Belediyenin kuruluşuna katıldığı Bodrum Belediyesi Tur. İnş. Gıd. Ener. San. Tic. A.Ş. adlı şirketin Sosyal Güvenlik Kurumuna olan sosyal güvenlik prim borcu ile Bodrum Vergi Dairesi nezdinde bulunan vergi borçlarının alınan Meclis kararına istinaden bütçeden ödendiği ve yapılan ödemelerin 232-Diğer Kurum Alacakları Hesabında takibinin yapılmadığı görülmüştür.

Borç verme ile ilgili olarak 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun;

“Belediyenin yetkileri ve imtiyazları” başlıklı 15’inci maddesinin (i) bendinde,” Borç almak, bağış kabul etmek.” hükmü,

“Meclisin görev ve yetkileri” başlıklı 18’inci maddesinin (d) bendinde, “Borçlanmaya karar vermek.” hükmü,

“Belediyenin giderleri” başlıklı 60’ncı maddesinin (f) bendinde, “Belediyenin kuruluşuna katıldığı şirket, kuruluş ve katıldığı birliklerle ilgili ortaklık payı ve üyelik aidatı giderleri.” hükmü,

“Diğer kuruluşlarla ilişkiler” başlıklı 75’inci maddesinde, “Belediye, belediye meclisinin kararı üzerine yapacağı anlaşmaya uygun olarak görev ve sorumluluk alanlarına giren konularda;

  1. Mahallî idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına ait yapım, bakım, onarım ve taşıma işlerini bedelli veya bedelsiz üstlenebilir veya bu kuruluşlar ile ortak hizmet projeleri gerçekleştirebilir ve bu amaçla gerekli kaynak aktarımında bulunabilir.” hükmü, yer almaktadır.

    Yukarıda belirtilen hükümler uyarınca, belediyelerin yetkili organlarının kararı ile borç verme, mali ve ayni yardımda bulunma yetkileri anılan Kanun’da açık bir şekilde düzenlenmiştir.

    Söz konusu hükümlere göre, belediye kuruluşuna katıldığı şirketin ortaklık payını bütçesinden ödeyebilir.

    Ayrıca belediye, belediye meclisinin kararı üzerine yapacağı anlaşmaya uygun olarak görev ve sorumluluk alanlarına giren konularda; mahallî idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına ait yapım, bakım, onarım ve taşıma işlerini bedelli veya bedelsiz üstlenebilir veya bu kuruluşlar ile ortak hizmet projeleri gerçekleştirebilir ve bu amaçla gerekli kaynak aktarımında bulunabilir.

    Diğer yandan, kuruluşuna katıldığı şirketin Sosyal Güvenlik Kurumuna olan prim borçları ile vergi dairesine olan vergi borçlarının bütçeden ödenebileceğine yönelik anılan Kanun’da bir düzenleme de bulunmamaktadır. Dolayısıyla kanunlarda açık olarak verilmeyen bir yetkinin belediye organlarınca kullanılmayacağı da açık bir husustur.

    Yapılan incelemede, Belediyenin ortağı olduğu Bodrum Belediyesi Tur. İnş. Gıd. Ener. San. Tic. A.Ş. adlı şirketin Sosyal Güvenlik Kurumuna olan sosyal güvenlik prim borcu ile Bodrum Vergi Dairesi nezdinde bulunan vergi borçlarının Bodrum Vergi Dairesi Müdürlüğünce tebliğ edilen ödeme emri üzerine alınan Meclis kararına istinaden 7440 sayılı Kanun uyarınca yapılandırma yapılmak suretiyle bütçeden ödenmeye başlanmıştır. Bu kapsamda 2023 yılında Sosyal Güvenlik Kurumuna prim borcuna karşılık 14.284.764,36 TL ile Bodrum Vergi Dairesi Müdürlüğüne vergi borcuna karşılık 12.642.434,76 TL ödeme yapılmış ve söz konusu ödemeler doğrudan giderleştirilmek suretiyle muhasebe kaydına alınmıştır.

