Gölbaşı ilçesi uygulama imar planına göre kamuya açık olması gereken Kızılcaşar Mahallesi 197, 198, 199 ve 116136 adaları arasında bulunan yol(sokak) ve park alanları ile Hacılar Mahallesi 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 10, 16, 17, 18, 19, 20, 21 ve 22 adaları arasında bulunan ticari, sosyal tesis ve park alanları ile yolların(sokakların) özel bir site içerisinde bırakıldığı, belediyenin tasarrufunda bulunan bu genel hizmetlere ayrılmış alanların dışarıdan yabancı bir kişinin girmesini engelleyecek şekilde işgal edildiği, herhangi bir ecrimisil alınmadığı gibi söz konusu yerlerin kamunun kullanımına açık hale getirilmediği tespit edilmiştir.

İmar Kanunu’nun “Kamuya ait gayrimenkuller” başlıklı 11’ inci maddesinde; İmar planlarında; meydan, yol, su yolu, park, yeşil saha, otopark, toplu taşıma istasyonu ve terminal gibi umumi hizmetlere ayrılmış yerlere rastlayan Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait gayrimenkuller ile askeri yasak bölgeler, güvenlik bölgeleri ile ülke güvenliği ile doğrudan doğruya ilgili Türk Silahlı Kuvvetlerine ait harekat ve savunma amaçlı yerler hariç Hazine ve özel idareye ait arazi ve arsalar belediyenin teklifi, Hazine ve Maliye Bakanlığının onayı ile belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeye bedelsiz terk edileceği; Bu suretle maledilen arazi ve arsaların belediye tarafından satılamayacağı ve başka bir maksat için kullanılamayacağı açıklanmıştır. Aynı Kanun’un “İmar planlarında umumi hizmetlere ve kamu hizmetlerine ayrılan yerler” başlıklı 13’üncü maddesinde Özel hukuk kişilerinin mülkiyetinde olup uygulama imar planında düzenleme ortaklık payına konu kullanımlarda yer alan taşınmazlardan bahsedilmiş, “Parselasyon Planlarının Hazırlanması” başlıklı 18’inci maddesinde de düzenleme ortaklık paylarının, düzenlemeye tabi tutulan yerler ile bölgenin ihtiyacı olan yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri gibi umumi hizmet alanlarından oluşacağı ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamayacağı açıkça ifade edilmiştir.

Belediyelerin imar planlarında umumi hizmetlere ayrılan yerlerin sorumluluğunun belediyelerde olduğu, mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla umumi hizmet alanları oluşturabileceği ve bu alanların başka maksatlarla kullanılamayacağı yukarıdaki mevzuat hükümleriyle ortaya konulmuştur.


2886 sayılı Kanun’un 75’inci maddesinde devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların gerçek ve tüzelkişilerce işgali üzerine fuzuli şagilden ecrimisil isteneceği, ecrimisil talep edilebilmesi için, idarelerin işgalden dolayı bir zarara uğramış olmasının gerekmeyeceği ve fuzuli şagilin kusurunun aranmayacağı belirtilmiştir. Öte yandan 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15’inci maddesinde 2886 sayılı Kanun’un 75’inci maddesine atıf yapılarak bu hükümlerin belediye taşınmazları hakkında da uygulanacağı ifade edilmiştir.

Buna göre fuzuli işgalin tahliyesi ve kamu malını haksız olarak işgal etmesi nedeniyle işgal süresince ecrimisil alınması mevzuat gereğidir. Ancak bu durum, kamu mallarının sürekli ecrimisil alınarak idare edilebileceği, ecrimisilin kira niteliğine dönüştürülebileceği şeklinde yorumlanmamalıdır. Ecrimisil hukuka aykırı bir yararlanmadan dolayı ilgiliden alınan bir tazminattır. Kamu idaresinin mülkiyet veya kullanımında bulunan taşınmaza yönelik olarak ecrimisil alınarak işgalin devamına müsaade edilmemelidir.

Belediyenin tasarrufunda bulunan genel hizmetlere ayrılmış alanların uzun sürelerle işgali üzerine bu yerlerin tespiti ve ecrimisil hesabının yapılması için 2020 yılı içerisinde komisyon oluşturulması çalışmasına idarece başlanmıştır. Fuzuli işgalden geçmişe yönelik ecrimisil alınarak, bahsi geçen park ve yollar ile ilçe sınırları içerisindeki buna benzer diğer yerlerin kullanımının sadece belli bir kesime değil tüm vatandaşlara açılması kamu yararı açısından önem arz etmektedir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?