Ankara sınırları içerisindeki belediyeler adına çevre temizlik vergisi tahsilatı yapan ASKİ Genel Müdürlüğünün belediyelere gönderdiği bu vergiyi, önce gelir daha sonra gider olarak kaydettiği görülmüştür.

2464 sayılı Kanun’un “Çevre temizlik vergisi” başlıklı mükerrer 44’üncü maddesinde; su tüketim miktarı esas alınmak suretiyle hesaplanan çevre temizlik vergisinin, su faturasında ayrıca gösterilmek suretiyle tahakkuk etmiş sayılacağı, su ve kanalizasyon hizmetleri ayrı bir kanunla düzenlenmiş bulunan büyükşehir belediye sınırlarındaki çevre temizlik vergisinin, 2560 sayılı İSKİ Kanunu hükümlerine göre kurulan su ve kanalizasyon idarelerince tahsil edileceği, su ve kanalizasyon idarelerince büyükşehir dahilindeki her ilçe belediyesinin mücavir sınırları içinde bulunan konutlara ilişkin olarak tahsil edilen çevre temizlik vergisi ile bu verginin süresinde ödenmemesi nedeniyle tahsil edilen gecikme zammının yüzde seksenini tahsilatı takip eden ayın yirminci günü akşamına kadar bir bildirim ile ilgili belediyeye bildirilerek aynı süre içinde ödeneceği, tahsil edilen vergi ve gecikme zammının yüzde yirmisini ise münhasıran çöp imha tesislerinin kuruluş ve işletmelerinde kullanılmak üzere büyükşehir belediyesinin hesabına tahsilatı takip eden ayın yirminci günü akşamına kadar aktarılacağı ifade edilmiştir.

Su ve kanalizasyon idarelerince tahakkuk ettirilen çevre temizlik vergisi idarenin kendine ait bir gelir değildir. Bahsedildiği üzere, çevre temizlik vergisi konutlarda su faturası üzerinden tahsil edilmekte, su idaresinin fonksiyonu ise bu vergiyi ilgili belediyelere göndermektir.

Su ve kanalizasyon idarelerince tahakkuk ettirilen çevre temizlik vergisinin idarenin kendine ait bir geliri olmaması tespitine dayanan bulgu ilk olarak idarenin 2013 yılı Sayıştay Denetim raporunda yer almış ve Hesap planı değişikliği için gerekli girişimlerde bulunulmuştur. Bu çerçevede Merkezi Yönetim Muhasebe Yönetmeliği’nde hesap planında bulunan 948 Başka Birimler Adına İzlenen Alacaklar Hesabı ile bu hesabın karşılığı olan 949 nolu hesabın hesap planına eklenmesi talebinde bulunulmuş ve herhangi bir mağduriyetin doğmaması için yeni hesaplar tahsis edilene kadar eski sisteme devam edileceği bildirilmiştir.

Bulgu 2021 yılı Sayıştay raporunda da tekrarlanmış ve bu kez İdarenin söz konusu kayıtları Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 948 hesap kodlu Başka Birimler


Adına İzlenen Alacaklar Hesabı ile 949 hesap kodu ile Başka Birimler Adına İzlenen Alacak Emanetleri Hesabının anlatıldığı 470, 471, 472, 473 ve 473’üncü maddelerine göre yapması gerektiği bulguda belirtilmiştir.

Görüldüğü üzere 2013 yılı denetimi sonucunda idarenin hesap Planı değişikliği hususundaki talebine dayalı olarak Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliğine 948 Başka Birimler Adına İzlenen Alacaklar Hesabı ile 949 hesap kodu ile Başka Birimler Adına İzlenen Alacak Emanetleri Hesapları eklendiği halde bu hesapların idarece kullanmadığı anlaşılmaktadır.


İdare 2022 yılı içinde de kendi geliri olmayan ÇTV’nin tahakkukunu 600 Faaliyet Gelirleri hesabının alt kodunda, tahakkuk eden ÇTV'nin tahsilinden sonra belediyelere gönderilmek üzere ilgili hesaba intikali esnasında da 630 Faaliyet Gideri hesabı alt kodunda muhasebeleştirmeye devam etmektedir.

Dolayısıyla, gelir kaydedilen tutarın daha sonra gider kaydedilmek suretiyle idarenin mali tablolarında denge sağlanıyor olsa da bu durum, 630 Faaliyet Gideri ve 600 Faaliyet Geliri hesaplarının olması gerekenden fazla gözükmesine neden olmaktadır.

İdare tarafından bulgudaki öneriye uygun olarak Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı ve Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığınca koordineli bir çalışma başlatıldığı belirtilmiş ve yapılan taslak çalışma tarafımıza sunulmuş olmakla birlikte sözkonusu çalışmanın tamamlanması ve ilgili kayıtların Yönetmelikte düzenlenmiş hesaplar kullanılarak muhasebeleştirilmesi mümkün olmamıştır.

Bu itibarla başlatılan çalışmaların ivedilikle tamamlanması ve söz konusu muhasebe kayıtlarının yönetmelik hükümleri doğrultusunda yapılması beklenmektedir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?