Karar Künyesi
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu kapsamında yapılan ihalelerde aşağıda yer alan mevzuata aykırı hususlar bulunduğu görülmüştür.
İdarenin Mülkiyetindeki Taşınmaza İlişkin Kira Süresinin İhalesiz Olarak 49 Yıla Uzatılması ve Kira Bedelinin Günümüz Koşullarında Rayicin Altında Kalması
07.10.1985 tarihli Encümen Kararıyla 25 yıl süreyle kiraya verilen İdarenin mülkiyetindeki taşınmazın kira süresinin yeni bir ihale kararı alınmadan 06.09.1986 tarihli Encümen Kararıyla 49 yıla uzatıldığı ve güncel kira bedelinin günün şartlarında rayicin altında kaldığı görülmüştür.
2886 sayılı Devlet İhale Kanun’un “Kapsam” başlıklı 1’inci maddesinde; belediyelerin alım, satım, hizmet, yapım, kira, trampa, mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ve taşıma işlerinin bu Kanun hükümlerine göre yürütüleceği; “İlkeler” başlıklı 2’nci maddesinde; bu Kanun’un yürütülmesinde, ihtiyaçların en iyi şekilde, uygun şartlarla ve zamanında karşılanması ve ihalede açıklık ve rekabetin sağlanmasının esas olduğu; “Şartname ve Eklerinde Değişiklik Halinde İlan” başlıklı 19’uncu maddesinde; İlan yapıldıktan sonra şartname ve eklerinde değişiklik yapılamayacağı, değişiklik yapılması zorunlu olursa, bunu gerektiren sebep ve zorunlulukların bir tutanakla tespit edilerek önceki ilanlar geçersiz sayılacağı ve işin yeniden aynı şekilde ilan olunacağı; “İhalelerde Kapalı Teklif Usulünün Esas Olduğu” başlıklı 36’ncı maddesinde ise; bu Kanun’un 1’inci maddesinde yazılı işlere ilişkin ihalelerde, tekliflerin gizli olarak verilmesini sağlayan kapalı teklif usulünün esas olduğu hüküm altına alınmıştır.
Yapılan incelemelerde, üzerinde natamam inşaat bulunan mülkiyeti İdareye ait taşınmaz 07.10.1985 tarihli Encümen Kararıyla natamam inşaatın 16 ay içinde bitirilmesi ve kiranın bu tarihten sonra başlaması şartıyla 25 yıl süreyle (18.02.2012 tarihine kadar) kiraya verilmişken;
Kiracının talebi doğrultusunda Belediye Meclisinin 06.09.1986 tarihli 7 sayılı Kararıyla, İzmir İnşaat Müh. Odası Başkanlığı ile İTÜ bilirkişi raporları gerekçe gösterilerek kiralanan taşınmazdaki natamam otelin kiracı tarafından yıktırılmasına, yapılacak yeni tesisin yatırım maliyetinin yüksekliği göz önünde tutularak arsanın kira süresinin yeni bir ihale kararı alınmadan açıklık ve rekabet ilkelerine aykırı olarak ve yatırımın geri dönüş süresine ilişkin herhangi bir hesaplama yapılmadan 49 yıla (18.02.2036 tarihine) uzatılmasına ve kira ödeme süresinin iskan ruhsatının alındığı tarihten itibaren başlatılmasına karar verildiği,
Belediye Meclisince 04.06.2001 tarihinde alınan 4 sayılı Kararda ise bu defa kira ödeme süresi yerine kira süresinin Belediye tarafından inşaat ruhsatının verildiği tarihten itibaren 16 ay sonra başlayacağına karar verildiği, ruhsat tarihinin 31.07.1997 olduğu göz önünde bulundurulduğunda kira (üst hakkı) süresinin 31.11.1998 tarihinden itibaren başlatılacağı, bunun sonucunda 49 yıl olarak kararlaştırılan kira süresinin uygulamada 49 yıla ilave olacak şekilde yaklaşık 12 yıl (31.11.2047 tarihine) daha uzatıldığı,
Kira bedeli kira başlangıç tarihinden başlamak üzere ilk on yıl için eski para birimiyle 2.000.000.000 TL (iki milyar), ilk on yıldan sonraki dönem için yıllık 20.000 USD olarak kararlaştırıldığı, bu tutarın ise günümüz şartlarında rayicin oldukça altında kaldığı,
Tespit edilmiştir.
