Özel halk otobüslerinin karıştığı ve 3’üncü kişilerin kusurundan kaynaklı kazalar sonucunda bazı seferlerin gerçekleştiremediği, İdare tarafından gerçekleştirilemeyen seferlerin hakedişe konu edildiği ve 3’üncü kişilere rücu işlemlerinin İdare tarafından gerçekleştirilmediği görülmüştür.

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Hesap verme sorumluluğu” başlıklı 8’inci maddesinde; her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanların, kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, muhasebeleştirilmesinden, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumlu olduğu ve yetkili kılınmış mercilere hesap vermek zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.

167’nci maddesinde, aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı eşit paylarla sorumlu olacakları, kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteyebileceği hüküm altına alınmıştır.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun İkinci Ayrımın “Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri” başlıklı 49’uncu maddesinde “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de bu zararı gidermekle yükümlüdür.” denilmektedir.

Aynı Kanunun “Zararın ve kusurun ispatı” başlıklı 50’nci maddesinde, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” Hükmü mevcuttur.

Yine aynı Kanunun “Tazminat Belirlenmesi” başlıklı 51’inci maddesinde, “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Tazminatın irat biçiminde ödenmesine hükmedilirse, borçlu güvence göstermekle yükümlüdür.” İfadesi yer almaktadır.

Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinden İdarelerin kamu kaynaklarının kullanılmasında sorumlulukları olduğu ve bu kapsamda haksız fiil sonucu İdare zarara uğratıldığında zararın tazmini kapsamında 3’üncü kişilere rücu işlemlerinin gerçekleştirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.

İstanbul Büyükşehir Belediyesinde toplu taşıma hizmetleri, 17.09.2020 tarih ve 906 Sayılı Meclis kararıyla, UKOME ile belirlenen yolcu ücret tarifesine göre elde edilen yolculuk ücretlerinin taşıma faaliyetini yapan işletmecilere (özel halk otobüsü işletmecileri) ait olması sisteminden vazgeçilerek özel halk otobüslerinden hizmet temin edilmesi yöntemine geçilmiştir. Bu kapsamda İstanbul genelinde faaliyet gösteren özel halk otobüslerinin, sunmuş oldukları hizmet karşılığında gelirlerinin destekleme modeliyle sabit ve değişken maliyetler gözetilerek kilometre bazlı hesaplama sistemiyle ödenmesine karar verilmiştir. Bahsi geçen karar öncesinde bilet basım sayısına bağlı ödeme yapılırken, söz konusu karar ile birlikte ödeme sistemi değiştirilerek, mesafe bazlı ödeme yapılması kabul edilmiştir. Dolayısıyla özel halk otobüslerinde yolcular tarafından basılan bilet ücretleri Büyükşehir Belediyesine ait olmak üzere otobüs firmaları hizmet sunucusu olarak gerçekleştirdikleri sefer başı kilometre ücretlerini almaktadırlar.

Belediyenin yeni sistemde özel halk otobüslerine yaptığı ödemeler özel taşımacılık sistemi (OTİS) yönergesi kapsamında gerçekleştirilmekte olup basılan yolcu bilet ücretlerinden bağımsız bir şekilde sefer başına ödenmektedir.

Yapılan incelemelerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından özel halk otobüslerine gerçekleştirilen hakediş ödemeleri incelenmiş olup gerçekleştirilemeyen seferlere ilişkin ödeme yapıldığı görülmüştür. İşin ayrıntısına inildiğinde özel halk otobüslerinin karıştığı kazaların otobüs şoförünün kusurundan kaynaklandığı durumlarda ödeme alamadıkları ancak üçüncü kişilerin kusurundan kaynaklı kazalarda özel halk otobüslerine seferi gerçekleştirmiş gibi ödeme yapıldığı tespit edilmiştir.

Bu durum 3’üncü kişilerin kusuru sonucunda gerçekleştirilemeyen seferlerin yüküne Belediyenin katlanması sonucunu doğurmaktadır. Söz konusu kazalarda gerçekleştirilmeyen seferler, hem sefer ödemelerinin özel halk otobüslerine gerçekleştirilmesi hem de seferden sağlanacak yolcu bilet gelirlerinden mahrum kalmak suretiyle idareyi maddi külfete sokmaktadır.

2023 yılı içerisinde üçüncü kişilerden kaynaklı özel halk otobüslerinin gerçekleştiremedikleri 5232 sefer sayısı bulunmakta olup İdare tarafından söz konusu 5232 sefer için özel halk otobüslerine 3.136.143,11 TL ödeme gerçekleştirilmiştir. Ancak İdare tarafından gerek gerçekleştirilemeyen ancak özel halk otobüslerine yapılan 3.136.143,11 TL sefer ödemeleri gerekse mahrum kalınan bilet ücretleri açısından herhangi bir rücu işlemi gerçekleştirilmemiştir.

Yukarıda yer verilen denetim tespiti üzerine İdare tarafından; bahsi geçen zayi seferler (özel halk otobüslerinin gerçekleştiremedikleri) kapsamında meydana gelen sefer ödemeleri ile mahrum kalınan bilet ücretlerine dair İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri (İETT) ile gerekli resmi yazışmaların yapılması ve bu bedellerin temin edilmesi adına gereken tüm yasal işlemlerin gerçekleştirileceği belirtilerek bulgu konusu hususa iştirak edilmiştir.

Sonuç olarak, İdare tarafından üçüncü kişilerin kusurundan kaynaklı katlanılan maddi külfetin rücu işlemlerinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Kararla ilgili sorunuz mu var?