Karar Künyesi
05.07.2019 tarihinde belediye şirketine ayni sermaye olarak devredilen 247 adet taşınmazdan bazıları için bu tarihten sonra Belediye bütçesinden harcama yapıldığı ve bazı belediye personelinin devredilen taşınmazlarda belediye şirketinin emrinde çalıştırıldığı görülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Ayni sermaye konulabilecek malvarlığı unsurları” başlıklı 342’nci maddesinde, “Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olamaz” denilmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin giderleri” başlıklı 60’ıncı maddesinde, belediyenin giderleri olarak, belediye binaları, tesisleri ile araç ve malzemelerinin temini, yapımı, bakımı ve onarımı için yapılan giderler, belediyenin personeline ve seçilmiş organlarının üyelerine ödenen maaş, ücret, ödenek, huzur hakkı, yolluklar, hizmete ilişkin eğitim harcamaları ile diğer giderler, her türlü alt yapı, yapım, onarım ve bakım giderleri, vergi, resim, harç, katılma payı, hizmet karşılığı alınacak ücretler ve diğer gelirlerin takip ve tahsili için yapılacak giderler, belediye zabıta ve itfaiye hizmetleri ile diğer görev ve hizmetlerin yürütülmesi için yapılacak giderler, belediyenin kuruluşuna katıldığı şirket, kuruluş ve katıldığı
birliklerle ilgili ortaklık payı ve üyelik aidatı giderleri, mezarlıkların tesisi, korunması ve bakımına ilişkin giderler, faiz, borçlanmaya ilişkin diğer ödemeler ile sigorta giderleri, dar gelirli, yoksul, muhtaç ve kimsesizler ile engellilere yapılacak sosyal hizmet ve yardımlar, dava takip ve icra giderleri, temsil, tören, ağırlama ve tanıtım giderleri, avukatlık, danışmanlık ve denetim hizmetleri karşılığı yapılacak ödemeler, yurt içi ve yurt dışı kamu ve özel kesim ile sivil toplum örgütleriyle birlikte yapılan ortak hizmetler ve proje giderleri, sosyokültürel, sanatsal ve bilimsel etkinlikler için yapılan giderler, belediye hizmetleriyle ilgili olarak yapılan kamuoyu yoklaması ve araştırması giderleri, kanunla verilen görevler ve hizmetlerin yürütülmesi için yapılan diğer giderler, şartlı bağışlarla ilgili yapılacak harcamalar, İmar düzenleme giderleri ve her türlü proje giderleri sayılmıştır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, Menemen Belediyesi’nin kendi şirketine sermaye artırımı olarak Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde nakdi artırım yapabileceği gibi, ayni sermaye olan taşınmaz veya haklarının şirkete devredilmesi şeklinde de sermaye artırımı yapabileceği, ancak ayni sermaye olarak verilen taşınmaz veya haklar için verildiği tarihten sonra belediye bütçesinden herhangi bir harcama yapılamayacağı açıktır. Sermaye artırımında Ticaret Kanunu hükümlerinin yanında 5393 sayılı Kanun hükümleri de dikkate alınmalıdır. Hem devralan şirket hem de devreden Menemen Belediyesi ayrı tüzel kişiliğe ve ayrı bütçelere sahiptirler.
Menemen Belediye meclisinin 05.07.2019 tarih ve 78 numaralı meclis kararında, 247 adet taşınmazın üst kullanım (işletme) haklarının 10 yıl süreyle ayni sermaye olarak MENAŞ şirketine verilmesi oybirliği ile kabul edilmiştir.
Yapılan inceleme neticesinde, 2020 yılı denetim raporuna konu edilmesine rağmen 2022 yılı içerisinde de belediye tarafından, taşınmazların şirkete devredildiği tarih olan 05.07.2019 tarihinden sonra söz konusu taşınmazlar için harcamalar yapıldığı görülmüştür. Ayrıca aynı süreç içerisinde bazı taşınmazlarda çalıştırılan personelin de belediye personeli olduğu ve bu kişilerin maaşlarının belediye tarafından ödenmesine rağmen fiili hizmetlerini şirkete karşı yerine getirdikleri tespit edilmiştir.
Birleştirilmiş veriler defterinde yapılan incelemeye göre 2022 yılında örneğin aralarında Tepe Sosyal Tesisler de bulunan bina bakım ve onarımlarına bütçeden 128.403,00 TL harcama yapılmıştır. Yine şirkete ayni sermaye olarak devredilen başka bir taşınmaz olan Emiralem Engelsiz Yaşam Merkezine de bütçeden harcama yapılan tutar 20.414,00 TL’dir. Belediye meclisi kararıyla 247 adet taşınmazın işletme hakkı 10 yıl süreyle ayni sermaye olarak
verildiğine göre, bu tarihten sonra belediye bütçesinden yapılan giderler ayni sermayenin bir unsuru olamaz. Burada belirli olmayan ve öngörülemeyen gider yapılması söz konusudur.