    Bununla birlikte, yapılan ödemeler doğrudan giderleştirilemeyecek ödemeler olması nedeniyle izlenebilmesi ve geri alınabilmesi için Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği hükümleri uyarınca 232-Diğer Kurum Alacakları Hesabına kaydının yapılması gerekmektedir.

    Kamu idaresi cevabında özetle, 5393 sayılı Kanun’da belediye başkanının belediye tüzel kişiliğinin temsilcisi olduğu ve diğer belediye organlarına verilen görev ve yetkileri dışındaki görev ve yetkileri kullanma konusunda belediye başkanına genel bir yetki verildiğinden ve belediye şirketlerinde genel kurul yetkisinin belediye başkanı tarafından kullanılması gerekmekte olduğundan yönetim kurulu başkanı kanunen belediye başkanı olduğu, şirketin yönetim kurulu başkanı olma konusunda belediye başkanının bir iradesinin bulunmadığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10’uncu maddesi, 6183 sayılı Kanunun 35 ve mükerrer 35’inci maddeleri gereği kamu borçlarından şirket ortaklarının doğrudan doğruya sorumlu olması sebebiyle hem Vergi Dairesi hem de Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan adımıza ödeme emri gönderildiği, Bodrum Belediyesi Tur. İnş. Gıd. Ener. San. Tic. A.Ş.’e ait vergi ve sigorta borçlarının Belediyemizin şirkette %100 hissedar durumunda olması, şirketin üzerinde hiçbir mal varlığının olmaması ve kamu alacağının sürüncemede bırakılmaması adına, kamu yararı gözetilerek vadesi geçen borçların 7440 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılarak ödenmekte olduğu, yapılan işlemlerin yürürlükteki mevzuata aykırı olmadığının düşünüldüğü ifade edilmiştir.

    Kamu idaresince, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nda belediye başkanının belediye tüzel kişiliğinin temsilcisi olduğu ve diğer belediye organlarına verilen görev ve yetkileri dışındaki görev ve yetkileri kullanma konusunda belediye başkanına genel bir yetki verildiği ve belediye şirketlerinde genel kurul yetkisinin belediye başkanı tarafından kullanılması gerekmekte olduğundan yönetim kurulu başkanı kanunen belediye başkanı olduğu, şirketin yönetim kurulu başkanı olma konusunda belediye başkanının bir iradesi bulunmadığı ifade edilmiş ise de, belediye şirketleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na tabi olup, belediye tüzel kişiliğinden ayrı tüzel kişiliğe sahiptir. Bu nedenle belediye şirketlerinde genel kurul, yönetim kurulu ve diğer yöneticilerin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirlenmesi gerekmektedir.

    5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 37’nci maddesine göre belediye başkanı belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisidir. Bu niteliği gereği belediye tüzel kişiliğinin yasal açıdan temsilcisi olmakla birlikte, belediye şirketlerinin tüzel kişiliğinin zorunlu temsilcisi değildir. Belediye başkanları 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belediye şirketlerinde yönetici olabileceği gibi yönetici olamayabilir. Bu çerçevede, belediye şirketlerinde belediye başkanlarının belediye şirketlerinin yönetiminde yer alması yasal açıdan zorunlu olmayıp, takdire bağlı bir durumdur.

    5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 70’inci maddesine göre belediyeler, kendilerine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen usûllere göre şirket kurabilirler. Bu şirketlere de aynı Kanun’un 60’ncı maddesine göre, belediye bütçesinden belediye şirketlerine ayni ve nakdi kuruluş sermayesi tahsisi ve gerekli hallerde sermaye artırımı şeklinde sınırlı yöntemle kaynak aktarılabilmektedir. 5393 sayılı Kanun’da söz konusu şirketlere sermaye tahsisi dışında belediye bütçesinden borç verilmesi ya da başka bir yöntemle kaynak aktarılması düzenlenmemiştir. Söz konusu sermaye tahsisi dışında belediye şirketlerine belediye bütçesinden kaynak aktarmanın yasal dayanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle şirketin yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile diğer yöneticilerinin şirketin faaliyet konularına ilişkin olarak tahsis edilen sermayeyi verimli ve etkin kullanmaları görevlerinin bir gereğidir. Aksi halde meydana gelecek borçlardan ve dolayısıyla zararlardan sorumlu olacakları çok açıktır.

