Karar Künyesi
İhtiyacın ihale tamamlanmadan piyasadan karşılanması ve ihale sürecinin mevzuatta öngörüldüğü şekilde yürütülmemesi nedeniyle rekabet ilkesinin zedelendiği ve söz konusu uygulamaların, ihaleye katılımı kısıtlayarak kaynakların verimli kullanımını engellediği görülmüştür.
Kamu kurumlarının yapacakları ihalelerde uymakla yükümlü olduğu temel ilkeler, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 5’inci maddesinde düzenlenmektedir. Buna göre
idareler, ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur. Nitekim anılan Kanun’da öngörülen ihale süreçleri de bu ilkeleri karşılayacak şekilde tasarlanmıştır. Dolayısıyla mezkûr Kanun hükümlerine aykırılık teşkil eden uygulamalar aynı zamanda temel ihale ilkelerinin zedelenmesine de sebep olmaktadır.
Öte yandan görevlilerin ceza sorumluluğuna ilişkin hükümlerin yer aldığı 4734 sayılı Kanun’un 60’ıncı maddesinde, 5’inci maddede belirtilen ilkelere aykırı olarak ihaleye çıkılmasına izin verenler ve ihale yapanlar hakkında ilgili mevzuatları gereğince disiplin soruşturması, fiil ve davranışların özelliğine göre ceza kovuşturması yapılacağı ve zararların genel hükümlere göre tazmin ettirileceği hüküm altına alınmıştır.
Bahse konu ilkelerin tesis edilmesinin ilk koşulu, Kanun’un 2’nci maddesinde öngörüldüğü üzere kapsama dâhil kamu idarelerinin alımlarının bu mevzuat çerçevesinde gerçekleştirilmesidir. Ancak yapılan incelemelerde aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir:
İşin ihale tamamlanmadan piyasadan karşılanması
İhale konusu bir işin ivedilik gerektirdiği gerekçesiyle ihale tarihinden önce tedarikçi ile anlaşılarak yaptırıldığı, ihalenin sonradan yapılarak sözleşmeye bağlandığı görülmüştür. Anılan Kanun’un 22’nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde ivedilik gerektiren durumlara ilişkin münhasır düzenlemeye yer verilerek pazarlık usulünün kullanımına imkân tanınmıştır. Dolayısıyla İdare tarafından ortaya konan gerekçenin hukuki bir dayanağı bulunmamaktadır.
Söz konusu uygulamanın varlığı, idarenin ihale süreçlerinden bağımsız olarak yalnızca kendisinin belirleyip görüştüğü firma ile anlaşması açısından rekabetin bozulmasına neden olmakla birlikte, işin ihale şartnamelerinden bağımsız bir şekilde yapılmasına dolayısıyla denetlenebilirliğin engellenmesine de yol açmaktadır.
Pazarlık usulünün mevzuata aykırı bir şekilde kullanılması
Kanun’un 5’inci maddesinde öngörülen temel ihale usulleri olan açık ihale ve belli istekliler arasında ihale usulleri mezkûr maddede ortaya konan temel ilkeleri azami düzeyde sağlayacak niteliktedir. Öngörülen diğer ihale usullerinin uygulanması, rekabet ilkesini zedeleyebileceğinden istisnai olarak Kanun’da belirli şartların vuku bulması hali ile
sınırlandırılmıştır. Bu nedenle İdarece yaygın olarak kullanıldığı görülen pazarlık usulünün anılan Kanun’un 21’inci maddesinde sayılan şartların oluşması halinde kullanılması gerekmektedir. Ancak aşağıda açıklandığı üzere İdarenin bu usulü, koşullar oluşmadan ya da süreci koşulların oluşmasını sağlayacak şekilde yöneterek kullandığı görülmüştür: