Karar Künyesi
2019-2023 tarihleri arasında sözleşmesi feshedilen işçilere ilişkin fesih bildirimi yapılması ile ilgili yasal sürelere uyulmaması nedeniyle ihbar tazminatı ödendiği, sözleşmesi feshedilmiş olan 16 işçinin işe iade davalarını kazanması nedeniyle işe başlatmama tazminatı ile işçilerin boşta geçen sürelerine ilişkin ücretleri ve kaybedilen davalara ilişkin avukatlık vekâlet ücreti ödemek zorunda kalındığı görülmüştür.
4857 sayılı İş Kanunu'nun “Süreli fesih” başlıklı 17'nci maddesinde ihbar tazminatı düzenlenmiştir. Buna göre belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerektiği belirtilmiş ve iş sözleşmesinin süresine göre bildirim sürelerine yer verilmiştir. Bildirim şartlarına uymayan tarafın, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat (ihbar tazminatı) ödemek zorunda olduğu belirtilmiştir.
Kanun'un “Sözleşmenin feshinde usul” başlıklı 19'uncu maddesinde; işverenin fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorunda olduğu, 20'nci maddesinde ise feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğünün işverene ait olduğu belirtilmiştir.
Aynı Kanun'un “Geçersiz sebeple yapılan feshin sonuçları” başlıklı 21'inci maddesinde ise “İşverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işveren, işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. İşçiyi başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur.
Mahkeme veya özel hakem feshin geçersizliğine karar verdiğinde, işçinin işe başlatılmaması halinde ödenecek tazminat miktarını da belirler.
Kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakları ödenir.
Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri sözleşmeler ile hiçbir suretle değiştirilemez; aksi yönde sözleşme hükümleri geçersizdir.” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri bir arada değerlendirildiğinde; iş sözleşmesini feshetmek isteyen tarafın feshi yazılı olarak ve çalışma süresinin gerektirdiği bildirim süresine bağlı kalarak diğer tarafa iletmekle yükümlü olduğu, bildirim sürelerine uymaksızın işveren tarafından sözleşmenin feshedilmesi durumunda ise söz konusu sürenin ücretini ihbar tazminatı olarak diğer tarafa ödemek zorunda kalınacağı anlaşılmaktadır. Ayrıca işveren tarafından yapılan fesih için geçerli bir neden sunulmaması veya gösterilen sebebin mahkemece geçerli olmadığına karar verilmesi durumunda, işçi işverene başvurduğu anda, işveren tarafından yapılan fesih hükümsüz olacak ve iş akdi başından beri hiç feshedilmemiş gibi hüküm ifade edecektir.
Yapılan incelemede, 2019-2023 tarihleri arasında Şirket tarafından sözleşmesi feshedilen işçiler ile ilgili olarak, şirket aleyhine toplamda 21 adet işe iade davası açıldığı, bunlardan 16 adedinin Şirket aleyhine sonuçlandığı, 1 adet dava dosyasına ilişkin İş Mahkemesi tarafından henüz karar verilmediği, 1 adet dava dosyasının istinaf inceleme aşamasında olduğu henüz kesinleşmediği, Şirket aleyhine sonuçlanan işe iade davası neticesinde aşağıdaki tabloda ayrıntıları gösterildiği üzere toplam 905.583,23 TL tutarında maliyetle karşılaşıldığı tespit edilmiştir.
Tablo 2: İşe İade Davalarına İlişkin Maliyetler Tablosu
Avukatlık Vekâlet Ücreti (TL) | Boşta Geçen Süre Ücreti (TL) | İşe Başlatmama Tazminatı (TL) | İhbar Tazminatları (TL) | Toplam Maliyet (TL) |
79.640,00 | 342.611,58 | 282.394,98 | 200.936,67 | 905.583,23 |
Şirket, 6102 sayılı Kanun'a tabi bir anonim şirket olup, Kanun'un 16 ve 18'inci maddesinde belirtildiği üzere, Belediye tarafından ticari şekilde işletilmek üzere kurulan kuruluşlar da tacirdir ve her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, işçi sözleşmelerine ilişkin fesih bildirimlerinin haklı fesihler hariç olmak üzere, yazılı olarak yapılması ve fesih sebebinin açık ve kesin bir şekilde belirtilmesi, sözleşmelerin feshinden önce bildirimde bulunulması, 6102 sayılı Kanun gereği olup, Şirket menfaatlerine uygun tedbirlerin uygulanması Şirket yönetimi sorumluluğundadır.
Şirket aleyhine açılan işe iade davalarına ilişkin mahkeme kararlarında, işletmeyle ilgili alınan karar gereğince mevcut işçiler arasından iş akdi feshedilecek işçilere ilişkin objektif kriterlerin nasıl ve ne şekilde uygulandığının mahkemeye açıklanamadığı, sözleşmesi feshedilen işçilerin işgücü fazlalığının belirlendiği yönünde ispatlayıcı bilgi ve belgeler ile Şirket vekil beyanlarının mahkemeye sunulamadığı, Şirketin ispat yükünü hiçbir şüpheye yer bırakmaksızın yerine getiremediği, bu nedenle de fesihlerin geçerliliğinin mahkemelerce kabul edilmediği görülmektedir.
Kamu İdaresi cevabında, bulguda yer verilen hususlar kapsamında iş ve işlemlerin yürütüleceği ifade edilmiştir.
Bu nedenle, işletmeye ilişkin olarak alınan karar ve bunun sonucunda uygulaması yapılacak iş akdi fesihlerinin mevcut İş Kanunu hükümleri ile diğer meri mevzuat hükümlerine uygun olması ve dolayısı ile önceki dönemlerde kaybedilen davalardaki hataların tekrar edilmemesi Şirketin ilave mali yükümlülüklerle karşılaşmaması için gerekli görülmektedir.