Ayni sermaye olarak verilen taşınmazlar için devir sonrası belediye bütçesinden herhangi bir harcama yapılmaması sağlanmalıdır.
Kamu idaresi cevabında özetle şirkete ayni sermaye olarak devredilen taşınmazların resmiyette tapu müdürlüğü kayıtlarında belediyeye ait olmasından dolayı yapılan harcamalarda mevzuata aykırılık olmadığı, ancak mal alımlalarının belediye bütçesinden karşılanmaması konusunda gerekli çalışmalar yapılacağı ifade edilmiştir.
Türk Ticaret Kanunu'nun 128'inci maddesinin 5'inci fıkrasına göre "Taşınmaz mülkiyetinin veya diğer ayni bir hakkın sermaye olarak konulması hâlinde, şirketin bunlar üzerinde tasarruf edebilmesi için tapu siciline tescil gereklidir." ve yine mezkur maddenin 2'inci fıkrasında "Şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede bilirkişi tarafından belirlenen değerleriyle yer alan taşınmazlar tapuya şerh verildiği, fikrî mülkiyet hakları ile diğer değerler, varsa özel sicillerine, bu hüküm uyarınca kaydedildikleri ve taşınırlar güvenilir bir kişiye tevdi edildikleri takdirde ayni sermaye kabul olunur." denilmektedir. Özetle ayni sermayenin geçerli olabilmesi ve şirketin bunlar üzerinde tasarruf edebilmesi için tapu siciline tescil Türk Ticaret Kanunu'na göre zorunludur. Ayni sermaye olarak konulan değerlerin muhasebeleştirilmesi Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin 183'üncü maddesinde gösterilmiş olup buna göre taahhüt edilen ayni sermayenin 241 nolu hesaba borç, ilgili duran varlığın hesabına alacak olarak kaydedilerek taşınmazın kayıtlardan düşülmesi gerekmektedir. Ayni sermaye olarak konulan ve muhasebe kayıtlarından çıkarılması gereken taşınmazların tadilatlarının da şirket tarafından yapılacağı açıktır.
Tapuya tescilin yapılmadığı aksi durumda taşınmazların devrinden bahsedilemeyeceği açıktır. Bu durumda arada bir sözleşme varsa kiracılık ilişkisinden, yoksa işgalden bahsedilebilecektir. Bu durumda giderlerin kimin tarafından karşılanacağına ilişkin düzenlemeler Borçlar Kanunu’nda yapılmıştır. Buna göre Borçlar Kanunu'nun 365’nci maddesinde bakım borcu düzenlenmiş olup, kiracı, yerel âdete uygun olarak küçük onarımları yapmak, bozulan veya kullanılmayla yok olan düşük değerli araç ve gereçlerin yerine yenilerini koymak zorundadır. Kiralayanın harcama yapmasını gerektiren haller 361'inci maddede belirtilmiş olup buna göre "Kiraya veren, kira süresi içinde yapılması zorunlu olan esaslı onarımları, kiracı tarafından bildirilir bildirilmez, gideri kendisine ait olmak üzere yapmakla yükümlüdür." denilmektedir. Esaslı onarımın ne olduğu "Koruma, Uygulama ve Denetim
Büroları, Proje Büroları ile Eğitim Birimlerinin Kuruluş, İzin, Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik"te “Esaslı onarım: Tadilat ve tamirat dışında kalan ve bilimsel esaslara göre hazırlanmış rölöve, restitüsyon ve restorasyon projelerine dayalı uygulamaları,” şeklinde tanımlanmaktadır. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2019/619 E. 2019/2024 K. sayılı 13.03.2019 tarihli ilamında “Türk Borçlar Kanun’ unun 350/2. maddesi hükmü uyarınca kiralananın yenideninşa veya imar amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi nedeniyle açılacak tahliye davalarında, imarca tasdikli mimari ya da avan projenin ibrazı zorunludur. Ne var ki söz konusu projenin davanın açıldığı sırada verilmesi şart olmayıp dava tarihinden sonra da ibrazı mümkündür.” denilmiştir. Yargıtay’ın benzer kararlarında da projeye atıf yapılmakta olup Borçlar Kanunu’ndan ve Yargıtay kararlarından da anlaşılacağı üzere esaslı onarım alalede bir tadilattan ziyade projeye dayalı geniş çaplı uygulama anlamına gelmektedir. Oysa yapılan incelemede yıl içerisinde yapılan harcamaların bakım ve onarım gibi küçük harcamalar olduğu, bunlara ilişkin bir projenin bulunmadığı dolayısıyla bunların esaslı onarım olarak değerlendirilemeyeceği açıktır.
Sonuç olarak harcama yapılan taşınmazların ayni sermaye konulması veya kiralık olarak kullandırılması durumlarının her ikisinde de bakım onarım giderlerinin şirket tarafından karşılanmasının, bu kapsamda hali hazırda yapılan giderlerin de şirkete rucü edilmesinin mevzuata uygun olacağı değerlendirilmektedir.