Belediye Meclisinin taşınmazlarla ilgili yetkisini, sınır ve kapsamını belirtmeden ve mevzuata aykırı olarak Belediye Başkanı ve Belediye Encümenine devrettiği görülmüştür.

5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Meclisin Görev ve Yetkileri” başlıklı 18’inci maddesinin “e” bendinde;

Taşınmaz mal alımına, satımına, takasına, tahsisine, tahsis şeklinin değiştirilmesine veya tahsisli bir taşınmazın kamu hizmetinde ihtiyaç duyulmaması hâlinde tahsisin kaldırılmasına; üç yıldan fazla kiralanmasına ve süresi otuz yılı geçmemek kaydıyla bunlar üzerinde sınırlı aynî hak tesisine karar vermek.”,

“Encümenin görev ve yetkileri” başlıklı 34’üncü maddesinin “g” bendinde;


Taşınmaz mal satımına, trampasına ve tahsisine ilişkin meclis kararlarını uygulamak; süresi üç yılı geçmemek üzere kiralanmasına karar vermek.”,

“Yetki devri” başlıklı 42’nci maddesinde ise;


Belediye başkanı, görev ve yetkilerinden bir kısmını uygun gördüğü takdirde, yöneticilik sıfatı bulunan belediye görevlilerine devredebilir.

hükümlerine yer verilmiştir.


Anılan düzenlemelere göre; belediye taşınmazlarının 3 yıla kadar kiralanmasına belediye encümeni yetkili olmakla birlikte 3 yıl üzerindeki sürelerle kiralanmasına ise belediye meclisi yetkilidir.

5393 sayılı Belediye Kanunu’nda belediye organlarının yetki ve görevleri sayılmış, 42’nci maddesinde belediye başkanının, görev ve yetkilerinden bir kısmını uygun gördüğü


takdirde, yöneticilik sıfatı bulunan belediye görevlilerine devredilebileceği hüküm altına alınmıştır. Başkanın yetki devrine ilişkin Kanun’da hüküm bulunmasına rağmen belediye meclisi ve belediye encümenine verilen yetkilerin devredilebileceğine ilişkin herhangi bir düzenleme Kanun’da yer almamaktadır.

Danıştay 13. Dairesinin 15.10.2008 tarih ve E. 2008/3526, K. 2008/6807 sayılı Kararında ise Kanunla belediye meclisine verilen ve kural olarak devredilemeyen yetkilerin, yasanın açık bir biçimde buna izin vermesi halinde, sınır ve kapsamı açıkça belirtilerek devredilebileceğinin tartışmasız olduğu belirtilmiştir. Kararda ayrıca tüm taşınmazların satışı konusunda yapılan yetki devrinin, sınırları açıkça belirlenen bir yetki devri niteliği taşımadığı, belediyeye ait tüm taşınmazların satışı konusunda her türlü kararı alabilmeye yönelik yetki devrinin yetkinin sınırlarının belirlenmesi suretiyle devredilmesi ilkesi ile amaçlanan hukuki ve kamusal yararı aşar nitelikte olduğu ifade edilmiştir.

Yukarıda yer verilen düzenlemeler ve yapılan açıklamalara rağmen Belediye Meclisinin 09.05.2019 tarih ve 122 sayılı kararında aynen;

1-Belediyemizce sahip olunan taşınmazları en verimli şekilde idare etmek ve kamu hizmetlerine sunabilmek adına Hatay Büyükşehir Belediye Meclisince Belediyemizin gayrimenkullerinin kiralanması işi için süresi 5 (beş) yılı aşmamak kaydıyla Encümene yetki verilmesine;

2-Belediyemizin olası ihtiyaç duyacağı gayrimenkulleri satın almak, satmak ve şartlı bağışları kabul etmek, 5216 sayılı kanun hükümleri gereğince şartsız bağışları kabul etmek ve bunların ilgili her türlü sözleşme ve protokolün imzalanması, yürütülecek çalışmalar çerçevesinde üçüncü kişilere yetki ve/veya vekalet verilmesi ve bu konudaki tüm iş ve işlemlerin yürütülmesi için Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü SAVAŞ’a yetki verilmesi hususları Hatay Büyükşehir Belediye Meclisinin 09.05.2019 tarihli toplantısında oya sunuldu ve mevcudun oybirliği ile kabul edildi.” denilerek, belediye taşınmazlarının 5 yıla kadar kiralanmasında belediye encümenine, belediye taşınmazları ile ilgili iş ve işlemlerde ise belediye başkanına belediye meclisince yetki devri yapıldığı tespit edilmiştir.

Kanunla belediye meclisine verilen yetkilerin devri ancak Kanunun buna açıkça izin vermesi ve sınırları ve kapsamı tayin edilerek mümkündür. Nitekim 5393 sayılı Kanun, yetki devrini sadece belediye başkanı için öngörmüştür ve Kanunla belediye meclisine verilen yetkilerin yine Kanunda devrine ilişkin bir hüküm bulunmadığından kural olarak


devredilemez niteliktedir. Belediye meclisince yapılan yetki devri; Kanunda karşılığı olmayan, sınır ve kapsamı belirlenmemiş, ayrıntıları açıklanmamış bir yetki devri hüviyetindedir ve bu nedenle geçerli değildir. Bu yetki devrine istinaden yapılan iş ve işlemler ise yetki yönünden sakat konumdadır ve bahsi geçen işlemlerde hukuki uyarlılık bulunmamaktadır.


Kararla ilgili sorunuz mu var?