Karar Künyesi
Burdur Akaryakıt Hizmetleri Pazarlama Sanayi ve Ticaret A.Ş. (BAHTAŞ)'ın, “120 Alıcılar Hesabı”nda kayıtlı alacaklarının bir kısmının tahsil edilemediği, “128 Şüpheli Ticari Alacaklar Hesabı”nda kayıtlı alacakları için karşılık ayrılmadığı ve her iki hesapta kayıtlı söz konusu alacaklarının önceki yıllardan bu yana hesaplarda yer aldığı tespit edilmiştir.
Alacaklar hesabında kayıtlı bazı alacakların takip ve tahsilinin yapılmadığı görülmüştür.
“120 Alıcılar Hesabı”nda kayıtlı bir kısım alacakların önceki yıllardan bu yana hesaplarda kayıtlı olduğu, (Örnek 120.01.001-651.337,80 TL, 120.01.M257-24.623,97 TL, 120.01.M027-21.178,23 TL, 120.01.M235-17.463,17 TL, 120.01.M076-5.500,00 TL vb. alt
kodlarda kayıtlı alacaklar) bu alacaklarla ilgili herhangi bir takip ve tahsil işleminin yapılmadığı tespit edilmiştir
2014 yılı öncesine ait bu alacaklarla ilgili, BAHTAŞ eski yönetiminden evrak devri yapılamadığı için söz konusu alacakların mahiyeti hakkında yeterli bilgi de alınamamıştır.
Şüpheli Ticari Alacaklar Hesabında kayıtlı alacakların takibinin yapılmadığı ve şüpheli alacaklar karşılığı ayrılmadığı görülmüştür.
Tekdüzen Hesap Planı açıklamalarında “128 Şüpheli Ticari Alacaklar Hesabı”nın, ödeme süresi geçmiş, bu nedenle vadesi bir kaç defa uzatılmış veya protesto edilmiş, yazı ile birden fazla istenmiş ya da dava veya icra safhasına aktarılmış senetli ve senetsiz alacakları kapsadığı belirtilerek, hesabın işleyişi, “Tahsili şüpheli hale gelmiş olan alacaklar ilgili hesapların alacağı karşılığında bu hesaba borç yazılarak bu durumdaki alacaklar normal alacaklardan çıkarılır. Alacağın tahsili veya tahsil edilemeyeceğinin kesinleşmesi durumunda bu hesaba alacak kaydedilir.” şeklinde açıklanmıştır.
“129 Şüpheli Ticari Alacaklar Karşılığı Hesabı (-)”nın ise, “128 Şüpheli Ticari Alacaklar Hesabı”nda kayıtlı alacaklar için ayrılan karşılıkları kapsadığı ve teminatlı alacaklarda teminatı aşan kısım için karşılık ayrılması için kullanılacağı belirtilmiştir.
1 Sıra No'lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’nde, muhasebenin temel kavramlarından olan “İhtiyatlılık kavramı”, “…muhasebe olaylarında temkinli davranılması ve
işletmenin karşılaşabileceği risklerin gözönüne alınması gereğini ifade eder. Bu kavramın sonucu olarak, işletmeler, muhtemel giderleri ve zararları için karşılık ayırırlar…” şeklinde tanımlanmıştır.
Vergi Usul Kanunu’nun şüpheli alacakları düzenleyen 323’üncü maddesinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla, dava veya icra safhasında bulunan alacaklar ile yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacakların şüpheli alacak sayılacağı, söz konusu şüpheli alacaklar için karşılık ayrılabileceği belirtilmiş olup her hesap dönemi vergileme açısından ayrı olduğundan kanun gereği vergisel anlamda gelirin dönemselliği gereği alacak ne zaman şüpheli hale gelmişse ancak o dönem şüpheli alacak karşılığı ayrılabilmektedir. Bu kapsamda yılı içinde ayrılmayan karşılıklar, kanunen kabul edilmeyen gider niteliğini taşımaktadır.
Vergi Usul Kanunu’nda şüpheli alacaklara karşılık ayrılması ihtiyari olmakla birlikte, 1 Sıra No’lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği gereği şüpheli alacaklara karşılık ayrılması gerekmektedir. Ayrıca 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “4-Karşılıklar” başlıklı 75’inci maddesinde, “(1) Gerçekleşmesi şüpheli yükümlülük ve askıdaki işlemlerden doğabilecek muhtemel kayıplar için Türkiye Muhasebe Standartlarında öngörülen kurallara göre karşılık ayrılır.” hükmü yer almıştır.
1 Sıra No’lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’nde, “Mali tablolar ilkeleri” başlığı altında, “Mali tabloların hazırlanmasında esas alınan kavram ve ilkeler ile Türk Ticaret Kanunu ve ilgili diğer mevzuat hükümlerinin farklı uygulamalara yer verdiği durumlarda, işletmeler söz konusu mevzuat hükümleri uyarınca istenilen bilgileri sağlayacak şekilde gerekli düzenlemeleri yaparlar. Ancak, bu düzenlemeler bu bölümde yer alan ilkeler çerçevesinde düzenlenecek mali tabloların tekliği ilkesini değiştiremez.” ifadesine yer verilmiştir.