    5393 sayılı Kanun’un 38’inci maddesinde belediye başkanının görevleri sayma yöntemiyle belirlenmiş olup, bu kapsamda yasal açıdan aynı maddenin (k) bendi uyarınca “Belediye ve bağlı kuruluşları ile işletmelerini denetlemek.” görevi bulunmaktadır.

    Anonim şirket şeklinde kurulan belediye şirketlerinde belediye başkanları takdirlerine göre genel olarak yönetim kurulu başkanı yetkisini kullanırlar. Yukarıda belirtilen düzenlemeler sebebiyle anonim şirket şeklinde kurulan belediye şirketlerinde belediye başkanlarının genel kurul ya da yönetim kurulu başkanı yetkisini şirketin hak ve menfaatlerini koruyacak şekilde kullanması gerekmektedir. Bu yetkinin etkin ve verimli kullanılmaması neticesinde doğan vergi ve sosyal güvenlik prim borcu gibi kamu kurumlarına olan mali yükümlülüklerden yönetici sıfatıyla sorumlu olacağı açıktır. Zira belediye şirketlerinde şirket yöneticilerinin şirketin kamuya olan borçlarından sorumlu olacakları hem 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10’uncu maddesinde hem de 6183 sayılı Kanun’un 35 ve mükerrer 35’inci maddelerinde düzenlenmiştir. Bu kapsamda anonim şirket statüsünde kurulan belediye şirketlerinde yönetim kurulu başkanı olan belediye başkanlarının bu sıfatlarından kaynaklanan bir ayrıcalığı da bulunmamaktadır.

    Ayrıca, anonim şirket statüsünde kurulan belediye şirketlerinde yönetim kurulu başkanının belediye başkanı olması halinde, şirketin vergi ve sosyal güvenlik prim borçlarından belediyenin sorumlu olacağı ve bu borçların belediye bütçesinden ödeneceğine dair kanuni bir düzenleme bulunmamaktadır. Aksine söz konusu borçlardan şirket yöneticilerinin sorumlu olacağı hem 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10’uncu maddesinde hem 6183 sayılı Kanun’un 35 ve mükerrer 35’inci maddelerinde hem de 5510 sayılı Kanun’un 88’inci maddesinin yirminci fıkrasında düzenlenmiştir.

    Zira, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15’inci maddesinde belediyelerin yetki ve imtiyazları tahdidi olarak sayılmış olup, belediyelerin belediye bütçesinden kuruluşuna sermaye koymak suretiyle katıldıkları şirketlerin vergi ve sosyal güvenlik prim borçlarını ödeyeceklerine dair yetki bulunmamaktadır. Belediyelerin bu tür borçları belediye meclisi kararına istinaden üstlenmeleri de bu nedenle kanuni dayanaktan yoksundur.

    Belediyenin vergi ve sosyal güvenlik prim borcu olan şirketin %100 hissedarı olması, şirketin üzerinde hiçbir mal varlığının olmaması ve kamu alacağının sürüncemede bırakılmaması adına, kamu yararı gözetilerek vadesi geçen borçların 7440 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılması söz konusu borçların belediye bütçesinden ödenmesi için gerekçe olamayacağı açıktır.

    Diğer yandan, belediye şirketleri de diğer şirketler gibi borçlarından tüm mal varlığı ile sorumlu olup, alacaklıların alacaklarını öncelikle şirketten talep etmeleri gerekmektedir. Şirketten tahsil imkanı olmayan hallerde de şirket yöneticilerinden talep edilmesi gerekmektedir. Vergi ve sosyal güvenlik prim borcu gibi kamu alacaklarının takibinde 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10’uncu maddesinde, 6183 sayılı Kanun’un 35 ve mükerrer 35’inci maddesinde ve 5510 sayılı Kanun’un 88’inci maddesinin yirminci fıkrasında özel düzenlemeler bulunmaktadır. Söz konusu alacakların şirketin mal varlığından tahsil edilememesi halinde yöneticilerden tahsil edileceği anılan kanunlarda açık olarak düzenlenmiştir.

