Şirket tarafından hizmetlerin yürütülmesi bağlamında üçüncü şahıslarla ve/veya personelle yaşanabilecek hukuki ihtilaflarda uzmanlıklarından istifade edilmek suretiyle dört hukuk bürosundan hizmet alındığı ancak akdedilen sözleşmelerde idare ve avukatların sorumlulukları ve avukatlara ödenecek vekalet ücretlerine ilişkin sarih düzenlemelere yer verilmediği görülmüştür.

  1. Şirket ile iki hukuk bürosu arasında akdedilen sözleşmelerin muhtevasına bakıldığında, sözleşme maddelerinin genel nitelikte olduğu görülmüştür. Özellikle avukatlarca söz konusu temsil yetkisinin iyi bir şekilde yerine getirilmemesi durumunda katlanılması gereken yükümlülükler gibi sözleşme sonrasında yaşanabilecek hukuki konularda açık düzenlemelere yer verilmediği tespit edilmiştir.

    Kurumsallaşmış bütün şirketlerde görev, yetki ve sorumluluklar açık bir biçimde belirlenmekte ve personel istihdamı/hizmet alımları da tanımlanan işin gereklerine göre gerçekleştirilmektedir. Bu haliyle uzmanlığından istifade edilmek suretiyle alımı gerçekleştirilen avukatlık ve diğer hizmet alımlarına ilişkin sözleşmelerde görev, yetki ve sorumlulukların açıkça düzenlenmesine azami gayret gösterilmelidir.

  2. Şirket ile diğer hukuk büroları arasında akdedilen sözleşmelerin muhtevasında avukatlara vekâlet ücretlerinin ödenebileceğine ve/veya ödenecekse ne kadar ödenebileceğine ilişkin açık düzenlemelere yer verilmediği tespit edilmiştir.

Öncelikle belirtmek gerekir ki Mahkemelerce hükmedilen vekâlet ücreti avukatın değil tarafın hakkıdır. Anayasa Mahkemesinin 2012/615 başvuru numaralı ve 21.11.2013 tarihli bireysel başvuru kararında; “Vekil ile takip edilen davalarda mahkemece, kanuna göre takdir olunacak vekâlet ücretinin taraf lehine karar verileceği belirtilmiştir. Bu karardan mahkemece hükmedilen vekâlet ücretinin tarafın hakkı olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Bu minvalde vekâlet ücreti Şirket’in hakkıdır.” denilmektedir. Yargılama gideri olan ve mahkemelerce hükmedilen vekâlet ücreti konusunda özel Kanun’un 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu olduğu görülmektedir.

6100 sayılı Kanun’un “Yargılama Giderlerinin Kapsamı başlıklı 323/1(ğ) maddesi gereğince yargılama giderleri arasında bulunan vekâlet ücreti diğer giderleri gibi mahkemece resen hüküm altına alınır.

1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164’üncü maddesinin de içinde bulunduğu “Onbirinci Kısmı” 4667 sayılı Avukatlık Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla “Avukatlık Sözleşmesi” üst başlığı altında düzenlenmiş, maddenin son fıkrası, “Avukatla iş sahibi arasında yazılı sözleşme bulunmadıkça tarifeye dayanılarak karşı tarafa ödenecek vekâlet ücreti avukata aittir” şeklindeyken 4667 sayılı Kanun’un 77’nci maddesiyle yapılan değişiklikle “Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata aittir” şeklinde değiştirilmiştir. Getirilen bu hükümden ücretin doğrudan doğruya avukata ödeneceği anlaşılmamalıdır. Nitekim bu cümlenin devamında yer alan, “Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez” biçimindeki düzenlemeyle de mahkemelerce hükmedilen vekâlet ücretinin öncelikle müvekkile ait olduğu belirtilmiş, avukatın vekâlet hizmetinden doğan ücretini güvence altına almak amaçlanmıştır.

Yargıtay içtihatlarında da vekâlet ücreti yargılama giderlerinin bir parçası olarak kabul edilmekte ve asil lehine hükmedilmesi gereken bir hak olduğu konusunda istikrarlı şekilde kararlar verilmektedir. Bu durumda 6100 sayılı Kanun ve yerleşik mahkeme içtihatlarına göre mahkemelerin yargılama giderleri kapsamında hükmettikleri vekâlet ücretinin, taraflar lehine bir hak ya da aleyhine bir yükümlülük doğurduğu anlaşılmaktadır. Avukata verdiği hizmet karşılığı ücret ödenmekte olup, mahkemelerce şirket lehine hükmedilen vekâlet ücreti yargılama gideri olduğundan Şirket’in hakkı ve geliridir. Bu kapsamda elde edilen gelirlerin öncelikle şirket bütçesine gelir kaydedilmesi ve akabinde avukatlık sözleşmesine konacak hükümler çerçevesinde gerekli yasal kesintiler yapıldıktan sonra avukatlara ödeme yapılmasının vergi güvenliği ilkesinin sağlanması bağlamında da daha uygun olacağı değerlendirilmektedir.

Yukarıda yer alan denetim tespiti üzerine; Şirket tarafından; sözleşmelerin ilgili unsurları barındırdığı belirtilmiş olsa da, avukatlık sözleşmelerinde sorumlulukların belirtilmediği ve vekalet ücretine ilişkin açık düzenlemeler bulunmadığı görülmüştür.

Bu itibarla; Şirket tarafından hizmet alımı yapılan avukatlara vekâlet ücreti ödenip ödenmeyeceği, ödenecekse ne tutarda ödeneceği konusunda akdedilen sözleşmelere açık hüküm konulmak suretiyle hareket edilmesi gerekmektedir.

Kararla ilgili sorunuz mu var?