İdare tarafından yapılan tahsilatlardan bir kısmı kendi gelirlerini, bir kısmı ise diğer kamu kurumlarının gelirlerini oluşturmaktadır. Diğer kamu kurumlarının geliri niteliğindeki tahsilatların tahsilatı müteakip belli usul ve şartlarla ilgili kamu kurumuna aktarılması gerektiği ilgili kanun ve ikincil mevzuatta detaylı bir şekilde belirtilmiştir. Diğer kurumlar adına yapılan veya sorumlu sıfatıyla tahsil edilen tutarların incelenmesi neticesinde aşağıda belirtilen hususlara rastlanılmıştır.

  1. Taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına ait katkı payının ilgili kuruma gönderilmemesi

    2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 12’nci maddesinin altıncı fıkrasında, belediyelerin ve il özel idarelerinin görev alanlarında kalan kültür varlıklarının korunması ve değerlendirilmesi amacıyla kullanılmak üzere 29.7.1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 8’inci ve 18’inci maddeleri uyarınca mükellef hakkında tahakkuk eden emlak vergisinin % 10'u nispetinde Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Katkı Payının tahakkuk ettirileceği ve ilgili belediyesince emlak vergisi ile birlikte tahsil edileceği hüküm altına alınmıştır.

    2863 sayılı Kanun’a dayanılarak hazırlanan Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Ait Katkı Payına Dair Yönetmelik’in 5’inci maddesinde katkı payının tarh, tahakkuk ve tahsiline ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Aynı Yönetmelik’in 6’ncı maddesinde belediyelerce katkı payı olarak tahsil olunan tutarların, tahsil edildiği ayı takip eden ayın onuncu günü akşamına kadar il özel idarelerine veya yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarına bir bildirim ile beyan edilerek aynı süre içinde katkı payı

    hesabına yatırılacağı; tahsil edilen katkı payının süresi içinde katkı payı hesabına aktarılmasından belediye başkanı ve hesap işleri müdürünün birlikte sorumlu olduğu; tahsil edilen katkı payının süresi içinde katkı payı hesabına aktarılmaması veya katkı payının başka amaçla kullanılması halinde sorumlular hakkında yasal işlem yapılacağı belirtilmiştir. Mevzuatta belirtilen usule uyulmaması durumunda –tahsil edilen katkı paylarının zamanında ilgili kuruma gönderilmemesi- bu katkı paylarına 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre gecikme cezası tatbik edileceği ifade edilmiştir.

    Kurum hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde, 2018 yıl sonu itibari ile tahsil edilen 8.267.678,09 TL tutarında taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına ait katkı payının Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıkları için defterdarlıklar bünyesinde açılan emanet hesabına yatırılmadığı görülmüştür.

  2. Vergi kesintilerinin Gelir İdaresi Başkanlığına gönderilmemesi


    213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 8’inci maddesinde vergi sorumlusunun, verginin ödenmesi bakımından, alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişi olduğu; aynı Kanun’un müteakip maddelerinde geçen “mükellef” tabirinin vergi sorumlularına da şamil olduğu hüküm altına alınmıştır.

    Mezkûr Kanun’un 11’inci maddesinde yaptıkları veya yapacakları ödemelerden vergi kesmeye mecbur olanların, verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten sorumlu olacağı ifade edilmiştir. Belediyeler karşı tarafın vergisini istihkakından kesmek veya makbuz karşılığı tahsil etmek suretiyle vergi yükümlüsü adına vergi dairesine ödemek zorundadır. Bu uygulamanın amacı Devletin vergi alacağını güvence altına almaktır.

    Yapılan incelemelerde, Kurumun 2018 yıl sonu itibari ile Gelir İdaresi Başkanlığına 11.996.726,51 TL tutarında ödemesi gereken vergi borcu bulunduğu görülmüştür.

  3. Sosyal Güvenlik kesintilerinin SGK’ya gönderilmemesi


5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 87’nci maddesinde 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerine tabi olanların prim ödeme yükümlüsünün işverenler olduğu belirtilmiştir.

Mezkûr Kanun’un 88’inci maddesinde;

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıran işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını ücretlerinden keserek ve kendisine ait prim tutarlarını da bu tutara ekleyerek en geç Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma öder.


4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıran işverenler, çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden keserek ve kendisine ait prim tutarlarını da bu tutara ekleyerek, en geç Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma öderler…” ifadelerine yer verilmiştir.

