Karar Künyesi
Şirket tarafından işçilere yıllık 270 saati aşan sürelerde fazla çalışma yaptırılarak ödemede bulunulduğu görülmüştür.
4857 sayılı İş Kanunu’un “Fazla Çalışma Ücreti” başlıklı 41’inci maddesinin sekizinci fıkrasında fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda iki yüz yetmiş saatten fazla olamayacağı ifade edilmiştir. Yine aynı maddenin son fıkrasında, fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışmanın ne şekilde uygulanacağının çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir.
İlgili Kanun’un “İşin düzenlenmesine ilişkin hükümlere aykırılık” başlıklı 104’üncü maddesinde ise; Kanun’un 63’üncü maddesinde ve Yönetmelikte belirlenen çalışma sürelerine aykırı olarak işçilerini çalıştıran işveren veya işveren vekiline idari para cezası verileceği ifade edilmiştir.
Anılan Kanun’un verdiği bu yetkiye dayanarak 06.04.2004 tarihli ve 25425 sayılı Resmî Gazete’de “İş Kanununa İlişkin Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliği” yayımlanmıştır. Bu Yönetmelik’in “Fazla Çalışmada Sınır” başlıklı 5’inci maddesinde; “Fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda iki yüz yetmiş saatten fazla olamaz. Bu süre sınırı, işyerlerine veya yürütülen işlere değil, işçilerin şahıslarına ilişkindir. Fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sürelerinin hesabında yarım saatten az olan süreler yarım saat, yarım saati aşan süreler ise bir saat sayılır.” denilmektedir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, bir işçinin bir yılda en fazla 270 saat fazla çalışma yapabileceği belirtilmiştir.
Yapılan incelemede 2022 yılında 27 personelin, 2023 yılında ise 19 personelin 4857 sayılı Kanun’da belirlenen üst limiti aştığı, ücretlerinin limiti aşan saatler üzerinden ödendiği tespit edilmiştir.
Yukarıda yer alan denetim tespiti üzerine, Şirket tarafından, mevzuatta her ne kadar fazla çalışma süreleri belli esaslara bağlanmış olsa da Kanun’un 102’nci maddesinin (c) bendinde sayılı haller oluşmamış ise işverene karşı uygulanabilecek bir yaptırım bulunmadığı ifade edilmiştir. Buna göre Şirket; işveren, işçinin fazla çalışma için onayını almışsa, işçiye fazla çalışmasının karşılığını ödemişse yahut işçiye hak ettiği serbest zamanı süresi içinde kullandırmışsa, bu maddede yazılı para cezasına muhatap olunmayacağını belirtmiştir.
Ancak Bulgu konusu, 102’nci maddenin (c) bendinde düzenlenen idari para cezasına ilişkin olmayıp, 104’üncü madde kapsamında düzenlenen idari para cezalarına ilişkindir. 102’nci madde, 41’inci maddede yer alan 270 saat düzenlemesinin aşılması halinde idari para cezası öngörmemektedir. Bu maddede ön görülen ceza, fazla çalışmalara ilişkin ücretin ödenmemesi, serbest zamanın kullandırılmaması ve fazla saatlerde yapılacak çalışmalar için işçinin onayını almamasına ilişkindir ki, Bulguda bu konulara ilişkin bir eleştiri getirilmemiştir.
Şirket ayrıca, Kanun’un 104’üncü maddesi kapsamında düzenlenen idari para cezasının, 63’üncü maddede belirtilen haftalık çalışma saatinin aşılması yahut farklı biçimde değiştirilmesi halinde verilmesi gerekeceğini belirtmiştir. Bu çerçevede Şirket, fazla çalışmanın yıllık 270 saati geçmesinin Şirket açısından idari para cezası doğurmayacağını, ancak işçiye iş akdini haklı olarak fesih hakkı vereceğini; çalışma sürelerinin, 63’üncü maddede belirtilen esaslara uygun olarak belirlendiğini ifade etmiştir.
Ancak Bulgu konusu husus salt idari para cezasına ilişkin olmadığı gibi, yine Şirketin ifade ettiği şekliyle doğrudan Kanun’un 63’üncü maddesinde düzenlenen hususlara ilişkin değildir. Kanun’un 104’üncü maddesinde “Bu Kanunun 63 üncü maddesinde ve bu maddede belirtilen yönetmelikte belirlenen çalışma sürelerine aykırı olarak işçilerini çalıştıran … işveren veya işveren vekiline binikiyüz Türk Lirası idari para cezası verilir” ifadesi kullanılarak, idari para cezasının Yönetmelik kapsamında belirtilen süreler için de geçerli olduğu düzenlenmiştir. İşçilerin fazla çalışma sürelerinin toplamının bir yılda 270 saatten fazla olamayacağı hususu, idari para cezasına bakan tarafıyla anılan Yönetmelik kapsamında düzenlenmiştir.
Şirketin idari para cezası uygulanamayacağına ilişkin değindiği mevzuat hükümleri konuyla doğrudan ilişkili olmamakla beraber, Bulguda yer alan işçilerin fazla çalışma sürelerinin toplamının bir yılda 270 saatten fazla olamayacağı hususu, yukarıda da belirtildiği üzere salt idari para cezası açısından ele alınmamış, ayrıca Kanun’un 41’inci maddesi kapsamında eleştiri konusu yapılmıştır. Şirket idari para cezasına muhatap olmayacak olsaydı dahi bu durum, Kanunla getirilen kamu düzenine ilişkin hükümlere uymamaya dayanak oluşturmamaktadır.
Sonuç olarak, idari para cezası ile karşılaşmamak ve mevzuata aykırı hareket etmemek amacıyla şirket uhdesinde istihdam olunan işçilerin 4857 sayılı Kanun’a uygun olarak fazla mesai sürelerinin düzenlenmesi sağlanmalıdır.