    213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10’uncu maddesinde, 6183 sayılı Kanun’un 35 ve mükerrer 35’inci maddesinde yer alan düzenlemelere rağmen, vergi dairesince belediyeye gönderilen ödeme emirlerine belediyece 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun olarak itiraz da edilmemiştir.

    5510 sayılı Kanun’un 88’inci maddesinin yirminci fıkrasında, “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” hükmü yer almaktadır. Söz konusu hükme göre şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. Bu düzenlemeye göre anonim şirket şeklinde kurulan belediye şirketlerinin Kuruma olan sosyal güvenlik prim borçlarından belediyenin sorumlu tutulması dayanaktan yoksundur. Kuruma karşı şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.

    Ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumu Muğla İl Müdürlüğünce belediyeye gönderilen ödeme emirlerine 5510 sayılı Kanun’un 88’inci maddesinin yirminci fıkrasında düzenlemeye rağmen itiraz da edilmemiştir. Kaldı ki anılan Müdürlükçe ödeme emirleri borçlu şirketin kanuni temsilcisi sıfatıyla gönderilmiştir. Anonim şirket şeklinde kurulan belediye şirketinin Kuruma olan borçları alınan meclis kararına istinaden 7440 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılmak suretiyle ödenmeye başlanmıştır. Meclis kararı yasal dayanaktan yoksun olduğu gibi, kararda toplam ödenecek tutarda belirtilmemiştir.

    Anonim şirket şeklinde kurulan yukarıda belirtilen belediye şirketinin gelirlerini artıcı tedbirler yerine mal ve hakları elden çıkarılarak ya da devredilerek şirket iflas durumuna getirilmiştir. Bazı hakların devri ya da satılması nedeniyle elde edilen gelirler bu borçların ödenmesi için kullanılmamıştır. Bu nedenle de şirketin yöneticilerinin ayrıca sorumluluğu bulunmaktadır.

    Alacaklı durumdaki kamu kurumlarının şirketin tüm mal ve hakları üzerinde gerekli tedbirleri uygulamadığı, şirket yöneticilerinden talep edilmesi gereken alacakları belediyeden talep ettiği, belediyenin de adı geçen idarelerce gönderilen ödeme emirlerine yönelik gerekli itirazları süresinde ve ilgili mevzuata uygun yapmadığı görülmüştür.

    Bununla birlikte, belediye başkanları aynı zamanda 5393 sayılı Kanun’un 38’inci maddesinin (a) bendi uyarınca belediyenin hak ve menfaatlerini de korumakla yükümlüdür. Anılan Kanun’un vermediği bir yetkiyi kullanması da yetki aşımına yol açacaktır. Bu durumun da idari ve mali sorumluluğa neden olacağı izahtan varestedir.

    Yukarıda belirtilen düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında, belediyelerin belediye bütçesinden kuruluşuna sermaye koymak suretiyle katıldıkları şirketlerin vergi ve sosyal güvenlik prim borçlarını bütçeden ödemelerinin kanuni dayanağı bulunmamaktadır. Ayrıca bu borçların belediye bütçesinden ödenmesi nedeniyle ödenen tutarların şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcilerine rücu edilmesi gerekmektedir.

    Bu itibarla, açıklanan nedenlerle adı geçen şirketin Sosyal Güvenlik Kurumuna ve Bodrum Vergi Dairesi Müdürlüğüne olan borçlarına karşılık belediye bütçesinden yapılan ödemelerin 232-Diğer Kurum Alacakları Hesabına kaydedilerek izlenmesi ve şirketin varlığından veya şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcilerinden faizi ile birlikte geri alınması için gerekli işlemlerinin yapılması gerekmektedir.

Kararla ilgili sorunuz mu var?