Karar Künyesi
Belediyenin hesap ve işlemlerinin incelenmesi sonucunda, ödeme önceliği bulunan kamu alacaklarından vergi borcu ve sosyal güvenlik prim borçlarının ödenmesinde mevzuata riayet edilmediği tespit edilmiştir.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Ödenmeyen giderler ve bütçeleştirilmiş borçlar” başlıklı 34’üncü maddesinde;
“Kamu idarelerinin nakit mevcudunun tüm ödemeleri karşılayamaması halinde giderler, muhasebe kayıtlarına alınma sırasına göre ödenir. Ancak, sırasıyla kanunları gereğince diğer kamu idarelerine ödenmesi gereken vergi, resim, harç, prim, fon kesintisi, pay ve benzeri tutarlara, tarifeye bağlı ödemelere, ilama bağlı borçlara, ödenmemesi halinde gecikme cezası veya faiz gibi ek yük getirecek borçlara ve ödenmesi talep edilen emanet hesaplarındaki tutarlara öncelik verilir.”
hükmü yer almaktadır.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükmüne göre, kamu idarelerinin nakit durumunun tüm ödemeleri karşılayamaması halinde ödemelerin muhasebe kayıtlarına alınma sırasına göre ödenmesi; hem vergi, resim harç, prim, vb. olması, hem de gecikme cezası veya faiz gibi zamanla artış gösteren fer’i borçları içermesi nedeniyle kamu idarelerine olan kamu idarelerine olan vergi, resim, harç ve prim borçlarının ödenmesine öncelik verilmesi gerekmektedir.
Ancak yapılan incelemeler sonucunda, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 21.12.2022 tarihli kayıtlarına göre Belediyenin hali hazırda yapılandırılmış 10.975.207,87 TL vergi borcu olduğu ve cari yılda 13.132.854,07 TL tahakkuk eden ancak vadesinde ödenmeyen borcunun bulunduğu, toplam borç bakiyesinin 24.108.061,94 TL olduğu görülmüştür. Ayrıca, Sosyal Güvenlik Kurumunun 19.12.2022 tarihli kayıtlarına göre İdare borcunun anapara toplamının 78.342.246,04 TL, gecikme zammı toplam tutarının 8.665.191,79 TL ve borç bakiyesinin 87.007.437,83 TL’dir. Buna karşın dönem içerisinde diğer muhtelif borçların ödendiği tespit edilmiştir. (Akaryakıt, muhtelif yapım işleri ödemeleri, vb.) Vergi ve sosyal güvenlik prim borçlarından cari yılda tahakkuk eden meblağların ödenmediği ve artan borç stokuna dönüştüğü bu nedenle İdarenin gittikçe artan gecikme zammı yüküne maruz kaldığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla, İdarenin önceliği bulunan kamu alacaklarını yasal sürelerinde ödemesinde ve kamu borçlarının zamanında ödenmemesinin genel uygulama haline getirilmemesinde mevzuata uyarlılık olduğu düşünülmektedir. Belediyenin finansal durumu göz önünde bulundurulduğunda borçların zamanlı ödenmesi halinde önemli tutarda gecikme zammı giderine katlanmak zorunda olunmayacağından önerimiz doğrultusunda işlem yapılmasında İdarenin menfaati olduğu değerlendirilmektedir.