Karar Künyesi
İSTOT AŞ bünyesindeki spa ve fitness alanının kiralanması işinde, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu kapsamında yapılan ihale sonucu ihaleyi kazanan ve Yönetim Kurulu Kararında da ismi belirtilen gerçek kişinin sonradan kurduğu şirketle kira sözleşmesinin imzalandığı, bahsi geçen şirketin kira sözleşmesi devam ederken 3 defa paylarının tümünün başka kişilere devredildiği, bu durumun; kira sözleşmesinin tarafının belirlenmesi ve şirketin İSTOT AŞ’ye olan 1.193.272,03 TL ödenmemiş kira borcunun yasal takibinde sorunlar yarattığı görülmüştür.
İSTOT AŞ bünyesindeki spa ve fitness alanının kiralanması işini, 2886 sayılı Kanun kapsamında 04.03.2019 tarihinde yapılan ihale sonucu, 2019/03 sayılı Yönetim Kurulu Kararı’nda da belirtildiği üzere N.Y isimli gerçek kişi kazanmıştır. Akabinde, 01.05.2019 tarihinde aylık 25.150 TL ile kira sözleşmesi imzalanmıştır. Ancak kira sözleşmesi, N.Y’nin tek başına tüm paylarına sahip olduğu “Ri*** Ltd. Şti.” ile imzalanmıştır. Ticaret Sicili
Gazetesi üzerinden yapılan kontrolde, bahsi geçen limited şirketin kira sözleşmesinin imzalanmasından sonra 14.05.2019 tarihinde tescil edilip 20.05.2019 tarihinde sicil gazetesinde ilan edilerek kurulduğu görülmüştür.
Akabinde, 09.09.2019 tarihinde yayımlanan Ticaret Sicili Gazetesi kayıtlarına göre N.Y’nin tüm paylarına sahip olduğu şirkette pay devri gerçekleşmiş ve paylar tümüyle Nu.Y’ye devredilmiştir. Aynı şekilde şirkete ilişkin tüm paylar, 16.09.2020 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi kayıtlarına göre M.B’ye ve 22.02.2021 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi kayıtlarına göre ise H.A’ya devredilmiştir. Yani 09.09.2019 tarihinden itibaren kiracının İSTOT AŞ yönetim kurulunun kiraladığı gerçek kişi ile hiçbir bağı kalmamıştır.
Kiralamaya ilişkin ihaleyi bir gerçek kişi kazanmasına rağmen kira sözleşmesinin, bu gerçek kişinin kira sözleşme tarihinden 19 gün sonra kurduğu bir şirket ile imzalanması sözleşmenin hukuki geçerliliğini şüpheli hale getirme riski doğurmaktadır. Zira ihaleyi kazanan gerçek kişi ile bu gerçek kişinin sermaye payının tamamına sahip olduğu sermaye şirketi, hukuk literatüründe; hukuksal varlık kazanma, temsil yetkisi, sorumluluk ve yükümlülük gibi yönlerden birbirinden farklılaşan farklı kişilerdir. Dolayısıyla, eğer ki ihaleyi bir gerçek kişi kazanmışsa kira sözleşmesi de bu gerçek kişiyle imzalanmalı ve tüm hukuki işlemler bu gerçek kişinin kendi nam ve hesabına hareket edeceği bir şahıs şirketi vasıtasıyla gerçekleştirilmiş olmalıdır.
Ayrıca kira sözleşmesinin hukuk aleminde henüz var olmayan bir kişilik ile imzalanması da kira sözleşmesinin sıhhatini etkilemekte ve ilgililer adına sorumluluk doğurmaktadır. Nitekim Türk Ticaret Kanunu’nun 588’inci maddesinde limited şirketin, ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanacağı ve tescilden önce şirket adına işlem yapanların, bu işlemler dolayısıyla şahsen ve müteselsilen sorumlu olduğu hükme bağlanmıştır.
Bir başka açıdan bakıldığında; kiralama ihaleleri, kira sözleşmesinin tarafının belirlenmesi için yapılmaktadır. Ancak, kira sözleşmesinin ihaleyi kazanan gerçek kişiyle değil bu kişinin kurduğu şirketle imzalanması ve akabinde şirket paylarının başka kişilere devredilmesi, İSTOT AŞ’nin rızası alınmadan kira sözleşmesinin tarafının değiştirilmesi sonucunu da doğurmuş olmaktadır. Nitekim Türk Ticaret Kanunu’nun 11’inci maddesinin üçüncü fıkrasında, bir bütün olarak devredilen şirketlerde kiracılık hakkının da doğrudan devrolunmuş kabul edileceği belirtilmiştir. Madde hükmünden, bir ticari şirketin bütünüyle devrolunduğu hallerde, kiracılık hakkının da kiraya verenin yazılı rızası olmaksızın devrolunacağı anlaşılmaktadır. Yukarıda bahsedildiği üzere kiralama ihalesini kazanan gerçek kişinin kurduğu limited şirketin ortağı ve münferiden temsile yetkili kişisi pay devri yoluyla 3 kez değişmiştir. Böylece, yapılan ihalenin sonucunun öngörmediği bir şekilde, kira sözleşmesinin tarafı İSTOT AŞ’nin rızası olmadan değiştirilmiş olmaktadır. Oysa kira sözleşmesi, ihale sonucuna uygun bir şekilde gerçek kişi ile imzalansaydı, kira sözleşmesinin devri durumunda Türk Borçlar Kanunu’nun “Kira ilişkisinin devri” başlıklı 323’üncü maddesine uygun olarak kiraya veren İSTOT AŞ’nin yazılı rızasının alınması gerekmekteydi.
Kira sözleşmesinin ihaleyi kazanan gerçek kişi yerine bu kişinin kurduğu ve daha sonra 3 kez pay devri yapılan şirketle imzalanmasının, ödenmeyen kira borçlarına ilişkin yasal takip yapılacak kişiler hakkında da hatalı değerlendirme yapılmasına sebebiyet verdiği değerlendirilmektedir. Nitekim ödenmeyen kira borcundan dolayı, ihaleyi kazanan gerçek kişi (N.Y.) ile bu kişinin kurduğu limited şirket hakkında yasal takip başlatılmıştır. Oysa ihaleyi kazanan gerçek kişinin ne kira sözleşmesinin altında “kendi nam ve hesabına” imzası vardır ne de son durumda limited şirketin ortağı ve münferiden temsile yetkili kişisidir. Dolayısıyla bahsi geçen kişiye yasal takip başlatılmasının uygun olmayacağı değerlendirilmekle birlikte, ihaleyi kazanan gerçek kişiye değil de sadece bu gerçek kişinin kurduğu limited şirkete yasal takip başlatılması da ihalenin sonucuna aykırı bir durum oluşturacaktır.
Sonuç olarak, kira sözleşmesinin ihaleyi kazanan ve yönetim kurulu kararında belirtilen kişiden farklı bir kişiyle imzalanmasıyla ortaya çıkan bu fiili durumun yarattığı karmaşanın, takibe ilişkin davaların kaybedilmesine yol açabileceği ve dava harcı ve icra inkar tazminatı gibi şirketi ek külfetlere sokabileceği değerlendirmektedir.