Yapılan incelemede, şüpheli ticari alacaklar hesabına aktarılan toplam 242.726,23 TL tutarındaki alacaklarla ilgili olarak, yukarıda belirtilen mevzuata uygun usul ve esaslara göre işlem yapıldığına ilişkin bilgi alınamamıştır.
Oysa ki, belirtilen mevzuat açıklamaları kapsamındaki usul ve esasların yerine getirilerek, Şirketin, önceki yıllarda şüpheli ticari alacaklar hesabına aktardığı toplam 242.726,23 TL tutarındaki alacakları için karşılık ayırması gerekirdi.
İncelemelerde şüpheli alacaklarla ilgili yeterli doküman sağlanamamış, 2014 yılında Şirketin muhasebe kayıtlarında şüpheli kayıtların olması nedeniyle önceki yıllara dönük olmak üzere 21.05.2014 tarihinde Belediye Başkanı tarafından, Burdur Belediyesinin hissedarı olduğu Burdur Akaryakıt Hizmetleri Pazarlama Sanayi ve Ticaret AŞ (BAHTAŞ) ve Burdur İhtiyaç Maddeleri ve İnşaat Sanayi Ticaret AŞ (BİMTAŞ) şirketlerindeki usulsüz işlemler ve eylemlere ilişkin şikayette bulunulmuş olup, 2014 yılından bu yana konuyla ilgili bir gelişme olmamıştır.
Vergileme ile ilgili defter ve belgeler Vergi Usul Kanunu'nun 253’üncü maddesine göre; söz konusu Kanun’a göre defter tutmak mecburiyetinde olanlar, tuttukları defterlerle düzenleyerek verdikleri ve aldıkları belgelerin bir örneğini, ilgili bulundukları yılı takip eden takvim yılından başlayarak beş yıl süre ile muhafaza etmeye mecburdurlar.
Türk Ticaret Kanunu’nun “Belgelerin saklanması ve saklama süresi” başlıklı 82’nci maddesinde tüm defter, mali tablo, kayıtların dayandığı belgelerin vb. saklanması gerektiği belirtilerek aynı maddenin 5’inci fıkrasında, bu belgelerin 10 yıl saklanacağı, hüküm altına alınmıştır.
Açılabilecek ticari davalarda delil olması bakımından defter ve belgelerin varlığı önemlidir.
Her iki başlık altında belirtilen hususlar dikkate alınarak; öncelikle şüpheli alacaklara aktarılan alacaklar ile önceki yıllardan bu yana normal alacak hesapları içerisinde yer alan ancak tahsil edilemeyen Şirket alacaklarının, belgelerin saklama zorunluğu bulunduğu dikkate alınarak 2014 yılı öncesine ait evrakların Şirket yönetimine verilmesinin sağlanması, gerekirse hukuki yollara başvurulması ve devamında alacakların tahsil edilmesi, tahsil edilemediği takdirde Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen şartların yerine getirilmesi kaydıyla karşılık ayrılması, tahsil imkanı kalmaması halinde Vergi Usul Kanunu’nun “Değersiz alacaklar” başlıklı 322’inci maddesi ve “Vazgeçilen alacaklar” başlıklı 324’üncü madde şartlarının yerine getirilmesi şartıyla Kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Şirket tarafından verilen cevapta; bulguda bahsi geçen alacakların gerçeği yansıtıp yansıtmadığının bilinmediği, önceki döneme ait mali tablolar ile her nevi defter ve belgelerin 05.09.2014 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edildiği, Savcılıkça yapılacak olan soruşturmanın sonucunda gerçek mahiyetini ortaya çıkacağı, gerçek mahiyet belirlendikten sonra alacakların tahsiline başlanabileceği belirtilmiş, belirsizlik ve gerçeği yansıtmadığı düşünülen ve hukuki süreci başlatılan mali verilerde görünen Şirket alacakları için alacak davası
yapılabilecek herhangi bir resmi evrakın şirket yönetimine verilemediği için de alacakların takibinin yapılamadığı, söz konusu karşılık ayrılması gereken alacaklar için 2021 yılında karşılık ayrılacağı belirtilmiştir.
Bulgu metninde de belirtildiği gibi, öncelikle şüpheli alacaklara aktarılan alacaklar ile önceki yıllardan bu yana normal alacak hesapları içerisinde yer alan ancak tahsil edilemeyen Şirket alacaklarının, belgelerin saklama zorunluğu bulunduğu dikkate alınarak 2014 yılı öncesine ait evrakların Şirket yönetimine verilmesinin sağlanması, gerekirse hukuki yollara başvurulması ve devamında alacakların tahsil edilmesi, tahsil edilemediği takdirde Vergi Usul Kanunu hükümlerinin yerine getirilmesi önem arzetmekte olup bulgu konusu takip eden denetimlerde izlenecektir.