Karar Künyesi
Her ne kadar mevzuatta yeri olmasa da su aboneliğine ilişkin olarak alınan güvence bedelleri herhangi bir güncelleme işlemine tabi tutulmamakta ve bu nedenle aboneliği sonlanan abonelere söz konusu bedeller muhasebe kayıtlarına alındığı tutar üzerinden ödenmektedir.
Iğdır Belediyesi Su İşleri Müdürlüğü Su Aboneliği Yönetmeliği’nin 5’inci maddesinde; su aboneliğini iptal etmek isteyen abonenin borcu yok ise depozitosunun iade edileceği belirtilmiş olup iptal durumunda söz konusu bedelin güncellenerek ödenmesine ilişkin ne Yönetmelik’in söz konusu maddesinde ne de diğer maddelerinde herhangi bir ifadeye yer verilmemiştir.
Örnek mevzuat uygulaması araştırması kapsamında İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Abone Hizmetleri Tarife ve Uygulama Yönetmeliği, Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Tarifeler ve Abone Hizmetleri Yönetmeliği ve Antalya Su ve Atık Su İdaresi Genel Müdürlüğü Tarifeler Yönetmeliği incelenmiş olup söz konusu düzenlemelerde; su aboneliğinin iptal edilmesi durumunda abonelerden alınan teminat bedelinin güncel su birim fiyatı üzerinden güncelleştirilerek ödeneceği belirtilmiştir.
Yine mevzuat hükmü olmamakla birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisi Kamu Denetçiliği Kurumunun 08.01.2018 ve 238 sayılı tavsiye kararında “denkleştirici adalet kavramı gereği, şikayetçiye, ödediği depozitonun; aboneliklerin kapatılması veya iptal edilmesi nedeniyle teminatların iade edilirken teminat miktarı olarak belirlenmiş olan su miktarının (m3) hali hazardaki tarifeden (Atık su ve KDV Dahil) hesaplanarak geriye ödenmesi” gerektiği ifade edilmiş olup söz konusu Karar örnek mahiyetinde sunulmuştur.
Yukarıda yer verilen denetim tespitine binaen, İdare tarafından; su aboneliğine ilişkin olarak alınan güvence bedellerinin güncellenmesi için ilgili birim ile görüşülerek çalışma başlatılacağı ifade edilmiştir.
Sonuç olarak; bu konuda bağlayıcı bir mevzuat hükmü bulunmasa da yukarıda yer verilen tavsiye kararı ve Yönetmelik hükümlerinin kıyasen uygulanarak İdarenin Su Aboneliği Yönetmeliği’ne bu yönde bir hüküm konulmasının hakkaniyet açısından daha doğru bir yaklaşım olacağı değerlendirilmektedir.