Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ile imzalanan protokol ile yaptırılan atıksu arıtma tesisi için muhasebe kayıtlarında duran varlık kaydı ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne tesis yapımından doğan borç için borçlanma kaydı yapılmamış ve ilgili mevzuatta öngörülen fon oluşturulmamıştır. Atıksu arıtma tesisinde havalandırma havuzlarının ara perde duvar imalatında meydana gelen hasarlar için garanti kapsamında yüklenicilere başvuru yapılmamıştır.

  1. Muhasebe Kayıtlarında Atıksu Arıtma Tesisi İçin Duran Varlık Kaydı ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne Tesis Yapımından Doğan Borç İçin Borçlanma Kaydı Yapılmaması

    Atıksu arıtma tesisi yapımı için 09.05.2013 tarihinde Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) ile Belediye arasında protokol imzalanmıştır. Söz konusu protokolde mali hükümler protokolün 15, 16 ve 17’nci maddelerinde düzenlenmiştir. Bu maddelere göre, tesis yapım ve kurulum maliyeti DSİ tarafından belirlenecek ve işletmenin başladığı yıl fiyatlarıyla hesaplanacaktır. Geri ödeme 30 yıl, eşit taksitlerle ve yılda bir defa ödeme şeklinde öngörülmüştür. Her yıl ödenecek taksit tutarı, konutlar için uygulanan su satış tarifesinin ilk yıl tarifesine oranı ile çarpılarak güncellenip ödenecektir.

    Bu kapsamda DSİ tarafından 2016 yılı fiyatlarıyla hesaplanan tesis toplam maliyeti 18.441.146,27 TL’dir. Atıksu arıtma tesisinin bu tutar üzerinden taşınmaz formlarına ve 251- Yeraltı ve Yerüstü Düzenleri Hesabına kaydedilmesi gerekmektedir.

    Bununla birlikte söz konusu tutar üzerinden 429-Diğer Faaliyet Borçları Hesabına alınması ve vadesi bir yılın altına düşen tutarların da 329-Diğer Çeşitli Borçlar Hesabına alınması gerekmektedir. Ayrıca 429-Diğer Faaliyet Borçları Hesabında kalan bakiye tutarın protokol kapsamında her yıl hesaplanacak artış oranı dikkate alınarak değerlemeye tabi tutulması gerekmektedir.

    Yapılan incelemelerde tesis teslim alındığı zaman taşınmaz formlarına ve muhasebe hesaplarına tahakkuk kaydı yapılmadığı, DSİ’ye olan borçlar için muhasebe hesaplarına borç kaydı yapılmadığı, sadece DSİ'ye ödenen iki taksit tutarının ödeme tarihinde 251-Yeraltı ve Yerüstü Düzenleri Hesabına alındığı görülmüştür.

    İdare trafından verilen cevapta 06.05.2022 tarihli ve 3892 ve 3893 sayılı yevmiye maddesi kayıtları ile borç ve varlık kayıtlarında düzeltme yapıldığı beliritlmiştir. Ancak bu düzeltme 2022 mali tablolarına yansıyacak olup, 2021 yılı mali tablolarını etkilememektedir. Ayrıca bulguda belirtildiği üzere söz konusu borç tutarının her yıl belirlenen su bedeline göre değerleme yapılarak güncellenmesi gerekmektedir.

    Sonuç olarak idarenin varlık ve borç kayıtlarını tahakkuk ettikleri zaman kayıt altına alınmaması sebebiyle 251-Yeraltı ve Yerüstü Düzenleri Hesabı, 429-Diğer Faaliyet Borçları Hesabı ve 329-Diğer Çeşitli Borçlar Hesabı bilançoda hatalı olarak sunulmaktadır.

  2. Atıksu Arıtma Tesisinden Kaynaklanan Borçların Ödenmesi İçin Fon Oluşturulmaması

    1053 sayılı Belediye Teşkilâtı Olan Yerleşim Yerlerine İçme, Kullanma Ve Endüstri Suyu Temini Hakkında Kanun’un 8’inci maddesinde; “Belediyelerin bu kanuna göre borçlanacakları meblağı karşılamak üzere uygulayacakları su tarifelerinin meydana getirilecek tesislerin amortismanı ile ilgili miktarı özel bir fona yatırılır. Bu fon munhasıran belediyelerin Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne bu kanun gereğince vaki borçlarının ödenmesi için kullanılır…” denilerek su tarifelerinin belirlenmesinde tesisler için dikkate alınan amortisman maliyet bedellerinin ayrı bir fona yatırılması ve DSİ’ye olan borçların bu fondan karşılanması öngörülmüştür. Ancak, Belediye tarafından böyle bir fon oluşturulmamıştır.

    İdare tarafından verilen cevapta söz konusu fonun oluşturulması çalışmalarına başladığı ifade edilmiştir.

    Sonuç olarak belirtilen mevzuat hükümlerine uygun olarak söz konusu borç ödemeleri için fonun oluşturulması gerekmektedir.

  3. Atıksu Arıtma Tesisinde İmalatta Meydana Gelen Hasarlar İçin Garanti Kapsamında Yüklenicilere Başvuru Yapılmaması

    Atıksu arıtma tesisi yapımı için 09.05.2013 tarihinde DSİ ile Belediye arasında protokol imzalanmıştır. Protokol kapsamında DSİ tesisi inşa ettirmiş, tesisin kesin kabulünü yaparak 17.06.2016 tarihli Devir Protokolü ile tesisi Belediyeye devretmiştir.

