Halı dokuma, deri çanta, deri cüzdan imalatı gibi faaliyetler yürüten ve bu ürünlerin satışını yapan, 04.10.2011 tarih ve 557 sayılı Meclis Kararıyla bütçe içi işletme şeklinde kurulmasına karar verilen Uşak Belediyesine ait Uşak Dokur evinin kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmeden faaliyette bulunduğu görülmüştür.

5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 71’inci maddesinde; “Belediye, özel gelir ve gideri bulunan hizmetlerini Çevre ve Şehircilik Bakanlığının izniyle bütçe içinde işletme kurarak yapabilir.” denilmek suretiyle belediyelerin, özel gelir ve gideri bulunan hizmetleri için önceden izin alarak bütçe içi işletme kuracağı belirtilmiştir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun; “Verginin konusu” başlıklı 1’inci maddesinde, iktisadî kamu kuruluşlarının kazançlarının kurumlar vergisine tabi olduğu,

“Mükellefler” başlıklı 2’nci maddesinin 3 numaralı fıkrasında, belediyelere ait veya bağlı olup, faaliyetleri devamlı bulunan ticarî, sınaî ve ziraî işletmelerin iktisadî kamu kuruluşu olduğu,

Aynı maddenin 6 numaralı fıkrasında ise, iktisadî kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmelerin kazanç amacı gütmemelerinin, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunmasının, tüzel kişiliklerinin olmamasının, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği, mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kâr edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesinin bunların iktisadî niteliğini değiştirmeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Mezkûr Kanun’un 4’üncü maddesinde muafiyetler düzenlenmiş, kamu kurumları ile ilgili birçok muafiyet hükmüne yer verilmesine rağmen halı dokuma faaliyetine ilişkin işletmeciliğin muafiyet kapsamında bulunduğuna ilişkin herhangi bir ifadeye yer verilmemiştir.

Son olarak 03/04/2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 1 seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin “ … Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olan ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler ” başlıklı 2.3.1 bölümünde ; İktisadi kamu kuruluşunun ticari, sınai veya zirai bir işletme oluşturup oluşturmadığı hususunda, Tebliğin (2.4) bölümünde yapılan açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir. “ hükmü ile 2.4 bölümünde ; “ … İktisadi işletmenin belirlenmesinde Kanunun 2 nci maddesinin beşinci fıkrasında belirlenen koşulların dikkate alınacağı ve işletmelerin belirgin özelliklerinin bağlılık, devamlılık ve faaliyetin ticari, sınai veya zirai bir mahiyet arz etmesi olduğu, diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurları, ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı, imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetler olduğu belirtilmiştir. Kanun, bu gibi halleri tek tek saymak yerine, dernek ya da vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen tüm iktisadi faaliyetleri kapsama almıştır.

… Devamlılık unsuru, bir hesap dönemi içinde aynı veya ayrı faaliyet alanlarında ticari mahiyet arz eden işlemlerin birden fazla yapılmasını ifade etmektedir. Aynı hesap döneminde tek işlem nedeniyle ticari faaliyetin devamlılık unsurunun oluştuğunu kabul etmek mümkün olmamakla birlikte, faaliyetin organizasyon gerektirmesi veya amacının ticari olması durumunda devamlılık unsurunun varlığı kabul edilir.

… Ticari organizasyon, sermaye tahsisi, işyeri açılması, personel istihdamı, ticaret siciline kaydolmak gibi unsur ve şartlardan tümü veya bir kısmı yerine getirilmek suretiyle belirli şekilde kurulmuş olacaktır. Bu takdirde bu organizasyon içinde bir takvim yılında veya iki veya üç yılda tek bir işlem yapılmış olsa dahi ticari faaliyetin varlığı kabul edilecektir.” hükümlerine yer verilmiştir.

Yukarıdaki mevzuat hükümlerinden bütçe içi işletmelerin, ayrı tüzel kişiliği bulunmayan, ilgili mahalli idarenin bütçesinin içerisinde yer alan ve kendine ait özel gelir ve giderleri ile ticari faaliyette bulunan işletmeler olduğu anlaşılmaktadır.

Yapılan incelemede, tüm gerçek ve tüzel kişilere hizmet veren, belli tutarlarda gelir ve gidere sahip, bu gelir ve giderini denkleştirme mecburiyetinde olan, faaliyetleri dolayısıyla kurumlar vergisi mükellefi olması gereken Uşak Dokur Evinin bütçe içi işletme şeklinde kurulmasına karşın kurumlar vergisi mükellefi olmadığı, makbuz karşılığı satış yaparak faaliyetini sürdürdüğü görülmüştür.

Kamu idaresi cevabında, bulgu doğrultusunda gerekli işlemlerin başlatıldığını belirtmiştir.

Sonuç olarak, ilgili işletmenin genel olarak bütçe içinde kalınmakla beraber özel faaliyet ve gelir, gider unsurları ayrı bir şekilde izlenmeli, gerçekleştirilen faaliyetler de muafiyet/istisna konusu yapılmadığından bu işletme için kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmelidir.

Kararla ilgili sorunuz mu var?