4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nda belirtilen temel ihale usullerinden biriyle ihale edilmesi gereken ve süreklilik arz eden mal ve hizmet alımlarının parasal sınırların altında kalmak suretiyle doğrudan temin yöntemiyle gerçekleştirildiği tespit edilmiştir.

Doğrudan temin yapmak suretiyle ihtiyaçların karşılanması yöntemi 4734 sayılı Kanun’un 22’nci maddesinde düzenlenmiştir. Anılan düzenlemenin 22/d maddesine göre, büyükşehir belediyesi sınırları dahilinde bulunan idarelerin onbeş milyar (İkiyüzonsekizbinüçyüzdoksanbeş Türk Lirası), diğer idarelerin beşmilyar Türk Lirasını (Yetmişikibinyediyüzelliiki Türk Lirasını) aşmayan ihtiyaçları ile temsil ağırlama faaliyetleri kapsamında yapılacak konaklama, seyahat ve iaşeye ilişkin alımları ilân yapılmaksızın ve teminat alınmaksızın doğrudan temin usulüyle karşılanabilir.

Bununla birlikte, aynı Kanun’un “Temel ilkeler” başlıklı 5’inci maddesinde; “İdareler, bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur. Aralarında kabul edilebilir doğal bir bağlantı olmadığı sürece mal alımı, hizmet alımı ve yapım işleri bir arada ihale edilemez. Eşik değerlerin altında kalmak amacıyla mal veya hizmet alımları ile yapım işleri kısımlara bölünemez. Bu Kanuna göre yapılacak ihalelerde açık ihale usulü ve belli istekliler arasında ihale usulü temel usullerdir… Diğer ihale usulleri Kanunda belirtilen özel hallerde kullanılabilir. …” hükümleri yer almaktadır.

Ayrıca, doğrudan temin yöntemine ilişkin diğer düzenlemeler Kamu İhale Genel Tebliği’nde yapılmıştır. Konuya ilişkin olarak anılan Tebliğin “Doğrudan Temine İlişkin Açıklamalar” başlıklı 22’nci maddesinin 22.5.1.2. numaralı bendinde; “22.5.1.2. Ayrıca, 4734 sayılı Kanunun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile temini gereken ihtiyacın, Kanunun 22 nci maddesinin (d) bendi için öngörülen parasal sınırların altında kalacak şekilde, adet bazında veya aynı ihale konusu içinde yer alabilecek nitelikteki mal ve hizmet alımları ile yapım işlerinin, kalemlere veya gruplara bölünmek suretiyle aynı Kanunun 22 nci maddesinin (d)


bendine göre temini, 4734 sayılı Kanunun temel ilkelerine aykırılık teşkil ettiğinden, bu yönde uygulamaların sorumluluk doğuracağı hususuna dikkat edilmesi gereklidir” düzenlemesi yapılmıştır.

Anılan hükümler uyarınca, doğrudan temin yöntemi istisnai bir düzenleme olduğundan, İdarece 4734 sayılı Kanun’un 22/d maddesine göre doğrudan temin yöntemiyle karşılanan ihtiyaçlarından arızi olmayan devamlı ve sürekli idare ihtiyacı olanların aynı Kanun’un 5’nci maddesinde açıklanan “temel ilkeler” gereğince öncelikle temel ihale usullerinden biriyle ihale edilerek karşılanması gerekmektedir. Bu tür İdare ihtiyaçlarında ihtiyacın kısımlara bölünerek yıl içinde birden çok doğrudan temin yöntemini kullanmak suretiyle ihtiyacın devamlı olarak doğrudan temin yöntemle karşılanması mümkün görülmemektedir.

Yapılan incelemede, İdarenin sürekli ihtiyacı olan bir kısım mal ve hizmet alımının temel ihale usullerinden biriyle ihale edilmeden ihtiyaç kısımlara bölünerek yıl içinde birden çok doğrudan temin yapılarak karşılandığı tespit edilmiştir.

Söz konusu uygulama anılan Kanun’un 5’nci maddesinde açıklanan temel ilkelere aykırıdır ve Kamu ihale Genel Tebliği’nde bu konuya ilişkin yapılan düzenleme de bu şekilde yıl içinde kısımlara bölünerek yapılan doğrudan temine ilişkin alımların 4734 sayılı Kanunun temel ilkelerine aykırılık teşkil ettiğini teyit etmektedir.

Kamu İdaresince, temelde bulgu konusu tespit kabul edilmekle birlikte, yıl içinde ihale yapılmak suretiyle karşılanmasında oluşan zorluklar ve öngörülmeyen sebepler nedeniyle birden çok doğrudan temin yapılmasını gerekli kılan koşulların oluşması sonucu süreklilik arz eden bazı alımların doğrudan temin yöntemiyle tedarik edildiği, doğrudan teminlerde parasal limitlere ve bütçe sınırlamalarına riayet edildiği, ancak, işlerin kısımlara bölünerek doğrudan temin yöntemine başvurulmaması hususuna azami ölçüde dikkat edileceği, 2023 yılı içerisinde piyasa ve fiyatların normalleşmesi ile birlikte maliyetler de göz önüne alınarak temel ihale usullerinin değerlendirileceği ifade edilmiştir.

Bu itibarla, yıl içinde süreklilik gösteren mal ve hizmet alımı ihtiyacının anılan Kanun’da yer alan temel ihale usullerinden biriyle karşılanması, bunun mümkün olmaması durumunda yeni ihale yapılıncaya kadar geçecek sürede süreklilik arz eden mal ve hizmet alımı ihtiyacının doğrudan temin yöntemiyle karşılanması gerektiği değerlendirilmektedir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?