Kurumun Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan alacaklarından yapılan kesinti neticesinde sorumluluğu bulunan personele rücu işlemi için Hukuk Müşavirliği’nin görevlendirilmiş olmasına rağmen rücu için gerekli hukuki işlemleri başlatmadığı tespit edilmiştir.

Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü'nün yapmış olduğu teftiş ve soruşturmalar neticesinde hekimlerin özel muayenehanelerinde düzenlemiş oldukları reçeteleri üniversite hastanesinde resmi kayıttan geçirerek resmileştirdiklerinin tespit edilmiş olduğu; hastanenin müteselsil sorumluluğu nedeniyle kesintinin kurumun Sosyal Güvenlik Kurumu alacaklarından yapıldığı, bu kesinti sebebiyle Sayıştay raporunda yer aldığı ve kurum cevabında, personele rücu işlemlerinin başlatılması yönünde Hukuk Müşavirliği'ne talepte bulunulduğunun ifade edildiği, ancak 2020 yılı içinde Müşavirlik tarafından rücu işleminin başlatılmadığı görülmüştür.

Hukuksuz işlem ve eylemleri neticesinde idareyi zarara uğratan kamu görevlileri için 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 12’nci fıkrasında, “Devlet memurunun kasıt, kusur, ihmal veya tedbirsizliği sonucu idare zarara uğratılmışsa, bu zararın ilgili memur tarafından rayiç bedeli üzerinden ödenmesi esastır,” denilerek kamu görevlilerinin işlem veya eylemleri neticesinde idarenin zarara uğraması halinde bu bedelin ilgililerden tazmin edileceği hüküm altına alınmıştır.

Konya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi, 29.08.2018 tarihinde kuruma göndermiş olduğu yazıda, kurumun başmüfettişi tarafından yapılan incelemeler neticesinde, hastanede görevli iki hekimin, özel muayenehanelerinde gerçekleştirdikleri muayeneler sonucunda düzenlemiş oldukları toplam 358.249,45TL'lik reçete tutarlarına ilişkin bedelin, hastanenin alacaklarından mahsup edildiği bildirilmiştir.

Kamu görevlilerinin yapmış oldukları işlem ve eylemler nedeniyle idareyi zarara uğratmaları halinde, Kamu Zararlarının Tahsil Usulü Hakkında Yönetmelik hükümleri gereğince ilgililerden tazmini sağlanmaktadır. Bahse konu kesintiye neden olan olay ile ilgili çeşitli itirazlar yapılmış ve sonuç olarak sorumluluğu aşikar olan doktor ve memurlara herhangi bir hukuki takibin başlatılmadığı anlaşılmıştır. Konuyla ilgili 2019 yılında Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı dava açıldığı ifade edilmiş olmakla birlikte, bulgumuzda belirtildiği üzere bu davanın sorumlu personele açılan rücu davasını etkilemediği aşikardır.

Nitekim, idarenin daha evvelki yazışmalarında "Hastanemiz banka hesabına herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşıldığından, hukuki sürecin başlatılması ve öğretim üyelerinden rücu edilerek mevzuat hükümleri çerçevesinde tahsilatın yapılması hususunda Rektörlüğümüz Hukuk Müşavirliğine ...yazılmıştır" denilerek dava açılması yönünde açık talimat verildiği tespit edilmiştir.

Hukuk Müşavirliğinin rücu davası açılması yönündeki açık ve kesin talimata ve dava açıldığı yönündeki beyana rağmen herhangi bir işlem ve eylemde bulunulmadığı 2020 yılı denetimlerinde tespit edilmiştir. Dava açılmamasına gerekçe olarak gösterilen "usul ekonomisi" ise, kamu zararının tahsilinde ilgililere rücu edilmemesinin karşısında hukuken anlamlı ve tutarlı bir gerekçe olmamaktadır.

Dava açılması yönündeki açık talimata karşı rücu davası sürecinin başlatılmaması karşısında sorumlular nezdinde gerekli işlemlerin yapılması, hem tahsilatın yapılabilmesi açısından hem de zor koşullarda hizmet eden döner sermaye bakımından önem arz etmektedir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?