Karar Künyesi
5510 sayılı Sosyal Güvenlik Kanunu’nun geçici 68’inci maddesinde;
“(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında haklarında uzun vadeli sigorta kolları hükümleri uygulanan sigortalıları çalıştıran işverenlerce;
2015 yılının aynı ayına ilişkin Kuruma verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde prime esas günlük kazancı 85 TL ve altında bildirilen sigortalıların toplam prim ödeme gün
sayısını geçmemek üzere, 2016 yılında cari aya ilişkin verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısının,
2016 yılı içinde ilk defa bu Kanun kapsamına alınan işyerlerinden bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısının,
2016 yılı Ocak ila Aralık ayları/dönemleri için günlük 3,33 TL ile çarpımı sonucu bulunacak tutar, bu işverenlerin Kuruma ödeyecekleri sigorta primlerinden mahsup edilir ve bu tutar Hazinece karşılanır.
…
(10) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığının görüşleri alınmak suretiyle Kurum tarafından belirlenir.” hükmü yer almaktadır.
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca yayımlanan 10/02/2016 tarihli ve 2016-4 no.lu Genelge’nin “İhale Makamlarınca Destekten Yaralanan İşverenlerin Hakedişlerinden Yapılacak Kesintilere İlişkin Usul ve Esaslar” başlıklı 6’ncı maddesinde;
…
“Yukarıda belirtilen idarelerden iş alan işverenlere en son aya ait hakedişin ödenmesinde; hakediş/hakedişlerden kesilemeyen asgari ücret destek tutarları önceki aylarda gerçekleşen destek tutarları dikkate alınarak emanet hesaplarına alınır. En son aya ait hakediş tutarının, asgari ücret destek tutarlarını karşılamayacağının anlaşılması halinde bir önceki hakedişten de bu maksatla yeteri kadar kesinti yapılarak emanet hesaplarına alınır.
Hakedişten kesilen tutarlar veya emanete alınan tutarlar, Sosyal Güvenlik Kurumunun "İdarelerce e-borç sorgulama" ekranından görüntülenerek destek tutarının kesinleşmesinden sonra genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere illerde muhasebe müdürlüklerinin ilçelerde ise mal müdürlüklerinin banka hesaplarına aktarılır. Emanete alınan tutarlar yararlanılan asgari ücret destek tutarlarından fazla ise bu tutarlar idarelerce işverenlerin varsa borçlarına mahsup edilir. Borcunun bulunmadığının anlaşılması durumunda ise işverenlere iade edilir.” denilmektedir.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerine göre, yüklenicinin hakedişinden kesilen asgari
ücret destek primleri emanet hesaplarına alınacak ve sonrasında genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere illerde muhasebe müdürlükleri, ilçelerde ise mal müdürlüklerinin banka hesaplarına aktarılacaktır.
İdarenin 2018 yılı mali işlemlerinin incelenmesi neticesinde; muhasebe müdürlüğüne gönderilmeyerek Belediyenin emanet hesaplarında tutulan asgari ücret destek primi tutarının uygulamanın başladığı 2016 yılında 900.069,03, 2017 yılında 1.275.09,96, 2018 yılında ise 571.474,71 olmak üzere toplam 2.746.640,70 TL tutarında olduğu ve bu tutarların genel bütçeye aktarılmadığı tespit edilmiştir.
Mevzuat hükümleri uyarınca; Belediyenin emanet hesaplarında tutulan asgari ücret destek primlerinin genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere ilgili muhasebe müdürlüğüne gönderilmesi gerekmektedir.
Kamu idaresi cevabında; “Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca yayımlanan 10/02/2016 tarihli ve 2016-4 no.lu Genelge’nin “İhale Makamlarınca Destekten Yaralanan İşverenlerin Hakedişlerinden Yapılacak Kesintilere İlişkin Usul ve Esaslar” başlıklı 6’ncı maddesi gereği, yüklenicilerin hakedişlerinden asgari ücret destek primleri kesilerek emanet hesaplarına alınmıştır. Ancak emanet hesaplarında tutulan asgari ücret destek primleri ilgili muhasebe müdürlüğüne ödenememiştir. Bulguda belirtilen hususa dikkat edilerek, Belediyemiz bütçe imkanları dahilinde gerekenler yapılacaktır.” denilmektedir.
Sonuç olarak Başkanlığımıza gönderilen kamu idaresi cevabında; asgari ücret destek primlerinin yüklenicilerin hakedişlerinden kesilerek emanet hesaplara alındığı ancak genel bütçeye aktarılmadığı belirtilmiştir. Ayrıca kamu idaresi; bütçe imkanları doğrultusunda ilgili aktarımın yapılacağını belirtmiştir. Ancak idarenin ilgili aktarımları 2016 yılından beri yapmadığı belirlenmiştir. Bu itibarla ilgili aktarımın bütçe imkanları nedeniyle yapılamaması savunması yeterli görülmemektedir. İdarenin emanet hesaplarında izlediği tutarları kendi bütçe geliri olarak değil, yalnızca ilgili yere aktarım yapılıncaya kadar muhasebe kayıtlarında izlediği bir değer olarak değerlendirmesi gerekmektedir. Bütçe giderleri gerçekleştirilirken de emanet hesaplarındaki tutarların belediyenin hazır değeri olmadığı hususu göz önünde bulundurularak bütçe hazırlanmalı ve yeni harcamalara girişilmelidir.
Bulgu konusu tespitin devam edip etmediği takip eden denetimlerde izlenecektir.