Karar Künyesi
Şirketin, otopark hizmetlerinden kaynaklanan 78.250.045,57 TL alacağının mali tablolarda izlenmediği görülmüştür.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Genel saklama sözleşmesi” başlıklı 561’inci maddesinde saklama sözleşmesi; “saklayanın, saklatanın kendisine bıraktığı bir taşınırı güvenli bir yerde koruma altına almayı üstlendiği sözleşme” şeklinde tanımlanmıştır.
Şirket bünyesinde işletilen otoparklarda, Şirketin logosunu taşıyan ve kullanım süresine göre ödenecek bedeli gösteren bilgilendirme levhaları bulunmaktadır. Kullanıma hazır halde tutulan park alanlarında bu bilgilendirme levhalarının bulunması, Şirket tarafından potansiyel müşterilere yapılmış bir icap (öneri) anlamına gelmektedir. Müşterilerin araçlarını bu alanlara park etmesi ise icabı kabul anlamına gelmekte ve taraflar arasında saklama sözleşmesi kurulmuş olmaktadır. Buna göre Şirketin, park alanını kullanan müşterilerden kullanım sürelerine göre tarifede belirlenen fiyatlar üzerinden alacağı doğmaktadır.
Şirket bünyesindeki bariyersiz otoparklarda hizmet alan araçlara, hizmet alındığının ve park başlangıç saatlerinin tespiti amacıyla bilgi fişi düzenlenmektedir. Müşterilerin araç başında olması durumunda bu fişler müşteriye verilmekte, aksi durumda bilgi fişleri araçların görülebilecek kısımlarına bırakılmaktadır. Bazı müşterilerden, Şirket personelinin mahalde bulunmadığı zamanlarda ödeme yapmadan park alanından ayrılmaları nedeniyle ödeme alınamamaktadır. Ancak, hizmet bedelinin tahsil edilememiş olması, yukarıda yer verilen saklama sözleşmesi kapsamında ifası gerçekleşen hizmetlerden kaynaklanan alacağı ortadan kaldırmamaktadır. Bahsi geçen tahsili gerçekleşmemiş otopark hizmetlerinden doğan alacaklar yıllar itibariyle aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
Tablo 5: Otopark Hizmetlerinden Kaynaklanıp Mali Tablolarda İzlenmeyen Alacaklar
YIL | TUTAR (KDV DAHİL) (TL) |
2008 | 33.650,00 |
2009 | 7.054.994,04 |
2010 | 8.318.201,35 |
2011 | 8.396.744,40 |
2012 | 11.893.374,34 |
2013 | 10.180.875,23 |
2014 | 10.143.421,15 |
2015 | 10.428.342,00 |
2016 | 11.800.443,06 |
TOPLAM | 78.250.045,57 |
(1) sıra no.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’nin “Hesap Planı Açıklamaları” başlıklı ekinde; işletmelerin faaliyet konusunu oluşturan mal ve hizmet satışlarından kaynaklanan senetsiz alacaklarının, 120-Alıcılar Hesabının borcuna ve 600- Yurtiçi Satışlar Hesabının ise alacağına kaydedileceği; bu hizmetler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinin ise 391-Hesaplanan KDV Hesabının alacağında izleneceği belirtilmiştir. Ayrıca, cari dönemden önceki dönemlere ait olan ve bu dönemlerin mali tablolarına hata ya da unutulma nedenleriyle yansıtılamayan tutarların 671-Önceki Dönem Gelir ve Karları Hesabında gösterileceği ifade edilmiştir.
Yapılan incelemelerde, müşterilerin ödeme yapmadan gitmeleri nedeniyle tahsil edilemeyen yukarıdaki tabloda tutarları gösterilen alacakların, anılan Tebliğ çerçevesinde, ilgili dönemlerinde 120-Alıcılar Hesabında izlenmesi ve 600-Yurtiçi Satışlar Hesabı ile 391- Hesaplanan KDV Hesaplarında tahakkuk kayıtlarının yapılması gerekirken, bu alacaklara ilişkin herhangi bir kayıt yapılmadığı görülmüştür.
Yukarıda yer alan denetim tespiti üzerine, Şirket tarafından, ödeme yapmadan ayrılan müşterilerden olan alacakların mali tablolarda izlenmesine 2021 yılında başlandığı, söz konusu alacakların kayıtlarda yer aldığı (2017 - 2021), borçluların kimlik ve adres bilgileri bilinmediğinden Vergi Usul Kanunu’nun 322’nci maddesine göre değersiz alacak niteliğinde olan bu tutarların 2008 - 2016 yıllarına tekabül eden kısımlarının cari yılda gelir ve alacak yazılması durumunda, aynı anda şüpheli alacak karşılığı da ayrılması gerektiği ve bu nedenle mali tablolara alınmalarının gerek bilanço gerekse kâr zarar tablosunda etki göstermeyeceği belirtilmiştir.
Vergi Usul Kanunu’nun 322’nci maddesinde; mahkeme kararına veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkan kalmayan alacakların, değersiz alacaklar olduğu, değersiz alacakların, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybettikleri ve kayıtlı değerleri üzerinden giderleştirilecekleri belirtilmektedir. Ancak, bulgu konusu yapılan alacakların, madde hükmünde yer aldığı gibi değersiz alacak niteliğine dönüştüren bir mahkeme hükmü ya da belge bulunmamaktadır. Diğer taraftan, bu alacaklar mali tablolara hiç alınmadıklarından giderleştirilemeyecekler ya da daha önce muhasebe kayıtlarına alınmış olsalardı dahi giderleştilmeleri mümkün olmayacaktır.
Ayrıca, ilgili dönemlere ilişkin borç sahiplerinin rızaen borçlarını ödemeleri durumunda, Şirketin ödenen bu borçları önce alacak kaydı yaparak gelir tahakkukunu gerçekleştirdiği, daha sonra tahsilat kaydı yaptığı görüldüğünden, gerçekleşen bu tahsilatlar, bulgu konusu alacakların değersiz alacak olmadıklarını teyit etmektedir.
Diğer taraftan Şirket, bu alacakların değersiz alacak niteliğinde olduklarına ilişkin olarak, borçların kimlik ve adres bilgilerinin bilinmemesini ileri sürse de, Şirket bilgi işlem sisteminde hizmet sunulan araçların plaka ve park hizmeti tarih bilgileri bulunmaktadır. Resmi kayıtlarda araç plaka bilgileri ile tarih bilgileri eşleştirildiğinde, ilgili tarihlerde araç sahiplik bilgilerine ulaşılabileceğinden, ileride Şirket açısından bu alacakların muhatap bilgilerine ulaşılabilmesi de söz konusu olabilecektir. Kaldı ki, aynı mahiyette ve borçlu kimlik ve adres bilgileri bulunmayan 2017 – 2020 dönemi park hizmeti alacaklarının muhasebe kayıtlarının yapıldığı görülmektedir. Bu bağlamda, Şirketin, sağlamış olduğu otopark hizmetlerinden kaynaklanan ve mali tablolarda izlenmeyen alacaklarının tahakkuk kayıtlarının yapılmaması nedeniyle, bilançoda 12-Ticari Alacaklar Hesap Grubu 78.250.045,57 TL eksik tutarla yer almıştır.