İdare tarafından istihdam edilen personelin ücretlerinden kesilen prim tutarı ile bu tutara ilave edilen işveren payının ilgili ayı takip eden ay sonuna kadar Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenmesi gerekmektedir. Aksi halde süresi içinde ve tam olarak ödenmeyen bu prim tutarları için gecikme cezasına maruz kalarak ekstra maliyete katlanılacaktır.

Yapılan incelemelerde İdarenin 2018 yıl sonu itibari ile Sosyal Güvenlik Kurumuna 904.912,45 TL tutarında ödenmesi gereken prim borcu olduğu görülmüştür.

Bulguda bahsedilen kamu kurumlarına ait tutarların gönderilmemesi, Kurum için haksız bir yabancı kaynak yarattığı gibi hukuki sorumluluk da doğurmaktadır. Ayrıca zamanında ve tam ödenmeyen tutarlar için katlanılacak gecikme zamları ve vergi ziyaı da İdare giderlerinin mevzuata aykırı bir şekilde artmasına neden olacaktır.

Kamu idaresi cevabında; özetle, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına ait katkı payının 2018 yılının ilk 4 ayında ödendiği ancak ülkenin siyasi, sosyal, ekonomik durumlarından dolayı tahsilatların düştüğü, yapılandırma yasaları ve imar barışı sebebiyle ciddi gelir kaybının oluştuğu,

Muhtasar beyanname ile Gelir İdaresi Başkanlığına ödenmesi gereken tutarların 2018 yılının ilk 4 ayında ödendiği, SGK ve vergi daireleri nezdinde idare adına tahakkuk eden borçların düşümüne yönelik ilgili kurumlarla arsa mahsubuna ilişkin görüşmelerin devam ettiği,

Sosyal Güvenlik kesintilerinin SGK’ya gönderilmesi hususunda bulgu konusuna iştirak edildiği ve 2019 yılının başında söz konusu borçların ödendiği,

İlgili kurumlara yapılacak ödemelerde gecikmeler yaşanmasının sebebinin ekonomik konjonktür ve merkezi idarenin uygulamış olduğu çeşitli tasarruf ve yapılandırma tedbirleri olduğu, bunun idarede nakit yetersizliğine sebebiyet verdiği,

Personel giderleri, cari giderler ve yürütülmesi zorunlu hizmetlere ilişkin giderlerden sonra oluşan nakit yetersizliği nedeni ile sıkıntıların yaşandığı, ekonomik rahatlama ile birlikte eksiksiz ve zamanında ödemelerin yapılacağı belirtilmiştir.

Sonuç olarak Taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına ait katkı payının 2018 yılının ilk dört ayında ödendiği belirtildi ise de sonraki aylara ait ödemeler yapılmamış ve yıl sonu itibari ile 8.267.678,09 TL tutarındaki pay Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıkları için defterdarlıklar bünyesinde açılan emanet hesabına yatırılmamıştır. Yine vergi borçlarının muhtasar beyanname ile 2018 yılının ilk dört ayında ödendiği belirtilmiş, sonraki aylara ilişkin borçlar için ise İstanbul Valiliği ile arsa mahsubu görüşmesi yapıldığı belirtilmiştir. Kurumun 2018 yıl sonu itibari ile Gelir İdaresi Başkanlığına 11.996.726,51 TL tutarında ödemesi gereken vergi borcu bulunmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumuna olan prim borçlarının 14.01.2019 tarihli ve 506 sayılı yevmiye no.lu ve 15.02.2019 tarihli ve 2589 sayılı yevmiye no.lu ödeme emri belgeleri ile ödendiği ifade edilmiştir.

Ayrıca İdare tarafından “personel giderleri, cari giderler ve yürütülmesi gereken zorunlu hizmetlerin vatandaşlara tam ve eksiksiz ulaştırılması amacıyla yapılan ödemeler sonucunda yaşanan nakit yetersizliği nedeniyle ödemelerde gecikmeler yaşanmakta” şeklinde açıklamada bulunulmuş ise de söz konusu husus diğer kamu kurumlarına ait payların/borçların gönderilmemesine haklı bir gerekçe olamayacağı gibi İdarenin hukuki sorumluluğunu da ortadan kaldırmamaktadır. Ayrıca, bulguda belirtildiği üzere zamanında ve tam ödenmeyen bu tutarlar için katlanılacak gecikme zamları ve vergi ziyaı da İdare giderlerinin mevzuata aykırı bir şekilde artmasına neden olacaktır.

Bulgu konusu tespitin devam edip etmediği takip eden denetim dönemlerinde izlenecektir.

Kararla ilgili sorunuz mu var?