Karar Künyesi
Belediye tarafından gerçekleştirilen ödemelerde, vadesi geçmiş vergi borcu bulunan firmalardan yapılmış olan kesintilerin ilgili vergi dairesine aktarılmadığı görülmüştür.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 22/A maddesinde; Hazine ve Maliye Bakanı, maddenin devamında belirtilen ödeme ve işlemlerde, Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge aranılması ve yapılacak ödemelerden istihkak sahiplerinin amme borçlarının kesilerek ilgili tahsil dairesine aktarılması zorunluluğu getirmeye yetkili olduğu düzenlenmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 22/A maddesine istinaden, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan Seri: A, 1 sıra No.lu Tahsilat Genel Tebliği ile yapılan düzenlemede, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamına giren kurumlar ile kamu tüzel kişiliğini haiz kurum ve kuruluşların (meslekî kuruluşlar ve vakıf yüksek öğretim kurumları hariç) mal veya hizmet alımları ile yapım işleri nedeniyle hak sahiplerine yapacakları ödemelerde, hak sahiplerinin ve ilgililerin bu Bakanlığa bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borçlarının bulunmadığına ilişkin vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge aranılması ve 5.000 TL’nin üzerinde olan borçlarda kesinti yapılarak tahsil dairelerine aktarılması zorunluluğu getirilmiştir.
Yapılan incelemede, Belediyenin 33.780.897,57 TL hak sahiplerinden yapılan vadesi geçmiş vergi borcu kesintisi olduğu halde bu tutarın ilgili vergi dairesine aktarılmadığı tespit edilmiştir.
Kamu idaresi cevabında, belediye tarafından kesilen vergi borcu sorgulaması tutarlarından sadece belediye şirketine ait olanlarının ödenmediği bununda sebebinin olduğu, bulgu ile ilgili yapılan öneri doğrultusunda, zamanında aktarılmadığında gecikme zammına neden olan, kamu idaresinin kendisine ait olmayan ve yasal gerekçeler nedeniyle kişilerin vadesi geçmiş vergi borçlarına mahsuben yapmış olduğu bu tutarların, kesinti yapıldığı dönemde ilgili vergi dairelerine aktarılması hususu, bütçe imkanları ölçüsünde değerlendirilerek ihmal edilmeyeceği ifade edilmiştir.
Kamu idaresi her ne kadar nakit yetersiliği gerekçesiyle bu tutarların vergi dairesine ödenemediğini ifade etmişsede, bu tutarların kendi bütçesiyle ilgili olmadığı hizmet aldığı kişilerin vergi borçlarına mahsuben yine aynı kişilerin hakedişlerinden ya da ödemelerinden alındığı dolayısıyla bu tutarların kişilerin paralarıyla ödeneceğinden idarenin nakit yetersizliği
savunmasına katılmak mümkün değildir.
Sonuç olarak zamanında aktarılmadığında gecikme zammına neden olan, kamu idaresinin kendisine ait olmayan ve yasal gerekçeler nedeniyle kişilerin vadesi geçmiş vergi borçlarına mahsuben yapmış olduğu bu tutarların, kesinti yapıldığı dönemde ilgili vergi dairelerine aktarılması gerekektedir.