Şirket tarafından satışı yapılan konutlar ve diğer bağımsız bölümler için gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığı ve bunlardan bazılarının borcu bittiği halde tapu kayıtlarının alıcılarına devredilmediği tespit edilmiştir.

Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi; henüz yapımı tamamlanmamış bir taşınmazın, satıcı tarafından belirlenen bir bedel karşılığında ve taraflarca belirlenen şartlar dâhilinde, ileri bir tarihte yapılması planlanan asıl satışını amaçlayan bir ön sözleşmedir. Yapılan sözleşme çerçevesinde Şirkete ait konut ve diğer bağımsız bölümler yapımının tamamlanmasının ardından fiilen alıcılarına teslim edilmekte ve kişiler tarafından kullanılmaya başlanmaktadır.

Şirketin satışını yaptığı konut ve diğer bağımsız bölümlerden bazılarına ilişkin alıcıların Şirkete olan borçları bitmesine, kat mülkiyeti çerçevesinde tapu alınabilir olmasına ve üzerinden uzun süre geçmesine rağmen söz konusu konut ve diğer bağımsız bölümler Şirket üzerinde kayıtlı durmaktadır. Bahsi geçen yerlerin yıllık emlak vergileri de Şirket tarafından ödenmektedir. Ayrıca tapu devri gerçekleşmediği için satıştan alınan %4’lük tapu harcı tahsilatı


da yapılamamaktadır; Dolayısıyla bu meyanda bir gelirden Hazine de yoksun kalmaktadır. Söz konusu tapu harcının tutarı 67.905.840,00 TL dir. Ayrıca, tapu devri yapılmayan 4.992 konut ve bağımsız bölümün borcu bitmiş, tapusu verilebilir ve mülkiyet devrinin yapılmasının mümkün durumda olduğu halde, Şirketçe bu konutlar için ödenen emlak vergisi tutarının toplam 23.936.948,00 TL olduğu anlaşılmıştır. Söz konusu tutarlar, ileride yapılacak tapu devrinde tahsil edilmek üzere, Şirketçe alacak hesaplarına alınmaktadır. Diğer taraftan, söz konusu yerlerden 2.917’sinin, sözleşmesinin imzalanmasının üzerinden on yıl geçmiş durumda olduğu da görülmüştür.

Mülkiyet devrinin yapılması mümkün olduğu halde söz konusu devir işlemlerinin yapılmaması, Şirket açısından emlak vergisi ödenmesi sürecinde gidere sebep olmaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’un 18’inci maddesi gereği her tacir ticaretine ait tüm işlerde öngörülü ve basiretli bir şekilde hareket etmesi gerekmektedir.

Ayrıca, Kanun’un 369’uncu maddesine göre yönetim kurulu üyeleri ve yönetimle görevli üçüncü kişiler, görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek yükümlülüğü altındadırlar. Şirketin menfaatini gözetmek, yönetim kurulunun şirketle ilgili işlem yapan kişileri gözetleme ve denetleme görevini de kapsamaktadır.

Bahsi geçen konut ve diğer bağımsız bölümlere ilişkin gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinde zaman aşımı süresi Türk Borçlar Kanunu’nun 146’ncı maddesi uyarınca on yıldır. Söz konusu süreyi aşan sözleşmelerde çeşitli hukuki sorunlara sebebiyet vermemek için Şirket tarafından önlem alınması önem arz etmektedir.

Yukarıda yer alan denetim tespiti üzerine, Şirket tarafından; tapu devri yapılabilecek durumda bulunan 961 adet bağımsız bölümün hak sahibine muhtelif tarihlerde, tapu devirlerinin yapılabilmesine ilişkin başvuruların yapılması gerektiği aksi takdirde hukuki sürecin başlatılacağı hususunu bildirir ihtarnamelerin gönderildiği, ihtarname gönderilen hak sahiplerine tanınan süreleri takiben geri kalan kalan hak sahiplerine bildirimlerin yapılacağı belirtilmiştir.

Netice olarak, satış vaadi sözleşmesi imzalanarak kişilerin kullanımına verilen, borcu sona ermiş ve kat mülkiyetine geçmiş, tapusu verilebilir olan konut ve diğer bağımsız bölümlerin mülk sahiplerine tapu devirlerinin ivedi bir şekilde yapılması gerektiği düşünülmektedir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?