2886 sayılı Kanun’un “Şartname ve Eklerinde Değişiklik Halinde İlan” başlıklı 19’uncu maddesi uyarınca, ilan yapıldıktan sonra henüz ihale sürece tamamlanmamış olsa dahi, Şartname ve eklerinde değişiklik yapılması mümkün olmadığı gibi ihale süreci tamamlandıktan ve sözleşme de imzalandıktan sonra Şartname ve eklerinde değişiklik yapılması evleviyetle mümkün değildir. Yapılan süre uzatımı 2886 sayılı Kanun’un açıklık ve rekabet ilkelerine de aykırılık teşkil etmektedir.
Belediye Encümeni’nin 07.10.1985 tarihli Kararı ile ihale kararı alındıktan ve bu karar doğrultusunda 18.10.1985 tarihinde kira sözleşmesi imzalandıktan sonra, söz konusu taşınmazın daha uzun süreli olarak kiralanması ya da bu taşınmaz üzerinde üst hakkı veya daimi ve müstakil irtifak hakkı tesis edilmesi isteniyor ise, öncelikle Belediye Encümeni’nin 17.10.1985 tarihli kararının kaldırılması ve işin 2886 sayılı Kanun’a göre yeniden ihaleye çıkılması gerekirdi. Oysa bu yapılmamış, açıklık ve rekabet ilkeleri çerçevesinde usulüne uygun yeni bir ihale süreci başlatılmadan, sadece Hususi Şartname’de Meclis Kararıyla değişiklik yapılarak önce kira sözleşmesinin 49 yıla uzatılmış ve daha sonra da taşınmaz üzerinde üst hakkı ve bilahare daimi ve müstakil irtifak hakkı tesis edilerek kiracı ile müstakil ve daimi nitelikteki üst hakkı sözleşmesi imzalanmıştır.
Diğer taraftan, kira süresi ile kira ödeme süresi başlangıç tarihi farklı kavramlar olup, kira süresinin 07.10.1985 tarihli Encümen Kararıyla başladığı, kira süresinin 49 yıla çıkarılmasına ilişkin Belediye Meclisi Kararında belirtilen kira ödeme süresi başlangıç tarihi olan 31.11.1998 tarihinin kira süresinin başladığı tarih olmadığı açıktır.
Ek olarak, mevzuata aykırı olarak kira süresinin 06.09.1986 tarihli Encümen Kararıyla
49 yıla uzatılması sonrasındaki süreç içerisinde paranın değerinde çok önemli düşüşler olmuş, edimler arasında ağır bir nispetsizlik meydana gelmiştir. Dolayısıyla, taşınmaz sahibi idare tarafından günün ekonomik koşullarına göre rayicin altında kalan kira bedelinin hukuki yollarla günün koşullarına uygun hale getirilmesinin talep edilmesinin kamu yararının bir gereği olduğu düşünülmektedir.
25 yıl süreyle kiraya verilen belediye taşınmazının kira süresinin yeni bir ihale kararı alınmadan 49 yıla uzatılmasının mevzuata aykırılık teşkil ettiği ve mevcut kira bedelinin günün ekonomik koşullarına uygun hale getirilmesinin hukuki yollarla talep edilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.
Taşınmaz Satışları Üzerinden KDV Tahsil Edilmesi
İdare mülkiyetindeki taşınmazların satışı üzerinden Katma Değer Vergisi tahsil edildiği görülmüştür.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Sosyal ve Askeri Amaçlı İstisnalarla Diğer İstisnalar” başlıklı altıncı bölümünün 17/4-p maddesine göre; belediyeler ve il özel idarelerinin mülkiyetindeki taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimlerin katma değer vergisinden istisna olduğu hüküm altına alınmıştır.
Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nin “F. Sosyal ve Askeri Amaçlı İstisnalarla Diğer İstisnalar” bölümünün 4.15’inci maddesinde de; 3065 sayılı Kanunun (17/4- p) maddesine göre, belediyeler ve il özel idarelerinin mülkiyetindeki taşınmazların satışının (belediye ve il özel idarelerinin bünyelerinde oluşan iktisadi işletmelerin taşınmaz satışları hariç) KDV’den istisna olduğu belirtilmiştir.