    Söz konusu devir protokolünün “Hususi Hükümler” başlıklı 5’inci maddesinde, “İşin aşağıdaki şartlarda devir ve teslimi yapılmaktadır.” denilmekte ve maddenin (e) bendinde “Belediye, mekanik-elektrik ekipman, imalat ve enstrümanların garanti süreleri boyunca muhtemel arızaların tespiti ve onarımı amacı ile tedarikçileri firmaları ile temasa geçecektir.” hükmü düzenlenmektedir. Protokolde yer alan bu düzenlemelere göre garanti kapsamında yüklenici firmalara başvurma yetki ve sorumluluğu protokol tarihinden itibaren Belediyeye geçmiştir.

    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 477’nci maddesinde; “Eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra, yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur; ancak, onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilemeyecek olan ayıplar için sorumluluğu devam eder. İşsahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır.

    Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa işsahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır.” düzenlemesi ile yüklenicinin teslimden sonra ortaya çıkabilecek gizli ayıp niteliğindeki ayıplar için sorumluluğunun devam ettiği belirtilmiştir. Ancak bu sorumluluğa gidilebilmesi için sonradan ortaya çıkan ayıp hakkında işsahibi tarafından yükleniciye bildirim yapılması gerekmektedir. Ayrıca TBK’nın 478’inci maddesinde, taşınmaz yapılarda normal zamanaşımının beş yıl olduğu, yüklenicinin ağır kusuru varsa, ayıplı eserin niteliğine bakılmaksızın yirmi yıl olduğu hükmü yer almaktadır.

    İşsahibinin seçimlik hakları TBK’nın 475’inci maddesinde; “Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde işsahibi, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:

    1. Eser işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme.
    2. Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme.
    3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme.
    İşsahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. …” şeklinde düzenlenmiştir.

    4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 30’uncu maddesinde “Yapım işlerinde yüklenici ve alt yükleniciler, yapının fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılmaması, hileli malzeme kullanılması ve benzeri nedenlerle ortaya çıkan zarar ve ziyandan, yapının tamamı için işe başlama tarihinden itibaren kesin kabul tarihine kadar sorumlu olacağı gibi, kesin kabul onay tarihinden itibaren de onbeş yıl süreyle müteselsilen sorumludur. Bu zarar ve ziyan genel hükümlere göre yüklenici ve alt yüklenicilere ikmal ve tazmin ettirilir. …” hükmü ile yapım işlerinde yüklenicilere, işlerin fen ve sanat kurallarına aykırı veya hileli malzeme kullanılması ve benzeri nedenler ile gerçekleşecek zarar ve ziyana karşı on beş yıl sorumluluk getirilmiştir.

    Yukarıda yer verilen protokol ve mevzuat hükümleri çerçevesinde, DSİ tarafından yaptırılıp kesin kabulü yapılan tesisin Belediyeye devri ile tesisin yapımına ilişkin garanti hakları da belediyeye devredilmiştir. Bu bağlamda TBK ve Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu hükümleri çerçevesinde yüklenici firmalara başvurarak seçimlik haklardan birini isteme hak ve sorumluluğu belediyeye aittir.

    Devir işlemlerinden sonra atıksu arıtma tesisi faaliyetlerine başlamıştır. Tesiste yer alan havalandırma havuzlarına ait difüzörlerin rutin bakım ve onarım çalışmaları için havuzun ilk boşaltılma zamanında havuz duvarlarında ciddi çatlama ve yarıkların olduğu tespit edilmiş ve havuzlar tekrar doldurulmuştur. Çatlak ve yarıkların çalışmalara engel teşkil ettiği belirtilerek gerekli tamiratların DSİ tarafından yaptırılması için 31.08.2016 tarihinde DSİ’ye başvuru yapılmıştır. Ancak DSİ tarafından herhangi bir tamirat işlemi yapılmamış veya yaptırılmamıştır. Söz konusu tarihten itibaren tesis istenen arıtma verimine ulaşmakta zorlanmaktadır.

    Belediye tarafından DSİ’ye başvuru yapılmasına rağmen ilgili “Devir Protokolü” hükümleri çerçevesinde garanti kapsamında yüklenici firmalara herhangi bir başvuru yapılmamıştır. Aradan yaklaşık beş yıl geçtikten sonra DSİ tarafından 2021 yılında müfettiş görevlendirmesi yapıldığı ve akabinde yüklenici firmalar aleyhine tespit davası açıldığı bildirilmiştir.

    Ancak Belediye “Devir Protokolü” kapsamında kendisine geçen garanti haklarına ilişkin olarak yüklenicilere garanti yükümlülüklerine ilişkin bir bildirimde bulunmamış, hasarın giderilmesini talep etmemiştir.

    İdare tarafından verilen cevapta 06.05.2022 tarihinde DSİ bölge müdürlüğüne takip için tekraren yazı yazıldığı belirtilmiştir.

    Sonuç olarak DSİ ve müteahhit firmalar nezdinde garanti yükümlülükleri kapsamında gerekli girişimlerin yapılarak tesisin verimli çalışması için gerekli tedbirlerin alınmasının sağlanması gerekmektedir.

Kararla ilgili sorunuz mu var?