işyerinin tehlikelilik sınıfına göre farklılaştırılacağı ifade edilmiştir.
Şirketin hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde, işyerinde çalışan bir işçinin uğramış olduğu iş kazasının Sosyal Güvenlik Kurumuna zamanında bildirilmediği ve bu nedenle 2019 Ocak ayı içerisinde 6.184 TL idari para cezasına muhatap kalındığı görülmüştür.
Söz konusu tespite binaen, kamu idaresi cevabında, bulguda yer verilen hususlar konusunda bundan sonra daha özenli davranılacağı ve bu işlemlerin İnsan Kaynakları Birimi tarafından takip edileceği ifade edilmiştir.
Bilindiği üzere, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 18’inci maddesinin (2) numaralı fıkrasında; “Her tacirin, ticaretine ait bütün işlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.” hükmü bulunmaktadır.
Bu hükme göre; tacirin öngörülü, konusunu bilen, hukuki ve fiili durumları kavrayabilme özelliklerine sahip olması gerekmektedir. Basiretli iş adamı kavramı iyi niyeti de
içine almakla birlikte, iyi niyetten de öte tedbirli bir hareketi, vasat bir şahıstan daha fazla özen gösterme gereğini, ticari hayatın gereklerini ve teamüllerini iyi bilmeyi ve gelecekteki şartları tahmini de ifade etmektedir.
İlgili dönemde, iş kazası bildirim yükümlülüğünü yerine getirilmemesi ve buna bağlı olarak şirket bütçesinden idari para cezası ödenmesi nedeniyle, Şirketin mali idaresi açısından gerekli özenin gösterilmemesine sebebiyet verildiği, bu durumun gerek profesyonel yönetim anlayışına gerekse 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun basiretli bir tüccar gibi hareket edilmesi hükmüne aykırı olduğu değerlendirilmektedir.