Yapılan incelemede, İdare mülkiyetindeki taşınmazların satışı üzerinden KDV tahsil edildiği tespit edilmiştir.
Kamu idaresince, taşınmazın mülkiyetinin belediye adına geçmesinin 2 yılın altında olması durumunda satış esnasında KDV alınmasının zorunda olmasından dolayı satış üzerinden KDV alındığı ifade edilmişe de; 3065 sayılı Kanun’un “Sosyal ve Askeri Amaçlı İstisnalarla Diğer İstisnalar” başlıklı altıncı bölümünün 17/4-p ve 17/4-r bentlerinde 18.01.2017 tarihli ve 6770 sayılı Kanun’un 8’inci maddesiyle değişikliğe gidilerek belediyelerin mülkiyetinde en az iki tam yıl süreyle bulunma şartı yürürlükten kaldırılmış ve belediyeler ve il özel idarelerinin mülkiyetindeki taşınmazların satışının KDV’den istisna olduğu hüküm altına alınmıştır.
İdare mülkiyetindeki taşınmaz satışları KDV’den istisna olup bu satışlar üzerinden KDV hesaplanmaması gerekmektedir.
Taşıt Satışlarında Tahmin Edilen Bedelin Güncel Olmaması
İdarenin mülkiyetinde yer alan ve ekonomik ömrünü doldurmuş taşıtların satışında, taşıtların tahmin edilen bedelinin piyasa koşullarını yansıtmadığı görülmüştür.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 4’üncü maddesinde; Kanun’un uygulanmasında tahmin edilen bedel teriminin ihale konusu olan işlerin tahmin edilen bedelini; uygun bedel teriminin ise, artırmalarda tahmin edilen bedelden aşağı olmamak üzere, teklif edilen bedellerin en yükseğini ifade ettiği düzenlenmiştir.
Aynı Kanun’un ikinci kısmının “İhaleye Hazırlık” başlıklı birinci bölümünün 9’uncu maddesinde ise; tahmin edilen bedelin, idarelerce tespit edileceği veya ettirileceği, işin özelliğine göre gerektiğinde bu bedelin veya bu bedelin hesabında kullanılacak fiyatların belediye, ticaret odası, sanayi odası, borsa gibi kuruluşlardan veya bilirkişilerden soruşturulacağı, tahmin edilen bedelin, bunun dayanaklarının da eklendiği bir hesap tutanağında gösterileceği ve asıl evrak arasında saklanacağı; bu bedelin gerektiğinde ihale komisyonlarınca tahkik ettirileceği belirtilmiştir.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri uyarınca, ihaleye hazırlık veya ihale aşamasında, satılacak taşınır veya taşınmazın tahmin edilen bedelinin piyasa koşullarını yansıtacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Zira tahmin edilen bedel üzerinden artırma ihalesine çıkılacak olup tahmin edilen bedelin düşük belirlenmesi durumunda, taşınır veya taşınmaz için teklif edilecek uygun bedelinde piyasa koşullarını yansıtmama riski ortaya çıkacaktır.
Yapılan incelemede, satış ihalesi 2022 yılında gerçekleştirilen 2 taşıtın tahmin edilen bedelinin 2019 yılında düzenlenen taşıt muayene ve kontrol raporlarında belirlendiği tespit edilmiştir.
Taşıt muayene ve kontrol raporlarında, ekonomik ömrü dolduğu ancak faal ve kullanılacak durumda olduğu belirtilen taşıtlar için muhammen bedel tespiti yapılmıştır. Ekonomik ömürlerini doldurmuş olsalar dahi söz konusu taşıtların tahmin edilen bedelleri 2886 sayılı Kanun’un çerçevesini belirlediği üzere ihaleye hazırlık aşamasında, ihale tarihine yakın bir tarihte tespit edilerek ihaleye çıkılması gerekmektedir.
İdarenin mülkiyetinde yer alan taşıtların satışında, taşıtların tahmin edilen bedeli ihale
tarihine yakın bir tarihte ve piyasa koşullarına uygun olarak belirlenmesi gerekmektedir.